insan yaşadığı süre boyunca sınavlara tabi tutulur. birini kaybettiysen ötekine umut dolu bakmalı beden. ne kazandım diye sevinmeli ne de üzülmeli. hep bir adım daha ilerisinde ne olacak düşüncesi olmalı. insan önünü görmeden yürüyemediği gibi duygularını bilmeden hissedemez. dünyanın sesi sağır etmeye gördüklerini kör etmeye yetecek kadar bir yer. bulutlara taşıdığı yük sorulmazmış. yüreğede yaşadıkları...
herkes burada kaldığı sürece nefes aldıkça dünyanın oyunlarını oynamaya mahkumdur. kimi hile ile kimi dürüstlük ile kazanır.hayatın kendisi adil değilken, yaşanılanlarda okadar dürüsttür.
uçurum gibi bakarsın boş gözlere. intihar etmiş ruhları izlersin oyunda. dalarsın hayatın poyrazına. damga damga göğüsüne vurursun hislerini. yeri , göğü bulamamışken kendinide kaybedersin. geceleri sırtına giyer , günüzlerde koşarsın. yıldızları cebine koyar, güneşi eline alırsın yanacağını bildiğin halde. umutları gözüne takıp özgürlüğe koşarsın, düşeceğini bildiğin halde. mutluluğu hayal edip yaşarsın, üzüleceğini bildiğin halde. hayatı izlersin, tüm olanları bilipte unutmak istercesine..
bilir ama susarsın.
sabırdan kaleler kurup çıkarsın basamak basamak.her merdivende giydiğin, cebine aldığın , elinde tuttuğun umutları yerleştirirsin yeni sayfaya. kalemindeki kırığı onarır ve yeniden yazmaya başlarsın. en çok da mavili tonlarda...
denize olan yakınlık , gökyüzüne olan uzaklığın arasındaki mavinin tonu gibi...
![](https://img.wattpad.com/cover/80086772-288-k321652.jpg)