Berlin'e geldiğimde üniversiteden arkadaşım Nuray havaalanında karşıladı.Nuray çok zeki bir kızdı doktora için yurt dışına gelmişti.
Üniversitede çok anılarımız vardı.
Burada hem okuyor hemde çalışıyordu.
Bizim Türkiye'de aldığımız diploma ne yazık ki burada gecerli degildi o yüzden bir iş bulmam gerekiyordu.
Bir iki senelik özlemle sarıldık Nuray'la;
"Efsun hoşgeldin,hangi rüzgar attı seni buralara ? Hiç yurt dışına sıcak bakmazdın fikrin nasıl değişti merak ediyorum doğrusu ama önce eve geçelim yorgunsundur" dedi.Öyle bir rüzgarlar atmıştı ki beni dediği gibi hiç düşünmezdim yurt dışına gelmeyi,Türkiye gibi güzel bir memleket varken ne işim olur elin memleketinde derdim her Zaman.
Ama kaderim beni buralara sürüklemişti.
"Hoşbulduk Nuray ; cok yorgunum evde bastan anlatırım" dedim.
Taksiye binip evin yolunu tuttuk.
Ev;okuyan birisi için harikaydı.
Çimlerle dolu bahçe, müstakil,üç odalı bir evdi.
Hep derlerdi temiz olur yurt dışı diyede abarttıklarını düşünürdüm.Yanılmışım!
Yemyeşil bir alana çatılı evler yapmışlar,ağaçlar yemyeşil, asfalt pürüzsüz... etrafa özenerek baktım.
Evin kapısı küçük kare antreden sonra salona açılıyordu.Salon oldukça geniş mutfakla bir yapılmıştı.
Diğer iki oda da yatak odası ve oturma odasıydı.
"Nuray ev muhteşem çok iyi bulmussun" dedim.
"Burdaki bütün evler böyle canım,adamlar zevkine düşkün " diyerek güldü.
Çantalarımı kalacağım oturma odasına götürüp salona geçtik.
Nuray'a herseyi anlattım,o sorguya çekmeden ben merak ettiği seylerin cevabını verdim.
"İnanmıyorum Efsun;Adam anlattığına göre seni seviyormuş ve bir kaç kavgayla bitirdin öyle mi?" Dedi."Hersey sevgi,aşk değil ki Nuray,kaldı ki evlilik cok farklı birsey anlayış istiyor,fedakarlık istiyor.En önemlisi saygı istiyor.Saygı bitince hersey bitiyor.Bende Mert'i seviyorum;ikimiz için doğru bir karar olduğunu düşünüyorum" dedim.
"Haklısın; annemle babama kalsa simdi boşanırlar,onlarda hergün kavga ederdi.Ama eskiler girdiğin kapıdan kefenle çıkarsın kafasıyla mutsuz oldukları halde ayrılamıyorlar.Hayırlısı olsun Efsun kendi kaybeder senin gibi birini kaybederek" dedi.
Sonra mutfağa gidip yiyecek birşeyler hazırladık.Yalnız Nuray'ın yediği ton balığından midem kalkmıştı.On dakika lavaboda kustum.
Nuray telaş yaptı.
"Efsun iyi misin? Ne oldu? Üşüttün mü yoksa?" Diye soruyordu.
"Bunu İstanbul da kimseye söylemedim Nuray sana güveniyorum ilk söyleyeceğim insan olacaksın.Hamileyim..." dedim.Nuray güldü birazda şaşkınlıkla yüzüme baktı.
"Teyze oluyorum buna sevindim.Ama neden Efsun neden Mert'e söylemedin? Onunda bilip sorumluluğunu alması gerekmez miydi?" Dedi."Gerekmez Nuray! Sana anlattım,en son ki öfkesinden sonra neler yaşadım bebeğimi kaybedebilirdim" dedim.
"Sende haklısın " dedi.
"Nuray benim hemen iş bulmam lazım..." dedim.
Nuray eline telefonu alıp birisiyle konustu.
Sonra da;
"İş tamamdır benim çalıştığım cafe'ye eleman alınacaktı.Birlikte çalışacağız yani... " dedi.
Cok Mutlu olmustum.En azından bir başlangıç yapmalıydım.
Belki ilerde burda avukatlık okuyarak buranın diplomasıyla avukat olurum diye planlıyordum kafamda.
Nuray'ın yurt dışı hattından annemleri aradım.
Babam açmıştı telefonu;
"Efsun kızım nasılsın yolculuk nasıldı? " diye sordu.
"Hersey cok iyiydi baba,şuan Nuray'ın evdeyim yerleştim merak etmeyin,annem ne yapıyor?" Dedim.
"Annen uyudu kızım,başım ağrıyor dedi yattı.Kendine çok dikkat et kızım sakın bizi habersiz bırakma " dedi.
"Ederim babacığım merak etmeyin sık sık ararım iş de buldum sizde kendinize dikkat edin " diyerek kapattım.Simdiden özlemistim onları,simdiye kadar üniversite dışında hic biryere gitmemiştim.Zor geliyordu onları görmeyecek olmam.
Ardından Semra annemi aradım.
"Merhaba anne ben arkadaşımın evine geldim iş bile buldum.Beni merak etme diye aradım." Dedim.
Annem ağlıyordu.Arada sesi kesik kesik geliyordu.
"Yavrum benim dikkat et hasta felan olma oralarda en kısa zamanda bende ayarlayıp geleceğim seni özledim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Teen FictionHikaye;İstanbul'da,kendi halinde bir ailenin yanında yaşayan genç kızın; Evlatlık olduğunu öğrenmesiyle Başlıyor... Anladım ki her kalp bir gün kırılıyor. Takı ana rahminden çıkıp büyüdüğü yıllara kadar. Küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağı elinde...