gökyüzünün yedi kat üstünde de yerin yedi kat altında da gerçekler her zaman aynıdır. ne silebilirsin nede yeniden değiştirebilirsin. zamanı geriye alma gibi bir imkan olsaydı eğer ki ;
yaşanmışlıkları silmek isterdik galiba. pişmanlığı olmayan insan yoktur herhalde. öyle bir hayattayız ki , bazı insanların gözlerinden yaş değil de keşkeleri , yapamadıkları , ayrılıkları akıyor. ve koca gözlü dünya ' da herkes o gözlere kör. kahkahalar havada uçuşurken sessiz sessiz ağlayanların sesini kimse duymuyor. konuştuğu , söylediği her kelime buram buram acı kokuyorken, insanların onu sadece ağızdan çıkan , dilin yardımcı olup dudaklardan dökülen kelime öbekleri olarak görmesi biraz daha çaresizlik ve belki biraz daha hüzün ekliyor yüreğe..
acımasız mı olmak lazım ?
yaşadığımız bu yerde kurallar hep bu denli katı mıdır ebediyen ?
kirpik uçlarına kadar anlaşılmayan dertlerle dolu insanlara sesleniyorum ;
biliyorum ki yalnızız bu dünyada , hep hep böyle devam edecek yaşanmışlıklar.
ve size haykırıyorum gözyaşlarımla ;
yalnız geldik , tek emanet bedenimizdir ve yalnız gideceğiz. emanete sahip çıkmayı bilmeliyiz ki ödülümüz cennet bahçesindeki en güzel çiçekten taçlarla süslensin...