4.Bölüm

13.5K 982 685
                                    

Medya: Yeon

"Dalgınsın." Hae Won pirinç kekini ağzına tıkıp,tükürük saçarak konuştuğunda iğrenerek yüzümü buruşturdum.

Dün akşam Jungkookla konuştuktan sonra eve geldiğimde uyuyamamıştım. Pantolonumun arka cebine koyduğum,binbir zorlukla aldığım o torba bile aklıma gelmemişti. Annemin o pantolonumu yıkamaması veya o torbayı bulmaması için dua ediyordum.

"Ah..Evet." dedim ve önümdeki yemek tepsisini Hae Won'a doğru ittim.

"Ben yemeyeceğim."

"Yüce kraliçe Yeon!" Hae Won çağırarak yemek tepsimi aldığında tepesinde duran kişiden bir haberdi. Jimin, anlamsız bakışlarını bir süre onu fark etmeden tıkınan Hae Won'a yolladı ve ardından cıklayarak bana döndü.

"Bu akşam okul takımları açılış partisi olacakmış. Arada bir tekrar edeceklermiş takımların motivesi için."

"Yani?"dedim kaşlarımı kaldırarak. Jimin'in sesini duyduğu anda öksürük krizine giren ve kıpkırmızı olan Hae Won'a sinsi bir şekilde gülüyordum. Jimin gözlerini devirdi ve bileklerini yasladığı masada doğruldu.

"Elsa'nın tabiki bu tür şeylere gelmeyeceğini ve size de söylemeyeceğini biliyordum, iyilik yaramıyor ya." Sinirle çıkıştığında gülümsemem büyümüştü.

"Sen de geliyor musun?" Hâlâ ona 'oppa' diye hitap etmememe bozulurken olumlu anlamda başını salladı.

Plan1: HaeWon ile Jimin'i eş yap.

Plan2: Taehyung'un partiye kiminle gittiğini öğrenerek dalga geç.

Plan3: Jungkook'un kiminle gideceğini öğren.

Plan listem beynimde hızlı bir çark gibi dönerken yüzümdeki evilfaceyi silememiştim.

+

"Bak sabahtan beri sırıtıyorsun kesin iyi bir şey olmayacak."

Hae Won öğle arasında bahçedeki bankların birinde otururken konuştuğunda hala gülümsemeye devam ediyordum. Oturduğum bankta gerildim ve kollarımı iyice arkaya doğru açtım.

Soğuk havaya rağmen güneş ışığı yüzümüze vuruyordu ve altında oturduğumuz büyük ağacın yaprakları rüzgarın uğultusuyla hışırdıyordu. Sararmaya başlamış yapraklara bakarak iç geçirdim. Başımı bankın arkasına attığım için ağrıyordu fakat umurumda değildi. Kollarım hala arkaya doğru açıkken neşeyle cıvıldadım.

"Ah..Hava çok güzel."

"O boydan güzeldir tabi." Namjoon'un sesini duyduğumda olduğum yerde doğruldum ve gülümseyen yüzüm sabit bir ifadeye dönüştü. İki metre boyuyla hiç de kısa olmayan 1.67 boyumla dalga geçmişti şu an.

"Ayıp ediyorsun, üzüyorsun." Dedim ve iç geçirdikten sonra dudaklarını yalayarak konuşmaya başladı.

"Biliyorsun, parti için elimi sallasam ellisi ama-"

"Tamam, Namjoon. Sana kız bulurum." Dedim daha lafını bitirmeden. Hae Won, Namjoon 'un bozulmuş ifadesi karşısında tepinirken, sırıttım.

"Aa gökte ararken yerde buldum. Hae Won'la gidebilirsiniz."

Hae Won bir anda gülmeyi kesip bana 'o korseyi harbiden çekeceğim ama' bakışı attı. Nam Joon kaşlarını çattığında tatlı bir gülümseme sundum ve elimle onu itekledim.

"Hadi git sen." Bir şey demeden yanımızdan ayrıldığında bana hala aynı bakışı atan Hae Won'la baş başa kalmıştım.

"Güven bana. Unutamayacağın bir parti olacak."

ruins /jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin