Sevgilim Mert;
Şuan bu mektupta yazacaklarımı nişanlını gördüğüm gün yüzüne gelip söylemekten vazgeçmiştim.
Seni ilk gördüğüm günü hiçbir Zaman unutmadım.
Seninle evlenmek beni göklere çıkartmıştı.
Ne Acı! Ayrılık kararı aldığımda da bir o kadar yüksekten düşmüştüm.
Seni görmeye dayanamayacağımı bildiğim için ayrılık ertesi Yurt dışına çıktım.
Biliyorum ki sende beni çok sevmiştin.
Buna nişanlandığını duyduğum günden sonra bile inandım.
Ben bir tek sana tutundum.
Bir tek seni eş bildim.
Çok zor günler geçirdim senden sonra,biliyorum bana kızdın,belki de öfkeyle başkasını istedin.
İlk duyduğumda sana öyle kızmıştım ki...
Beni ayakta tutan şey sadece oğlumdu.
O olmasa içtiğim her sigarayı bileklerimde söndürebilirdim.
Hatırlıyor musun? Birgün zil zurna sarhos olmustum.
Eve bile gelememiştim.
Ne acı günlerdi Mert.
Beni senden seni benden koparan kavgalar...
Senden ayrılırken meğer senden olan bir can taşıyormuşum.
Bunu bayıldığım gün öğrendim.
Ayrılık kararı almıştık,sende benden vazgeçmeye hazırdın.
Ayrılalım dediğimde itiraz bile etmemiştin.
Kendimi senin yükünmüşüm gibi hissetmiştim.
Yine de Sana oğlumuzu Söylemediğim için üzgünüm.
Oğlumuzu senin yanında dünyaya getirmek isterdim.
Doğacağı an;seni hep yanımda hissederek güçlü durabildim.
Gülhane parkında yanımda gördüğün,sana içtenlikle gülen cocuk senin oğlun.
Adı Mert Can...
Senin gibi Merhamet dolu olsun diye senin adını koydum.
Üzgünüm bunu sana en baştan söylemediğim için...
Ben senden hic ayrılmadım Mert.
Bir kaç kez Dilan'ı arayıp seni sordum.
Son aradığım da Dilan nişanlandığını söylemese de ,beni üzecek birşeylerin olduğunu sezdim.
Belki de Sen bana kızarken ben seni özlüyordum.
Sen;seni unuttuğumu düşünürken ben her sabah her aksam seni düşlüyordum.
Ama şimdi yanında baska birinin olmasına kızamıyorum.
Aklıma hiç gelmezdi ama seviniyorum.
İstanbul'da baş dönmelerimi ailem farketti ve ısrarla doktora gönderdiler.
Bana kalsa umrumda değildi.Doktor kanser teşhisi koyduğunda sadece seni ve oğlumu düşündüm.
Şuan Almanya hastanesinde onkoloji servisinden yazıyorum bunları sana...
Sanırım sona doğru yaklaşıyorum.
Mert Can seninde canın,senin bir parçan o şuan annem ve babamın yanında,
Bu mektubu daha önce yazsaydım sana olan kırgınlığımı dile getirerek başlayacaktım sözlerime,
Sadece benim yerime birini koyduğun için sitemler ederek oğlumuzu haberdar edecektim sana.
Ama senin adına şuan mutluyum.
Ayrılığında hayırlısı varmış demek ki...
Çünkü; beni çürürken,saç tellerimin hergün avuç avuç dökülüşünü görmeni istemezdim.
Ayrılığı suan yaşadığımı farkettim Mert!
Ben asıl şimdi ayrılıyorum... senden,oğlumuzdan...
Yeni yeni acının zirvesini yasıyorum.
Bilmiyorsun sensiz günlerimde de hergün simdiki gibi eridiğimi.
Oğlumuza her baktığımda,ilk adımlarında,ilk baba dediğinde nasıl yıkıldığımı.
Seni sevdiğime yinede zerre pişman değilim.
Oğlumuz bir buçuk yaşında şuan;
Beni affet!
Beni bağışla!
Beni bu aşktan azad et.
Sonum belli değil,ama biliyorum şimdiye kadar bu yataklardan sağ çıkan olmadı.
Her gün birileri ölüyor ve ben son kez seninle dertleşmek isteyerek bunları yazdım.
Yanındaki kadınla Mutlu ol.
Bunu içten ve yürekten diliyorum.
Birgün ölürsem mezarıma gel ve beni sevdiğini fısılda!
Oğlumuza iyi bak,
Çünkü;O sana benziyor,senin gibi gülüp,senin gibi bakıyor.
Büyüdüğünde ben ölürsem muhtemelen beni hatırlamayacaktır.
Sen ona bizi anlat ikimizi...
Ben sözümü tuttum.
Buraya ilk gelişimde sana veda sözleri fısıldadım.
Seni son nefesime kadar seveceğim dedim.
Öylede oluyor,senden baskasını sevmediğim için mutluyum.
Üzülme olur mu?
Kimseyide üzme,en azından bunu oğlumuz için dene.
Oğlumuz sana emanet ona iyi bak!
Şairin de dediği gibi...Toprak birgün yağmurun kıymetini anlayacak,
Fakat o gün yağmur yağmayacak...!
(Nicanor Parra)Elveda!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Teen FictionHikaye;İstanbul'da,kendi halinde bir ailenin yanında yaşayan genç kızın; Evlatlık olduğunu öğrenmesiyle Başlıyor... Anladım ki her kalp bir gün kırılıyor. Takı ana rahminden çıkıp büyüdüğü yıllara kadar. Küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağı elinde...