20.Bölüm

10.7K 950 341
                                    

Şarkı: Rachel Gavaletz-Wolves cover Şiddetle bununla okumanızı tavsiye ediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkı: Rachel Gavaletz-Wolves cover
Şiddetle bununla okumanızı tavsiye ediyorum

Ateşin etrafına toplanmış, şalları kendimize dolamış ateşin çıtırtısını dinliyorduk. Jessie, kapanmamakta direnen göz kapaklarını hareket ettirip duruyordu. Başı biraz sonra Taehyung'un omzuna düşecekti ve Taehyung'un da bu anı deli gibi beklediğini bir türlü durmayan parmaklarından anlıyordum.  Hae ve Jimin yaklaşık yarım saat sonra uçurumun oradan gelmiş ve ateşin etrafına oturmuşlardı.  Jimin'in yüzünü uzun süre sonra huzurlu görmek içimi biraz rahatlatmıştı, aynı şekilde Hae'nin de. Ama asıl aklıma takılan Jimin'in benden istediği şeydi.

Yoongi termostaki kahvesinden bir yudum aldı ve gitarını eline alıp, gözlerini bizde çevirdi.

"Ne söyleyelim?"

"Wolves."

"Wolves."

Jungkook ile aynı anda öne atıldığımız da bize çevirilen gözlerle başımı eğdim.

In your eyes, there's a heavy blue
One to love, and one to lose
Sweet divine, a heavy truth
Water or wine, don't make me choose

Gözlerinde koyu bir hüzün var
Biri sevmek ve biri kaybetmek için
Tatlı bölüm, ağır bir gerçek
Su ya da şarap, beni seçmek zorunda bırakma

Herkes mırıltılarla Yoongi'nin eşsiz sesine eşlik ederken ben, daha gür bir sesle gözlerimi kapatıp, salınarak eşlik ediyordum. Jin'in yanımıza koyduğu biralara göz ucuyla baktım. Herkes kendi halinde şarkının mayhoşluğuna kapılmıştı. Birazcıktan zarar gelmezdi.  İç sesim kötü arkadaş ortamında zorla sigara uzatan bir veledi andırıyordu.

Jin'in fark etmeden benim de yanıma koyduğu biradan birkaç yudum almamla üzerimde kısılmış, bir çift göz hissettim. Çaprazımda, kendisine yaslanmış Bum'a hiçbir temas halinde bulunmayan Jungkook, kısık gözleriyle adeta beni tehdit ediyordu. İçersen olacakları biliyorsun diyordu sanki. Omuzunda sevgilisi beni varken beni düşünmesi ironikti.  Alaylı bir gülümsemeyle ona bakarak bir yudum daha aldım.

Hayır, rezillikle bitmeyecekti sonu.

I wanna feel the way that we did that summer night, night

Drunk on a feeling, alone with the stars in the sky

O yaz gecesi yaptığımız günkü gibi hissetmek istiyorum

Bir duyguda sarhoş, gökyüzündeki yıldızlarla yalnız

Gökyüzüne bakarak Yoongi'ye eşlik etmeye devam ediyordum. Annem her zaman beni kilise korosuna götürmeye çalışmıştı fakat her yaptığıma ayıp diyen insanlarla aynı ortamda bulunmak daha çocukken sıkmıştı beni. Sonrasında Jungkook'a ortaokulda alınan pahalı gitarla söylemeye devam etmiştim. O yarım yamalak öğrendiği notaları çıkarmaya çalışıyor, ben de odasına dört dönerek o zamanın hit şarkılarını söylemeye çalışıyordum. 'Büyüdüğün de Yeon, şarkıcı olursan beni unutma olur mu?' Gülerek söylediği şeyler zihnimin kilitli odasından çıkmaya çalışıyordu. Bakışları üzerimdeyken de o anıları; gülen erkek çocuk sesini, tellerden çıkan absürt sesleri ve odasında koşarken çıkardığım ayak sesleri, ateşin çıtırtısında daha da alevleniyor, kilidi yakıyordu. 

ruins /jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin