30.Bölüm

38 3 2
                                    

"Büyük ihtimalle ölmüştük, şehir kan kıyametti ayaklarımızda. Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk, yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün..."

-Cemal Süreya

*Rody Dünyada – Yüzleşmek Bu Sonla*

Barlas:

Arkada bırakılmak nasıl bir his biliyordum da birini arkanda bırakmanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Bir gün birini arkamda bırakacak kadar acımasız biri olabileceğimi hiç düşünmemiştim. Bir gün Mısra'yı arkamda bırakacağımı hiç düşünmemiştim.

Önümdeki boş yola doğru ilerlerken dönüp ona bakmak istedim. Ne halde olduğunu son kez görmek istedim. Ama yapmadım. İçimde beni ele geçirmiş olan öfkem buna engel oldu. Uzun bir süre orada öylece bekledim. Ne yapacağımı bilmiyordum, nereye gideceğimi bilmiyordum. En önemlisi bu hisle nasıl yaşanır, bilmiyordum.

Ne kadar orda durdum bilmiyorum. Kafam yerinde değildi. Başım deli gibi ağrıyordu. Geri dönmek istiyordum. Ona tekrar sormak istiyordum. Vereceği cevapları bilsem de tekrar tekrar sormak istiyordum. O bana istediğimi verene kadar zorlamak istiyordum onu. Ama yapmadım. Bu kadarı da fazlaydı. Bunların hiçbirini hak etmemiştim. Ben böyle biri değildim. Bu kadar zayıf değildim, bu kadar duygusal değildim, bu kadar kötü değildim.

Bunca şeye rağmen, söylenen yalanlara rağmen hala arkamı dönüp gittiğim için pişman hissediyordum. Çünkü o hissi biliyordum. Arkada kalmanın ne kadar ağır olduğunu biliyordum. Ben kimdim, kimdim ki bunu yapıyordum?

Ne zaman çağırdığımı bilmediğim taksi önümde durduğunda birkaç saniye şoförle bakıştık. Ayaklarım sonunda hareket etmeyi başardığında taksiye bindim. İçimde bir şeyler yıkıldı o an. İçimde bu zamana kadar büyüttüğüm her şey yerle bir oldu. Ben yerle bir oldum.

Evin adresini verdikten sonra arkama yaslandım. Öylece geçip giderken boş yolda, arkamda bıraktıklarımı düşünmemeye çalışıyordum. Tam olarak ne düşüneceğimi de bilmiyordum. İçimdeki sıkıntı oradan uzaklaştıkça katlanarak büyüyordu sanki. Uzanıp camı açtım. Buz gibi hava yüzüme çarparken, nefes almaya çalıştım. Çok zordu.

Cebimdeki telefon çalmaya başladığına olduğum yerde doğruldum. Cebimden zorlukla çıkardıktan sonra aramayı cevapladım, "Efendim?"

"Barlas!" dedi ablam neşeyle, "Biz şimdi vardık. Haber vereyim dedim hem de merak ettim sen ne yaptın?"

"Ben ne yaptım?" birkaç saniye düşündüm, "Hiç, hiçbir şey yapmadım. Yoldayım eve dönüyorum."

"Eve mi?" dedi şaşkınlıkla, "E, hani after'a gidecektiniz Mete'yle. Öyle demiştiniz."

"Vazgeçtim."

"İyi misin sen?" dedi huzursuzca.

"İyiyim." Dedim, "Yorgunum sadece."

"Hiç ikna olmadım."

"Bir sıkıntı yok." Dedim, sesim her ne kadar aksini belli etse de.

"Öyle olsun bakalım, yarın döneceğim nasıl olsa. Öğrenirim."

"İyi geceler," dedim daha fazla uzatmamasını umarak, "Miniği öp benim için."

"Öperim, iyi geceler."

Konuşmamız bittiğinde, taksi de evin önünde durmuştu. Parayı çıkarmak için cüzdanımı açtığımda arasına sıkıştırdığım fotoğraf yere düştü. Eğilip onu aldığımda, birkaç saniye fotoğrafı inceledim. Mısra'nın bana bakan yüzünü gördüğümde yutkundum. Bana hep böyle mi bakıyordu yoksa şimdi mi farklı geliyordu bakışları anlamıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 12, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin