"Birbirimizden iki metre uzaklıkta nefes alıyorduk: Gözlerimi ona dikmiştim fakat o beni fark etmemişti. Beni görmüyordu, hiç kimseyi görmüyordu."
-Stefan Zweig/ Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
*Canozan, Deniz Tekin- Baktın Olmuyo*
"Mısra, üçüncü soruyu ne yaptın?"
Matematik sınavındaydık. Kafamı sınav kağıdından kaldırıp en ön sırada oturan Mete'ye baktım –kopya çekmeyelim diye hoca oraya oturtmuştu ama bu onun için hiçbir şey ifade etmiyordu-
"Yapmadım."
"Beş?"
"Boş."
"Yuh be kızım! Ne yaptın acaba?"
"Mete! Önüne dön, alacağım kağıdını şimdi."
Mete gözlerini devirip önüne döndüğünde ben de tekrardan sınav kağıdıyla uğraşmaya başladım, "Son üç." Dedim içimden, "Sonra bitiyor."
Gerçekten de bitiyordu. Lise hayatımızın son sınavlarına giriyorduk ve bam! Biraz garip bir histi, okul bittikten sonra büyük bir boşluğa düşecektim o kesin...Yine de güzel anılar biriktirmiştim. En azından arkadaşlarımla ayrılacağım diye üzülmeme gerek yoktu çünkü en yakın arkadaşım karşı komşumdu.
"Son on dakika."
Matematik hocamızın uyarısıyla Dünya ofladı, "Daha on soru bile yapmadım."
"Benim de aynı." Dedim, "Bakayım hangilerini yaptın?" Kafamı onun kağıdına uzattım. Şanslıydım ki birbirimizin yapamadığımız soruları yapmıştık, "Bak benden." Dedim.
O da kafasını benim kağıdıma doğru uzattım. Kafa kafaya vererek sınav kağıdını çözmek...Bu en yakın arkadaşlığın altın kurallarından biriydi.
O benden, ben ondan geçirerek on soruluk sınavı dokuz soru ile kapatmıştık. Mete bunu öğrendiğinde deliye dönecekti...
Zil çaldığında herkes sınav kağıdını öğretmen masasına götürdü. Kağıdımı sıraya koyduktan sonra akamı döndüğümde Mete'ye çaptım, "Ne yapıyorsun be dibimde?"
"Mısra o sınav kağıdının hali ne? Hani boştu beşinci soru!"
"Son anda yaptım." Dedim, "Hem en arkadan nasıl anlatacaktım sana onun cevabını? İntegral sorusuydu!"
"Yazıklar olsun..." dedi, "Bugün de dost dediğimiz içimizi yaktı..."
"Of." Dedim, "Düzgün dursaydın da yerinde otursaydın o zaman."
"Sus." Dedi, "Giderayak yine kalacağız matematikten iyi mi..."
"Kalmazsın ya." Dedim, "Son sene sözlüleri bol keseden dağıtıyorlar zaten."
"Şimdi de avutmaya başladın...Helal olsun!"
Daha fazla söylenmesine dayanamayıp onu ittim. Yanından geçip yerime oturacaktım ki, "Nereye gidiyorsun? Öğle arasındayız." Dedi, "Gelin yemek yiyelim midem sırtıma yapıştı."
İkimiz de onu onayladıktan sonra sınıftan çıktık. Merdivenin başında Barlas'ta aramıza katıldı.
"Nasıl geçti sınav?" dedi.
"Hiç sorma." Dedim, "Mete başlayacak yine konuşmaya susmayacak."
"Neden, ne oldu?"
"Ne olacak?" dedi Mete, "Bu ikisi bir olup doldurmuş bütün kağıdı. Ben...Üç soru yaptım lan, üç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ
Teen Fiction"Ya gerçekten ruhuna işleyecekti yazdığım satırlar , ya da umursamayıp bir köşeye fırlatacaktı mektubumu. Ben bir kere bile dokunamamıştım belki ona ama , umarım yazdıklarım dokunurdu. "