“Yani...” Deyip duraksadı. “Ben çıkayım.” Deyip alelacele odadan çıktı.
Miraysa suratındaki aptallık gülümsemeyle neredeyse beş dakika ayakta dikildi. Boran onu stalklamıştı. Kendisi bile bunu daha hiç yapmamıştı. Demek Boran yapmıştı. Omu merak etmişti. Sonunda geceliğinin giyip yatağa girdi. Boran’ın odasında, onun yatağında yatıyordu. Bu çok farklı bir duyguydu. Çok farklı hissettirmişti. Kim bilir? Nevresimleri değişse bile altındaki yastık Boran’ın yastığıydı. Sıkı sıkı sarıldı yastığa. Uykusu yoktu. Bu saatte olması da imkânsızdı zaten. Asla bu saatte uyumazdı ki. Çantasından telefonunu çıkardı. Babasından tek bir arama yoktu. Kızım evde değilsin, neredesin diye arayıp sormamıştı. Ölse haberi olmayacaktı adamın. Hemen o da girip Boran’ı stalklamaya başladı. Her baktığı fotoğrafta bir kere daha iç çekti. İnsan bütün fotoğraflarında mı yakışıklı çıkardı? Şarjı çok az kalmıştı. Yanında şarj aleti de yoktu. Odadan çıkıp karşı kapıyı tıklattı. Boran’dan gel sesini duyunca odaya girdi. Boran yatakta telefonuyla uğraşıyordu. Kafasını kaldırıp gözleri Miray’la buluşunca derince yutkundu.
Tıpkı rüyasındaki gibi... Miray’ın üzerinde beyaz, saten, kısa bir gecelik vardı. Annesine teşekkür etti içinden Miray’a böyle bir gecelik ayarladığı için. Şimdi gelip rüyasındaki gibi kucağıma otursa diye düşünmekten kendini alıkoyamadı.
“Şarj aletini alabilir miyim?”
Miray’ın sesiyle bacaklarına bakmayı kesip komidinin üzerindeki şarj aletini ona uzattı.
“Yakışmış.” Dedi arsız gözlerini kızın üzerinde gezdirerek. “Gecelik.” Diye ekledi ardından.
Miray hiçbir şey demeden şarj aletini aldı ve burnunu büküp gitti. Boran arkasından kahkahalarla gülmüştü.
Bu kız nasıl böyle kolayca etkisi altına alıyordu insanı? Ekstra bir güzelliği var mıydı? Tamam. Çok güzel gözleri vardı mesela, bembeyaz bir ten rengi vardı. Ama uzun bir boyu yoktu, ya da çekici bir bedeni. Ama bakışları... Hiç böyle güzel bakan insan görmemişti daha önce. O bakışlarında kayboluyordu Boran. Her ifadesi hayran bırakıyordu kendine. Şaşırdığında, güldüğünde, kızdığında... Kızdığında özellikle çok tatlı oluyordu. Peki ya kahkahaları? Çok sık kahkaha atmıyordu ama huzur veriyordu insana kahkahaları. Korktuğu başına gelmişti. Çoktan girmişti Miray’ın etkisi altına.
Her an her dakika onu görmek istemesini onunla uğraşmayı sevdiğine yoruyordu ama değildi. Kendisine yavaş yavaş itiraf ediyordu bunu. Sanki Miray hayatının merkezindeydi ve bütün olaylar onun etrafında şekilleniyordu. O kızarsa böyle olur, o üzülürse şöyle olur, bir erkek ona bakarsa şu olur... Hep bunları düşünüyordu. Gözlerinin önünden yüzü gitmiyordu. Gece yatarken onun hayali gözünün önüne geliyordu. Her anında şu an Miray yanımda olsaydı acaba diye düşünmeden edemiyordu. Şimdi bile düşünüyordu. Miray’ın yanında, yatağın diğer tarafında kendi yatıyor olsaydı. Satılsaydı onu sıkı sıkı...
Kafasının altındaki yastığı aldı ve yüzüne bastırdı. Bir süre kendini boğar gibi yaptı. Bu düşüncelerle kafayı yiyecekti. Yarın son, dedi kendisine. Yarından sonra onu kendimden uzaklaştıracağım dedi kesin bir dille. Kendi kendini uyararak uykuya daldı.
***
“Ne seversin bilmiyorum Miraycığım ama...” Dedi Sevgi kahvaltı sofrasını işaret ederek.
“Hiç gerek yoktu Sevgi Teyze, gerçekten. Ben zaten pek kahvaltı etmekten hoşlanmam.” Dedi mahcup bir şekilde.
“Olur mu öyle? Kahvaltı günün en önemli öğünü. Hem Boran bahsetti biraz yemek konusunda ki endişelerini. Masayı ellerimle hazırladım. Büyük bir titizlikle, emin olabilirsin. Gönül rahatlığıyla ye, bana güven.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sen Lazımsın
Teen Fiction"Uyuyunca da geçmeyen acılar vardır." Dedi Miray akan gözyaşlarını silerken. Genç adam kahroldu bu sözlere. "Son bir şans... Söz veriyorum, acılarını unutturacağım." Başlangıç tarihi; 24/12/2017 Bitiş tarihi; 20/04/2018