Miray itiraz etmeden Boran'ın yanına oturdu. Boran çoktan cam kenarına kaymıştı bile.
Neydi bu şimdi diye düşündü Miray. Niye kimsenin yanına oturmasına izin vermemişti ki? Tahtaya baktığında dersin matematik olduğunu gördü. İçinden sevinç naraları atmak geldi. Matematiğe bayılırdı! Çantasından kareli defterini çıkarıp önüne koydu. Konu Türev'di. Severdi bu konuyu.
"İzmirli misin?"
Boran'ın sesini duyduğunda kafasını kaldırıp ona baktı ve "Evet." Dedi.
"Benziyorsun." Deyip duraksadı Boran. "İzmirlilere."
"Sen nerelisin?" Diye soruverdi bir anda. Sahi niye sormuştu şimdi?
"Ankaralıyım ben."
Az önce ki müdürün odasında konuşulanlar aklından çıkmıyordu ve en sonunda sormadan edemedi.
"Müdürle neden öyle bir tavırla konuştun? O bizden büyük biri ve saygı göstermemiz gereken bir mevkii de." Dedi kaşlarını çatarak.
Boran sinirle gülümsedi. Bu kız ona hesap mı soruyordu? Yürek yemiş olmalıydı! Kimse onunla böyle konuşamazdı.
"Bu seni ilgilendirmez. İstediğim kişiyle istediğim gibi konuşurum. İstersen seninle de anlayacağın bir dille konuşabilirim." Dediğinde Miray biraz daha kaydı sırada ve Boran'dan uzaklaştı. Bu durum Boran'ı gülümsetti. Kendisinden korkması iyiydi.
"Gerçekten beş kişi dövdün mü?" Dedi ürkek bir tavırla Miray bu sefer.
Ah cidden! Neden susmuyordu artık? Sorduğu sorunun ardından pişman oldu hemen.
"Evet dövdüm. İstersen nasıl dövdüğümü gösterebilirim."
Usulca başını hayır anlamında salladı Miray. Şu an bütün sınıfın neden Boran'dan korktuğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Korkmamak elde miydi ondan?
"Güzel, beni buna mecbur bırakmıyor olman. Zira küçük kız çocuklarını dövmem prensip olarak."
İşte bu son söylediği sinirlendirmişti Miray'ı. Küçük kız çocuğu mu demişti. Gerçekten çok densiz bir insandı.
"17 yaşındayım ben. Ne küçük kız çocuğundan bahsediyorsun sen?"
"O kadar gösteriyorsun ki 17 yaşında olduğunu. Anlatamam." Dedi Boran sessiz kahkahaları arasında. "Hem bütün sınıf 18 yaşında sen niye 17'sin?"
"Okula bir sene erken başlamışım."
Daha fazla Boran'la muhattap olmadan önüne döndü ve dersi dinlemeye başladı. Hocanın tahtaya yazdığı sorular ne kadar kolaydı. Teker teker çözüp defterine yazarken Boran'da dikkatle onu izliyordu.
"Matematiğin iyi mi?" Diye sordu.
"Evet, güzel."
"İyi bari, en azından sınavlarda işime yararsın."
Sinirle Boran'a döndü ve ağzını araladı.
"Rüyanda görürsün. Ben kimseye kopya felan vermem."
Gerçekten hiçbir zaman kopya çekmemiş veya vermemişti. Herkesin kendi hakkıyla not almasının en güzeli olduğunu düşünüyordu. Emek verenle emek vermeyen bir olamazdı.
"Göreceğiz." Dedi Miray'a bakıp gülümseyerek.
Bu kızı sinirlendirmek sebepsizce hoşuna gitmeye başlamıştı. Sinirlenince havalanan kaşları ve büyüyen göz bebekleri hoşuna gitmişti. Titreyen alt dudağı ise onu öpmesi için başlı başına bir sebepti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sen Lazımsın
Teen Fiction"Uyuyunca da geçmeyen acılar vardır." Dedi Miray akan gözyaşlarını silerken. Genç adam kahroldu bu sözlere. "Son bir şans... Söz veriyorum, acılarını unutturacağım." Başlangıç tarihi; 24/12/2017 Bitiş tarihi; 20/04/2018