Bir kaç gün büro dışında biryere gitmedim.Evden işe işten eve...
Kafam Allak bullaktı.
Mert bazen dışarıya çıkmak istiyordu çıkmayı reddediyordum.
Henüz Semra hanım yani biyolojik annemle konuşmamıştım.
Babamın fikride az çok Mert gibiydi.
"O kadının da bilmeye hakkı var biz her zaman senin arkandayız kızım " demişti.
Annem bu duruma daha duygusal bakıyordu.
Belli oluyordu kendilerini bırakmamdan cekiniyordu.
Bu durumu Semra hanımla konuşmamış olmam annemi rahatlatıyordu.Ama bilmiyordu ki ben sadece onları ailem biliyordum.
Semra hanımı bilmeme ragmen henüz içimde hicbir şey yoktu.
Hissiyatımı tamamen yitirmiştim.Mert'e birgün;
"Semra hanımla konuşmak istiyorum.Dilan randevu alsın çalıştığı derneğe gidip görüşeyim" dedim.
Mert'te ;
"Çok iyi karar vermişsin hayatım,bence de zamanı gelmişti.Hatta birlikte gidebiliriz eğer istersen seni yalnız bırakmak istemiyorum" dedi.
Bu düşünceli halleri tekrar tekrar aşık ediyordu beni kendine.
"Teşekkür ederim Mert iyiki hep yanımdasın " dedim.
Dilan o hafta salı gününe randevu almıştı.
Bu sefer ben ziyaret edecektim Semra hanımı ama avukatı olarak değil,kızı olarak.
İçimden böyle birşey nasıl denilebilir diye kendimce konuşma provaları yapıyordum.
Hayatımın başlangıç noktasıydı.
Sonra biyolojik annemin tepkisini çok merak ediyordum.
Aradığı kızı bendim ve o bunu duyduğunda Ne hissedecekti kimbilir.
Salı günü saat ikide Mert'le birlikte Semra hanımın çalıştığı derneğe gittik.
Gelip giden şık giyimli insanlar vardı.
Kapıda yazılı isim dikkatimi çekti.
MÜDÜR: Semra Ünal ...
Soyadını anında değiştirmiş kapısında diye düşündüm.
Uzaktan halime gülesim gelmişti.
İki hafta önce anne ve babamı bosandırmıstım.
Kulağa oldukça tuhaf geliyordu.
Sekreter hanım bize seslendi.
"Buyurun,Semra hanım sizi bekliyor"
Mert'le kapıya doğru yürürken geri dönmemek icin zor dayandım.
Kapıya yaklaştıkça gerçekler yüzüme çarpıyordu.
Hemşire kadının sesi çınlıyordu kulaklarımda.Kapıdan girer girmez Semra hanım ayağa kalkıp güldü.
"Hosgeldiniz,bu ziyaretinizi neye borçluyum Efsuncuğum" dedi.
Mert'le geçip karşılıklı koltuklara oturduk.
Odası çok güzeldi.Her yerde cicekler vardı.
Cennet gibiydi...
"Hosbulduk;sizinle bir konu konuşacaktım Semra hanım" dedim.
Söze nasıl gireceğimi henüz bilmiyordum.
"Tabiki buyurun;" dedi.
Mertten güç alıyordum onun gözlerine bakıyordum.Yardima muhtaç biri gibi ezilip büzülüyordum.
"Sizin davadan Sonra büroya geldigimde bir kadın odamda beni bekliyordu.Capa hastanesinden emekli bir ebe hemşireymiş kendisi.
Semra hanımın da tıpkı benim verdiğim tepki gibi gözleri parlamıştı bunu görebiliyordum.
Sonra devam ettim.
"Biliyorsunuz ben de beni bırakan ailemi arıyordum.Bu hemşire bayan o dönemleri iyi hatırlıyormuş.Beni büyüten ailemi,beni dünyaya getiren annemi ve babamı da bildigini söyledi."Semra hanım iki elini masanın üzerinde bağlayıp beni dinliyordu.
"Evet Efsun sonra..?" Dedi.
Biran önce konuşmamın bitmesini istiyordu.Sanırım oda bütün gercegi merak etmişti.
"Annem beni Doğum yaptığında babamın kendisine para teklif edip bebeğiniz öldü demesini istemiş ve birgün sonra annemi hastaneden çıkartmış.Annenin adı Semra dedi."Konuşmam bittiginde Semra hanım Mert'le bana baktı.
Oda en az benim kadar karmaşık olmustu.
Onun Ne hissettiğini anlayabiliyordum.
Mert devam etti;
"Yani Semra hanım edindiğimiz bilgiye göre siz Efsun'un annesi olabilirsiniz.Bunu öğrendik ve sizinde bilmeye hakkınız olduğunu düşündük." Dedi.Mert'e bakıp şükrettim;
İyiki benim eşim olacaksın dedim içimden.
Semra hanım;
"Sen benim kızımsın bunu biliyordum ben senin hikayeni ilk anlattığında,evlatlık olduğunu duyduğum günden beri bunu tahmin ediyordum.Allahım sen ne büyüksün,kızım karşımda,yavrum kopartılan kızım biliyordum." Diyip ayağa kalktı ve bana sarıldı.
Bende ayağa kalktım ama sarılamadım.
Onun kadar hissim yoktu içimde,nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum."Çok şükür buldum kızım seni,o hastanede kaç kişinin yavrusu ayrılmıştır ki zaten... " dedi.
İkimizde gözlerimizden akan yaslara hakim olamıyorduk.
"Efsun hemen gidip seni büyüten ailenle tanışmak onlara teşekkür etmek istiyorum kızım,bu mümkün mü acaba?" Diye sordu.
"Tabi gidebiliriz onlarda sizi merak ediyor." Dedim.
Yüzüme baktı öptü;
"Biliyorum beni belki annen olarak göremeyeceksin daha,ama sizli bizli konuşmasan Kızım" dedi.Ağız alışkanlığıydı artık onu müvekkilim olarak tanımıştım.
"Tamam " dedim.
Üçümüz odadan çıktık,
Sekreterine ;
" Önemli bir işim var Ebru;arayan olursa gelmeyecek dersin" dedi.
Ve arabaya binip eve doğru yol aldık.
Durmadan şükrediyordu.
Sevinci yüzünden okunabiliyordu.
"Efsun sen benim meleğim oldun,hem baban olacak adamın soyadından kurtardın hem de yavruma kavuştum " demişti.Birşey diyemedim Eve de gelmiştik.
Bugün babamda evdeydi erken çıkıyordu salı günleri.
Kapıyı çaldım,annem açtığında soru dolu gözlerle;
"Hosgeldin kızım buyrun " dedi.
"Hosbulduk anne." Deyip salona girdiğimde biyolojik annem Semra hanım hüzünle baktı yüzüme.
Sanırım anne deyişim zoruna gitmişti.
Babam da
"Hosgeldiniz kızım hanımefendi kim ?" Diye sordu.
"Şey baba bahsetmiştim hemşire kadının anlattıklarını... bugün Mert'le gidip annemle konuştuk.Semra hanımı da biliyorsunuz davadan dolayı anlatmıştım.Sizinle tanışmak istedi." Dedim.
İlk defa Semra hanımdan icin "Annem" demiştim.
Semra hanım annem ve babama bakıp;
"Sizden Allah razı olsun kızımı isteyerek bırakmamıştım.Eski eşim koparttı benden,bunu öğrenir öğrenmez ondan ayrıldım.Efsun da hakkınız çok Ne kadar teşekkür etsem azdır size.Onu çok iyi yetiştirmişsiniz Çok teşekkür ederim." Dedi.Babam;
"Ne demek onu aldığımız günden itibaren bize hayat oldu,su oldu,Canımız oldu.Efsuna Eşimde bende hicbir zaman evlatlık gözüyle bakmadık.Her zaman arkasındaydık şimdi de öyle sizin adınıza sevindim." Dedi.Babama her zaman hayrandım şimdiki konuşmasında daha çok hayran olmustum.
Annem de ağlıyordu.
"Efsun Benim birtanemdir,onu gözümden sakındım.Simdi ne olacak peki ?" Diye sordu.Ben bu durumda devreye girmek zorunda kaldım.
"Anne;biliyorum ki her zaman sizden ayrılmamdan korktunuz Ama böyle birşey olmayacak.Annemi bulduğuma mutluyum ama ben zaten evleneceğim ve ikinizide asla bırakmam." Dedim.
Annem ve biyolojik annemin yüzünde tebessüm oldu.
Semra hanım ;
"Aynen aynen ben sizden kopartamam sizin hakkınızı ödeyemem zaten.Efsun kocaman bir genç kız bundan Sonra birdi iki annesi olacak bende her zaman arkasındayım." Dedi.Sonra annemler birbirleriyle kaynaştılar.Mutfaga geçip üçümüz yemek hazırladık masaya,Mert ve babamda sohbet ediyordu.
Hep birlikte yemeğimizi yerken,annem biyolojik anneme benim çocukluğumu anlatıyordu.
Çünkü annem büyümeme şahit olamamıştı.
Bir zamanlar evlatlık olduğumu duyduğumda gerçek anneme karşı olan önyargımı gereksiz bulmuştum şuan.Gercegi bilmeden kimse kimseyi suçlamamalıymış.
Bunu şimdi daha iyi anlıyordum.Mert kalkarken akşam biyolojik annemide evine bırakacaktı.
Biyolojik annem;
"Yarında siz bana gelin Mert evi öğrenecek zaten lütfen beklerim " dedi.
Babam ve annem de ;
"Tabiki geliriz " dediler.Çok mutluydum bu mutluluğun büyüsünün bozulmasından korkuyordum.
Annem ve Mert'i yolcu ettik ve aileme ;
"Size teşekkür ederim canımsınız siz anlayışınız icin,yanımda durduğunuz icin sağol anne ve baba" dedim.
İkiside ;
"Sen bizim Hayatımızsın kızım tabikide böyle olması gerekir ." Dediler.Odama geçtim ve Mert'e de mesaj attım.
"Seni iyiki tanıdım bugün icin çok teşekkür ederim.Benim gücüm oldun,desteğim oldun Mert seni seviyorum iyi geceler" yazdım.
Oda gecikmeden;
" seni seviyorum Efsun; senin mutluluğun benim mutluluğumdur.Sen iyiki varsın biz iyiki varız sevgilim" dedi.Mutlu olmak bu kadar basitken neden herkes mutsuz oluyordu anlamıyordum.
Yasamak kolayken , neden zorlaştırılıyor diye düşünüp mutluluğa engel olan insanlara içten içe öfkelenmiştim.
İyiki iyi insanlar var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Teen FictionHikaye;İstanbul'da,kendi halinde bir ailenin yanında yaşayan genç kızın; Evlatlık olduğunu öğrenmesiyle Başlıyor... Anladım ki her kalp bir gün kırılıyor. Takı ana rahminden çıkıp büyüdüğü yıllara kadar. Küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağı elinde...