Duvarın üzerinde dizilen siyah parmaklıklar gibi çevrelenmiş çevrem, üstü sivri dikenler. Ötesini gördüğüm ama ulaşamadığım ya da ulaşmaya cesaret edemediğim yerler hem çok yakında hem de çok uzakta. Yeşil ormanları ve sarı bozkırları, arkasındaki masmavi denizi ve yeşil gölü görüyor gibiyim. İşin en kötü yanıysa, o duvar ve siyah parmaklık arkasında bir ben değilim uzaklara bakan. Herkesin bildiği ve konuştuğu, pek klişe, pek bilindik bir hikaye bu. Kimliğim yenilenecek belki, ismim de değişir belki. Geçen zamanlara ne olacak, en çok o beni kaygılandırır. Olamadıklarım ve olmak istediklerim, gezmek istediğim bozkırlar ve nehirler, dile getiremediğim cümleler ve dahası. Belki de bunların tamamı benim. Parçaların toplamı bütünden farklıdır, der Geştaltçı düşünce. İçimdeki keşkeler ve neyseler belki de, bir parçam olmuştur. Kim bilir? Sen kimsin? derlerse bir gün diye ne cevap veririm? Harcanış potansiyeller, gerçekleşememiş hayallerden mi ibaret kimliğim? Yoksa arkasında dimdik durabildiğim gerçeklerim mi? Adım ve soyadımdan çok daha fazlası varmış gibi hissederken aklımın derinliklerinde, daha fazlasını açıklayabilir miyim insanlara? Çektiğim fotoğraflar, tanıştığım insanlar, okuduğum kitaplar, beni yetiştiren ailemden mi ibaretim yoksa? Onlar mı benim parçalarım bütünümü oluşturan. Öyle bile olsa, hepsinin toplamı yine ben eder miyim? Belki de, ben sadece benim, demek en güzel oludur kendini ifade etmenin. O zaman gözlerdeki bakış, dudağın kıvrımı, kaşların hizası ve nefes alış verişim her şeyi ortaya koyar belki de. Kim bilir? Belki de bilmiyorum kim olduğumu, nereden geldiğimi bilmek kadar kolay değil ne de olsa. Basit bir doğum tarihi ve saatinden ölüm saatimin bilgisinden, kaşımın gözümün renginden hangi okullarda okuduğumdan daha fazlası veya daha eksiği belki de bunların hiçbiriyim. Bildiğim tek şey, ben kimim sorusunu kendisine soran milyarlarca insanlardan bir tanesi olduğum ve belki de bu soruya verilecek kesin bir cevap yoktur. İnsan bilinmezlikten ibaretken kendini daha da karanlığa gömüp bir kaç soru daha ekler en fazla zihninin sınırlarına .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.