"Birazcık yönümü kaybettim ama bana eşlik ediyorsanız önemli değil, o zaman ikimiz de kaybolmuş oluruz."-Kafka/Milena'ya Mektuplar
*Deniz Tekin-Benim Aşık Olmam Gerek*
Sevgi.
Bu dünyadaki en güçlü duygunun sevgi olduğuna inanıyorum. Bütün her şeyin üzerinden sevgi sayesinde gelinebileceğine inanıyorum.
Sevginin, insanı güzelleştirdiğine inanıyorum.
Şu an sahneden gülümseyerek bize bakan Mete'yi güzelleştirdiği gibi,
Dolan gözlerini gizlemek için sürekli saçlarını önüne atan Dünya'yı güzelleştirdiği gibi...
Mete yanımıza geldiğinde Dünya gitmek istediğini söyledi. Bende geç oldu zaten, diyerek onun bu isteğine destek çıktım. Herkes bizi onayladığında, hep birlikte ayaklandık. Sahile indiğimiz merdivenlerin yanında ufak bir çeşme vardı. Ayağımızdaki kumları temizleyip ayakkabılarımızı giydikten sonra arabaların bulunduğu yere doğru ilerledik. Mete kimsenin konuşmasına fırsat vermeden, "Dünya ve Mısra'yı ben bırakırım, yolumun üstü zaten."
Yolunun üstü falan değildi. Yeni bir kaos çıkmaması için onu onayladım, "Olur."
"Veda vakti mi yani?" dedi Kuzey,
"Bu bir veda değil." Dedi Burak, birkaç saniye düşündü, "Mantıklı bir şey bulamadım ama veda değil işte."
Gülümsedim. İlk olarak Alya'ya sarıldım daha sonra Burak'a, "Seni çok özleyeceğim." Dedi, "Tabi Dünya'yı daha çok." diyerek benden ayrıldı, yanağımdan makas aldı. Dünya'nın yanına doğru koştuğunda Kuzey'e döndüm. Gülümseyerek kollarını açtığında bekletmeden ona sarıldım. Birkaç saniye öyle durduktan sonra kulağıma eğildi, "Sen çok güzel bir kadınsın Mısra. Bu bahsettiğim sadece fiziksel güzellik değil. Ruhunun güzelliği. Çiçek gibisin, ruhuna çiçekler ekilmiş gibi..." Daha sıkı sarıldı, "Henüz bilmese de, senin gibi biri tarafından sevildiği için o da çok şanslı. Sevgine sahip çık, sakın vazgeçme çünkü hiçbir yerde onun yanındayken güldüğün gibi gülmüyorsun."
Geri çekildiğinde dolan gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım, "Sen çok güzel bir adamsın." Dedim saçlarını karıştırarak, "Bir insanı çok güzel seviyorsun, kardeşini çok güzel seviyorsun...Karşında kim olursa olsun, sevginin bir parçasını eline tutuşturarak onu mutlu edebiliyorsun. Ben gerçekten çok şanslıyım, sana sahip olduğum, size sahip olduğum için."
Etrafına bakındı. Kaldırımın kenarında çıkmış papatyalardan bir kaç tane kopararak bana uzattı, "İçimdeki bütün sevgiyi ve bu sevgiyi haykırmama neden olan cesareti bu papatyalar ile avucunun içine bırakıyorum. Yarın kuruyacaklar biliyorum, onları kitabının arasında veya gözün gibi sakladığın o sarı kapaklı defterinin arasında saklayacaksın, onu da biliyorum. Bu çiçekleri gördükçe bu anı hatırla. Çiçeklerin arasına bıraktığım, sonsuza kadar canlı kalacak o sevgiyi ve cesareti hatırla. Doğru zaman geldiğinde, eminim çok işine yarayacaktır."
Gülümseyerek çiçekleri elinden aldım, "Teşekkür ederim." Tekrardan ona sarıldım, "Gerçekten çok teşekkür ederim. İyi ki varsın."
"Sende iyi ki varsın."
Ayrılıkları sevmiyordum. Kavuşmaları belirsiz ayrılıkları hiç sevmiyordum. Bir daha ne zaman görüşeceğimiz belli değildi. Aylar hatta yıllar sonra bile olabilirdi. Oysa ki, sevdiğim bütün insanları bir araya toplayım tek göz odalı bir evde yaşamak istiyordum.
İlk defa arabaya binerken yer kavgası yaşanmadı. Her zaman ön koltuğu kapmak için koşa koşa ilerleyen Dünya, sinir bozucu bir yavaşlıkla arabaya yaklaştı ve arka koltuğa oturdu. Kimseden ses çıkmıyordu. Bende beklemeden arka koltuktaki yerimi aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ
Teen Fiction"Ya gerçekten ruhuna işleyecekti yazdığım satırlar , ya da umursamayıp bir köşeye fırlatacaktı mektubumu. Ben bir kere bile dokunamamıştım belki ona ama , umarım yazdıklarım dokunurdu. "