Hae Won, yatağımın üstünde bağdaş kurmuş, bize baygın bakışlar atarken Jessie iç çekti ve başını olumsuz anlamda salladı.
"Bir gün üşengeçlikten nefes almayacak ve öleceksin Hae. Otuz kedin de ölüne işiyecekler."
Gülerek onayladığım da Hae, Jessie'ye burun kıvırmış ve yastıklarımdan birini kafama atmıştı.
Hızlı hazırlandığı için siyah deri pantolonu, beyaz askılısı ve siyah kot ceketiyle yaklaşık bir saattir bizi bekliyordu. Ben de lacivert çiçekleri olan siyah bir elbise ve üstüne ceket giymiştim. Bu havada iç çamaşırlarıyla duracak varsa ona altın plaket verebilirdim.
Hafif makyaj işim bitmiş, sosyal medyada gezerken Jessie'nin attığıyla gözlerim irileşmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"İki saattir bunun için mi banyodasın?!"
Gülme sesleri gelirken burun deliklerini genişletmiş, sinirden çenesini sıkan Hae Won'un ifadesi kahkaha atmama sebep olmuştu.
