Bana Sen Lazımsın

BSL -49-

"Gece için heyecanlı mısın?" dedi Boran dans ederken karısının çıplak kolunu okşayarak. Şu anda dans ediyorlardı ve temas halinde olmalarına rağmen genç adam daha fazlasını istiyordu. Ya elini kaldırıp tersiyle kızın yanaklarını okşuyor, ya kollarını okşuyor, sabırsızlığını belli ediyordu.

"Ne olacakmış ki gece?" dedi saf saf suratına bakarken. Öyle tatlı ve masumdu ki, gerçekten bu gece onunla bir şeyler yaşayabilecekler miydi emin olamadı Boran.

"Yapma Miray, bilmiyor olamazsın." Dedi gülüp kızın yanağına bir öpücük bırakırken. "Sen ben... Karı koca olduk ve evlenenler ilk gece ve sonraki gecelerde ne yaparlar?"

Kızın aklına o anda düştü. Bu gece için özellikle hazırlamışlar mıydı annesi ve Sevgi annesi onu. Gelinliğinin içine özenle giydiği iç çamaşırları, jartiyerler... Adeta domatese dönen yüzünü Boran'ın göğsüne gizledi ilk etapta. Yarım dakika kadar bekledi o göğüste, derin derin nefes aldı. Ardından masumluğundan hiçbir şey kaybetmemiş mavi gözlerini adama dikti.

"Yapmasak olmaz mı Boran?"

"Ciddi misin Miray?" dedi hayretle. "Beş yıl oldu, ne zaman yapacağız acaba?"

Hüzünle kafasını adamın göğsüne gömdü tekrar, anlaşılan veto yemişti kocasından. O iş ya olacak, ya da olacaktı.

"Çok korkuyorum." Dedi ciddi bir ses tonuyla. "Ama eğer sen çok istiyorsan yaparız."

Onun böyle masum masum konuşması adamı derinden etkiledi. Dayanamadı ve göğsüne gömdüğü yüzü kaldırdı. O maviler öyle masum bakıyordu ki... Sanki karşısında yirmi iki yaşında bir genç kız değil de beş yaşında bir kız çocuğu vardı. Kesinlikle bir kızları olmalıydı. İlk çocukları kız olmalıydı ve karısının kopyası olmalıydı. Bunu bütün kalbiyle diledi adam. Tabi öncesinde çocuğu yapma konusunda Miray'ı ikna etmesi lazımdı. Yine de kıyamadı karısına. O korkuyorsa sonrada yaparlardı.

"Eğer korkuyorsan, sen hazır olana kadar beklerim. Sadece bir deneriz. Eğer hala korkun geçmezse sen ne zaman istersen o zaman yaparız." Dedi elinin tersiyle yanağını okşarken. "Seni bir ömür beklerim demiştim Miray. Hala sözümün arkasındayım, ama sen yine de çok bekletme beni." Dedi gülerek.

"Ya sen ne mükemmel bir adamsın, iyiki seni seçmişim, iyiki seninle evleniyorum." Dedi dans müziği bitmişken. İlk danslarını süper bir konuşmayla geçirmişlerdi. Hep merak edilirdi ya gelin ve damat ilk danslarında ne konuşuyorlar diye, herkes bu konuşmayı yapmıyordur kesinlikle.

Adam masalarına doğru ilerlerken avcundaki karısının eline bir öpücük bıraktı.

"Memnunsunuz demek ki Miray Hanım?" dedi sonunda masaya oturduklarında. Bunu söylerken masanın altından kızın bacağına dokundu. Ne yazık ki kabarık gelinlik temas etmesini fazlasıyla engelliyordu.

"Sence?" dedi Miray cilveli bir gülümsemeyle.

Boran tam onun dudaklarına uzandığı sırada kuzeni Tarık geldi ve bu büyülü anı bozdu.

"Senin gibi Tarık'ın ben..." diye küfür ediyordu ki her zamanki gibi Miray'ın minik avcunu dudakları üzerinde buldu. Hızla o avcu dudakları üzerinden çekti ve söylendi. "Bu kızda ağız tadıyla bir küfür ettirmiyor, ömür nasıl geçecek bilmiyorum." Dedi Tarık'a bakarken.

Genç kızın o anda suratı düştü. Dudakları aşağı doğru sarktı. Sinir ve hüznün karışık olarak barındığı harelerini adama dikti.