Çıkışta Anka ve Eylül'ün tüm ısrarlarına rağmen bir yerlere gitmeyip ödevleri bahane ederek eve geldim. Sürekli onlarla bir aradaydık. Bugün biraz kafa dinleyip düşünmek istiyordum. Etrafımın kalabalıklığına dalıp kendimi arka plana atmıştım. Zihnimin dinlenmeye ihtiyacı vardı.
Eve girdiğimde montumu çıkardıktan sonra ilk işim kendimi annemin yeni aldığı bordo koltuklara atmak oldu. Oldukça rahatlardı. Babam geceleri burada uyuklarken daha rahat olacaktı. Annem onu düşünerek almış olmalıydı.
Televizyonu açıp kanallarda neler olduğuna bakmaya başladım. Geneli kayıp arama odaklı programlardı. Böyle şeyler içimi bunaltıyordu. Özellikle günümüz dizileri beni resmen boğuyordu. Hepsi gerilim dolu, her bölümünde insanın canını sıkacak şeyler içeren dizilerdi. Hele bir dizi var ki her sezon başında ilk fragmanda ana karakterlerden bazılarının öldüğü gösteriliyor. Sonra bir bakıyorsunuz hepsi hayatta. Madem doğru düzgün dizi yapmayacaksınız bari kendinizi tekrarlamayın. Saçma da olsa yeni konular türetmeye çalışın. Kendi kendime atarlandığımı fark edince televizyonu kapatıp kumandayı sehpanın üzerine fırlattım. Ardından cebimden telefonumu çıkarıp mesajlarımı kontrol etmeye başladım.
Eflaz ve Ebru'dan mesaj vardı. Önce Ebrununkine tıkladım.
Ebru TUNÇER- Söylediklerimi düşündün mü?
Gece AKMAN- Düşündüm ve Anka'ya karşı boş olmadığımı fark ettim.
Anka'nın yeni takındığı tavır ve sahiplenişi aklıma gelince gülümsedim. Benimki sadece boş olmamaktan ibaret değildi. Duygularım onunla olduğum her saniye daha da artıyordu.
Eflaz SALMAN- Müsait olduğunda beni ara. Her şeyi ayrıntısıyla bilmek istiyorum.
Müsaittim fakat anlatmaya hiç mecalim yoktu. Bunu daha sonraya bırakıp telefonumu cebime koydum. Biraz da odamda vakit geçirmeliydim.
Bugün annem ortalarda görünmüyordu. Allah bilir yine ne alışverişine çıkmıştı. Odama gitmek üzere merdivenlere yöneldiğimde mutfakta temizlik ile uğraşan Behoş'a gözüm çarptı. Her an bir işle uğraşıyordu. Yakında hastalanırsa şaşırmayacaktım.
"Behoş annem nerede biliyor musun?" kafasını bir an bana çevirip tekrar işine döndü. "En son senin odandaydı." Benim odamda ne yapıyor olabilirdi ki?
"Tamam. Sağ ol." cevap vermesini beklemeyip merdivenleri hızla tırmandım. Benim odamdan takır tukur sesler geliyordu. Düşündüğüm şey olmamasını umarken ani bir hareketle odama daldım. Girer girmez şaşkınlıkla donakaldım. Odamın duvar kağıdını ve mobilyalarını değiştirmişti. Ayrıca artık odada pembe ve beyaz değil turkuaz ve mor hakimdi. Boşuna telaş yapmıştım. Çok hoş görünüyordu.
"Vay. Ne güzel olmuş burası." Dedim şaşkınlığımdan sıyrılıp annemin yanına doğru yürürken. Bir yandan da etrafı inceliyordum. Dolabım turkuaz ve gri renklerinden oluşuyordu. Ayrıca yatağımın örtüsü de turkuazdı. Makyaj ve çalışma masam ise mordu. Bir köşeye turkuaz, mor, gri renklerden oluşan puflar dizilmişti. Odada tek değişmeyen şey kitaplığımdı ama o da odaya gri rengiyle uyum sağlıyordu.
"Beğendiğine sevindim." dedi çalışma masamın üzerine kar küresini yerleştirirken.
Yatağımı çekiştiren adamlara yerinin iyi olduğunu söyledikten sonra teşekkür edip onları yolladı. Odamda tek kalmıştım. Turkuaz ve morun uyumu bana kendimi iyi hissettirmişti. Demek ki bazen değişiklik insana iyi gelebiliyordu.
Odaya yeni süs eşyaları da almış, hepsini güzel bir dizaynla yerleştirmişti. Ben beş altı yaşlarındayken babamın annem ve beni zorla çektiği fotoğrafı duvarda asılı olarak görünce buruk bir şekilde gülümsedim. Tek fotoğrafımız buydu. Annem o zamanlar tabiri caizse benden nefret ediyordu. Bense peşinden koşup paçalarına yapışıyordum. Azda olsa ilgisini çekebilmek adına... Onca haylazlığa, şımarıklığa rağmen tek bir defa dahi olsa ilgisini çekememiştim. Yüzüme bile bakmıyordu. Benimle konuşmasını o kadar çok isterdim ki. Büyüdükçe de susmasını ister oldum çünkü zamanla her şeye sitem eder, bağırır olmuştu. Şimdi ise yanımdaydı. Beraber gezebiliyor, eğlenebiliyorduk fakat küçüklükteki o boşluğun yeri dolmuyordu. Annesiz büyümek dünyanın en zor şeyi olmalıydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/74737730-288-k845759.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Kelebekleri
Novela Juvenil-Wattys 2018 Son Liste- İnsanoğlu duygularına hakim olamayan bir varlıktır. Kendi içinde bir çok savaştan geçse de bazı aşkların gözle görülür imkansızlığını kabul etmez, burnunun dikine gidip kendisini yokuşa sürükler. İçindeki kelebeklerin büyüsün...