3.Bölüm

13.4K 950 430
                                    

"Eminsin yani?" Hae Won uzun, kumral saçlarını tepede dağınık bir topuz yaparak kaşlarını kaldırdığında olumlu anlamda başımı salladım.

"Neden yaptığını öğreneceğim.  Kimse sebepsiz yere böyle bir şeye kalkışmaz."

"Yeon..Jungkook'u biliyorsun. İnsanların hayatlarına burnunu sokmaz ve kendisininkine de sokulmasını istemez." Hae Won piyanosunun tuşlarını temizlemeye devam ederken, rahat yatağında birkaç kere zıplayarak oturuşumu düzelttim.

"Biliyorum. Hatta özellikle benden haz etmediğini de biliyorum ama tanrım..İçim içimi yiyor be."

"Bayan Jeon'a sorsan?"

Kaşlarımı çattım.

"Yok, olmaz o. Tekrar üzülmesini istemiyorum. Kadın zaten kötü. İyi bir anne olamadığını düşünüyor."

Onaylamaz anlamda başını iki yana salladığında iç geçirdim.

"Jimin'i son ders görmedim?" Diye bu iç bunaltıcı konuyu geçiştirmek için sorduğum soru durumu daha kötü hale getirmişti.

"Bodrumda üst sınıflardan uzun bacaklı Mia'yla yiyişiyordu pezevenk."

Nota kağıtlarını elinde düzleştirdiğinde ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Bana arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordum ama durgunlaştığını hissetmiştim.

"Böcek falan mı taktın çocuğun üstüne yav?"

Arkasını dönüp evilface yaptı.

"Telefon lokasyonunu hackledim."

+

"Tatlım, Jungkooklara gideceğiz!"

Alt kattan annemin sesini duyduğumda okuduğum kpop dergisini yüzüme bastırdım ve nefes alamayarak intihar girişiminde bulundum. Birkaç saniye sonra dergiyi çekip derin bir nefes aldım ve birbirine girmiş saçlarımı düzelterek, aynanın karşısına geçtim.

Uzun siyah, düz saçlarımı taradıktan sonra her zaman sürdüğüm kırmızı lipsticki sürdüm ve üstümdeki okul formasını çıkarıp, ince bir kazakla, bol, buz mavisi ve yüksek bel pantolunumu giydim. Okuldan sonra birkaç saatliğine Hwa Yonlara gitmiştim ve geldiğim gibi rahat yatağıma yatmıştım. Eh..Huzurum fazla sürmemişti.

Telefonumu pantalonumun cebine sıkıştırdıktan sonra aşağı indim ve yaptığı kek kabını streçleyen anneme baktım.

"Yung çok kötü gözüküyordu." Annem düşünceli bir şekilde söylediğinde iç geçirdim. Bayan Jeon hiçbir şey söylememem konusunda tembihlemişti.

Evden çıkıp, az bir mesafede olan eve yaklaştığımızda ve kokusuyla, görüntüsüyle huzur veren bahçeye girdiğimizde derin bir nefes aldım.

Kapıyı Eun açmıştı ve arkasından da Yung teyze yüzünde gülücüklerle çıkmıştı. Sahte gülücükler olduğunu anlamıştık tabii.

Onlar salonda koyu bir sohbete dalmışken içimi kemiren fareleri kovmak adına üst kat merdivenlerine baktım. Birlikte boyama yaptığımız Eun'un kulağına fısıldadım.

"Jungkook nerede?"

Kalemini çevirirken cevap verdi.

"Arkadaşlarıyla buluşmaya gitti." Peltek sesiyle cevapladığında gülümsedim. Böylece odasında ufak bir araştırma yapabilirdim.

Gerçi Taehyung bugün ful evde takılacağını söylemişti ve Taehyungsuz buluşmuyorlardı. Bu içime kuşku tohumları atarken umursamamaya çalışarak üst kat merdivenlerinden çıkmaya başladım. İçimde kötü bir his vardı. En son.. iki ay önce falan girmiştim galiba Jungkook'un odasına. Gizli bir mabed gibi koruduğu için benim gibi meraklı bir insanı yaklaştırmıyordu doğal olarak.

ruins /jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin