Pulli Gelin -64-

4.2K 285 37
                                    

Hastaneler duygu değişimlerinin en çok kol gezdiği mecralardan biriydi. Kimilerinin gülerek geçtiği koridorlardan, kimileri ağlayarak geçerdi. Kimi hüzünlere şahitlik eden bekleme odaları, kimi zamanlarda ise sevince ev sahipliği yapardı. Küçük bir çocuğun gülümsemesine şahit olan duvarlar, bazen koca adamların gözyaşını da görebilirdi.

Tüm kaslarının gerildiğini hissederken, kollarını dizine yaslayıp başını iki elinin arasında sıkıştırmıştı. Yaklaşık iki saat önce tüm dünyası bir anda tersine dönmüştü. Ilım'ın attığı çığlıklar bir şeylerin ters gittiğinin habercisiydi. Henüz doğuma iki ay olmasına rağmen genç kızın doğumu başlamış ve bunu kanamasının yoğunluğu artıncaya dek hissetmemişti.

"Boğaldum ula! Boğaldum!"

Genç adam oflarcasına nefesini dışarı verip ayağa kalktı. Bekleme odasının içinde bir sağa bir sola adım atmaya başladı. Sakin kalmayı başaramadığından doğumhanenin kapısından uzaklaştırılmıştı. Böylesi de işkenceden farksız değildi. Sadece bir koridor ilerisinde karısının nasıl olduğunu bilememek, kalbinin delik deşik edilmesi gibiydi.

Yadigar, yerinde durmayı başaramayan adama baktı göz ucuyla. En az kendi kadar endişeliydi ve en az kendi kadar korku dolu... Bedenini yaslamış olduğu duvardan koparıp adımlarını Ilgar'a doğru yöneltti. Hala dönüp durmakta olan adamı bir elini omuzuna koyarak durdurdu. "Sakinleşmeye çalış biraz."

İstemsizce omuzunda hissettiği elle birlikte durdu genç adam. Yadigar'ın gözlerinin içine bakarken aynaya bakıyormuş gibi hissediyordu. Gözlerinin ardında yakaladığı duygular öylesine elle tutulur gibiydi ki, elini uzatsa herhangi birini yakalayacaktı sanki. "Nasıl?" dedi güçsüz bir sesle. "Nasıl sakin olayım?"

"Barkın'lara haber verdin mi?"

"Babamı zor aradım Yadigar."

Genç adam Ilgar'ın hafifçe omuzuna vurdu. "Ben hallederim."

Ceketinin iç cebindeki telefonunu alıp Barkın'ın numarasını tuşladı. Kısa bir çalmanın arasından açılan telefonun diğer ucundan Barkın'ın neşeli sesi duyuldu.

"Küçük ağa sen beni arar mıydın?"

"Barkın," deyip kısa bir an duraksadı Yadigar. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Dilinin ucuna gelen kelimeleri bir çırpıda sarf etti.

"Ilım'ı doğuma aldılar."

Barkın, hiçbir şey söylemeden telefonu kapatmış. Yadigar'ın ise yapacak başka bir şeyi kalmamıştı. Yeniden Ilgar'ın yanına döndüğünde bir şey söylemedi. Göz ucuyla abisine baktığında annesinin yanında gergin bir şekilde oturduğunu fark etti. Bu gece hiç kimse sakin değildi. Doğumhaneden gelecek olumlu bir haber dışında da sakin olamayacaklardı. Üstelik henüz kimse gelip herhangi bir bilgi de vermemişti. Hem kardeşinin hem de yeğenlerinin nasıl olduğunu bilememek canını sıkıyordu.

Saatler akıp giderken yakın dostları da hastanedeki yerlerini almışlardı. Barkın, Yaman ve Ilgar, Ilım'ın abileriyle birlikte doğumhanenin kapısının önündeki yerlerine sakin olmak şartıyla geri dönmüşlerdi. Kadınlar ise bekleme odasındaki yerlerinden ayrılmamıştı.

Doğumhanenin kapısına bakakalan Ilgar, "Oğlum niye kimse çıkmıyor lan?" diye söylendi.

"İkiz doğurmak kolay mı sanıyorsun sen?" diyen Yaman'dı.

"Ne bileyim ula ben sanki kaç kere doğurdum!"

"Eh sus da bekle o zaman!"

"Off ulan off!"

Derin bir nefes çeken Barkın, "Offlama Ilgar," dedi.

"Onu yapma Ilgar, bunu yapma Ilgar, ula içerdeki benim karım!"

Pulli Gelin | Maviye Tutkun Serisi-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin