BSL -6-

7.4K 365 20
                                    

"Oğlum. Hoşgeldin. Bizde Miray'la sohbet ediyorduk." Dedi Sevgi.

Oğlunun sinirlendiğini anlamıştı ama şimdilik bunu görmezden gelmeye çalıştı. Zira Boran çok korkunç duruyordu.

"Anne sana inanamıyorum. Buraya kadar Miray'la sohbet etmek için mi geldin?"

"Öyle tanışmak istemiştim." Boran'ın sinirli bakışlarını kendi üzerinde görünce gitmesi gerektiğini anlamıştı. "Neyse kızım. Ben gitsem iyi olacak. Kendine çok iyi bak, en kısa zamanda yemeğe bekliyorum seni bize." Dedi gülümseyerek.

"Hoşçakalın." Dedi ve Sevgi'nin oradan ayrılışını izledi. Ardından kafasını sinirle ona bakan Boran'a çevirdi.

Sevgi'nin kalkıp buraya kadar gelmiş olması sebepsizce onu mutlu etmişti. Boran annesine ondan mı bahsediyordu? Bu düşünceyle gülümsemesi genişlerken Boran'ın sinirli suratı neşesini kaçırdı.

"Ne?" Dedi. Neden bu kadar sinirli baktığını anlamadı. Bilmeden bir şey mi yapmıştı?

"Annemin buraya kadar gelmiş olmasını yanlış şeylere yorma Miray. Sadece sana nevresimlerimi verdiğimi söyleyince olayı çok yanlış anladı. Aklından geçen şey olamaz yani."

Boran arkasını dönüp giderken Miray'ın gözleri dolmuştu. Aptallık ediyordu. Boran'a kapılmamalıydı. Boran bir alev topuydu. Yakardı! Bütün kızlar gibi onun tesiri altına giremezdi.

Boran buydu işte! İki yüzüne gülüp ardından onu darmadağın edecek sözler söyleyen dengesiz herifin tekiydi! Arkasındaki banka tekrar oturup gözlerinden akan yaşları silip gökyüzüne baktı. Şu hayatta mutlu olmak haram mıydı ona?

Kaç saat orada kaldı, kaç saat Boran'ı düşündü bilmiyordu. Ya da ne ara Boran'a olan hisleri bu kadar ilerlemişti bilmiyordu. Daha iki hafta önce Pınar'a asla aralarında bir şey olmayacağından bahsederken bugün nasıl bu noktaya geldiğini bilmiyordu. Üstelik Boran kalbini çalacak herhangi bir hamle yapmamıştı bile. Hala ilk günki gibi kaba ve kırıcı biriydi. Ama o derin bakışları... O bakışlarını düşündü Miray. Ya da kendisine dokunuşları... Birkaç gün önce baş ağrısı geçsin diye çektiği saçları, yaslandığı göğsü, yanağını sıkması, burnu kanadığında kafasını tutup destek vermesi... Annesine çok basit bir şekilde dahi olsa kendisinden bahsetmiş olması...

Aslında Boran kalbini çalmak için çok şey yapmamıştı ama Miray çoktan kapılmıştı Boran'ın büyüsüne.

Odaya döndüğünde kızların meraklı bakışlarını umursamadan kendini yatağa bıraktı.

"Ne oldu? Niye gelmiş Boran'ın annesi? Kızım yoksa düşündüğüm gibi mi?" Dedi Nihal gülerek.

"Miray çatlamasana ya! Anlat hadi!" Dedi bu sefer Pınar. 

Ayşe yoktu odada. Olsaydı şu an hiçbirine fırsat vermez sorularını ardı ardına sıralardı.

Derin bir iç çekip yattığı yerden tekrar doğruldu. Parmaklarını saçlarının arasından geçirip geriye attı. Yüzünü birkaç defa sıvazlayıp "Sadece beni görmek istemiş." Dedi.

Bu konu hakkında çok konuşmak istemiyordu. Boran'ın dediği gibi farklı şeylere yormamalıydı bu durumu. Besbelli annesi yanlış anlamıştı. Ya değilse o Boran için anlatmaya değer bir insan değildi.

"Nasıl yani bu kadar mı?" Dedi Nihal meraklı bakışlarıyla.

"Sonra konuşalım mı? Lütfen. Şimdi Coğrafya çalışmam lazım." Deyip onların bir şey demesine fırsat vermeden çalışma masasına oturdu.

***

O günün üzerinden bir hafta geçmişti ama Boran'ı ne yurtta ne de okulda görüyordu. Merak ediyordu ama elbette soramıyordu Kubilay'a.

Bir hafta boyunca sırada onsuz oturmak tuhaf gelmişti. İlk başlarda onunla oturmak istemese de aslında ne kadar alıştığını fark etti.

Sınıfın kapısı bir anda açıldığında içeri giren Boran'la şaşırdı. Günlerden cumaydı ve okulun bitmesine iki saat kalmıştı. Boran derse şimdi geliyordu. Selamsız sabahsız Miray'ın yanındaki yerini aldı. Yüzüne bakmıyordu kızın. İtiraf etmesi gerekirse buna üzülmüştü. Boran'ın o edepsiz bakışlarını bile üzerinde istiyordu şu an.

Silkelendi! Ne saçmalıyordu?

"Neredeydin bir haftadır?" Diye sordu. Sorduğu anda da pişman oldu aslında. Ne diye sormuştu hakikaten bu soruyu? Üzerine vazife miydi böyle bir soru sormak onun? Şimdi Boran sanane dese ne diyecekti?

Çok gecikmedi ki Boran tahmin ettiği şeyi söyledi. 

"Sanane!"

Fazlasıyla bozulmuştu Boran'ın bu dediğine. Hiçbir şey demeyip tahtaya çevirdi kafasını. Gözleri çoktan dolmuştu. Bunu Boran'a göstermemek için elini yüzüne kapattı.

"İstersen dışarı çıkabilirsin Miray?" Diye sorarcasına baktı Zehra Hoca.

Zehra Hoca'nın bu anlayışlı teklifini şu an asla geri çevirecek durumda değildi. 

"Teşekkür ederim." Diyerek çantasını toparlayıp sınıfı terk etti.

Sınıftan çıktığı anda tuttuğu göz yaşlarını serbest bırakıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ağlayarak yurdun yolunu tuttu.

Nasıl bu hale gelmişti? Onu tanıyalı henüz üç hafta olmuştu. Sadece üç hafta! Bir ay bile değil. Bu kadar kalbini çalacak ne yapmıştı Boran? Onu ağlatmak dışında.

"Miray!"

Onun sesini duyduğunda yerine çakıldı kaldı. Bir süre onun adım seslerini dinledi. Her saniye adım sesi biraz daha yaklaştı. En sonunda kokusu burnuna dolduğunda geldiğini anlamıştı. Dönmedi arkasını. O anda belinde Boran'ın ellerini hissetti. Belinden tutup kendisine yapıştırdı kızı. Bir süre hareketsizce beklediler öyle. En sonunda Miray kendini çekti. Ardından Boran'da kendisini toparlayıp genç kızı kendisine doğru çevirdi.

Genç kızın derin mavilerinde kaybolup gitti kısa süreliğine de olsa. Ulan bu kadar güzel bakmak zorunda mı diye bir küfür savurdu içinden. Mavileri sulanmıştı. Sebebini çokta düşünmeye gerek yoktu. Ağlarken saçlarını çektiğinden saçları birbirine karışmış ve rüzgarda daha çok karışıyordu. Rüzgarın saçlarını karıştırmasının yanı sıra burnuna kokusunu getiriyor olması genç adamı mest etti. Bu koku... Huzur veriyordu insana.

"Ne istiyorsun?" Dedi Miray çatallaşmış sesiyle. Öyle kırgın çıktı ki sesi... Ona bunu ben mi yaptım diye düşünüp kendisine kızdı bir an Boran. Daha sonra neden onu düşündüğünü sorgulayıp sinirlendi. Ona neydi Miray'ın kırgınlığından! Boran böyleydi. Bir kız için değişecek değildi. Üstelik o kızın hiçbir şeyi olduğuna inanıyordu. Miray onun hiçbir şeyiydi.

"Hazırlan..." Dedi. Miray'ın anlamaz bakışları arasında devam etti. "Bugün benimle partiye geliyorsun."

28/12/2017

ÖNCELİKLE KISA BİR BÖLÜM OLDUĞU İÇİN HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM. BUGÜN 1K OLURSAK BİR BÖLÜM DAHA GELECEK.

SEVGİLER. 

Bana Sen Lazımsın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin