24 bölüm

14.9K 641 52
                                    

Multimedya birce ve aslan...

Baran ağa söylediği sözlerle dostunun canını çok fazla yakmıştı. Ama ne olursa olsun hakettiğini düşünüyordu. Sesizce çıkıp giden genç adamın arkasından bakarken, aralık bıraktığı, çarpılmamış kapı dikkatini çekti. Şimdi onun yerinde bir başkası olsaydı, duyduğu sözlerle her yeri yıkıp geçerdi. Ama bu kişi aslandı, zeki, dürüst ve çalışkandı. Bu yüzden de nerede nasıl davranacağını iyi biliyordu.

Baran elini kalbinin üzerine getirip sıvazladı. Nefes alamıyor, adeta boğuluyordu. Acı öksürüklerinin yerini alnında biriken, boncuk boncuk terler aldı. Onlara bir ders vermek isterken, aslında en çokta kendisinin canı yanıyordu. Birisi canından çok sevdiği kardeşi, biride canını, namusunu, emanet edeceği tek dostuydu. İşte bunu kaldıramıyordu ya, nasıl olurdu? Aşk gerçekten de imkansızı sevmekmiydi?

Kulağında yankılanan sesler bir türlü susmuyordu. Peki ya kıymetlisi ne demişti. "Onun canını yakma ağabey, meleğin senin için canı nasıl yanıyorsa, benimde öyle canım yanıyor." Ayakta durmakta zorlanan adam, elini masaya dayayıp destek aldı. Bu durumu fark eden civan, panikle yanına gelip koluna girdi.

"Ağabey iyimisin? Kalbinde bir sorun mu var?" Bi süre cevap vermeyip nefes almaya çalışan adam, ona korku dolu gözlerle bakan kardeşini rahatlatmak adına elini kaldırıp omuzuna koydu.

"İyim koçum merak etme ara sıra yokluyor galiba?"

"O ne demek ağabey, babamın da kalbinde sorun vardı. Hadi hemen doktora gidiyoruz." deyip kolundan tutup çekiştirmeye başlamıştı.

Bayan maggie ve bay nick, onlarda panikle yerlerinden doğrulmuş, gerçekten berbat bir halde olan genç adama bakıp " kardeşiniz haklı, bencede bir doktora görünmelisiniz."dediler.

"Teşekkürler bayan maggie, o halde sekreterim bir sonraki toplantı için bize bir gün ayarlasın. Görüşmek üzere." deyip tokalaştılar.

Dar koridoru geçip şüphe ile karşısındaki kadına bakan nick "sencede her şey çok normal değil mi?" deyip kahve gözlerini aşinası olduğu mavi gözlere dikti.

"Onu bunu bilmem ama, her ne olduysa bizim için çok iyi nick, ama bu aslan galiba bir şeylerden şüphe ediyor, ve buda beni garip bir şekilde endişelendiriyor." deyip çıkan ikili randevuyu alır almaz, arabalarına binip evlerine doğru yol almışlardı.

Toplantı biter bitmez, dosyaları toparlayıp hastanenin yolunu tutan baran ve civan, araba içerisinde sohbete dalmışlardı. Direksiyonda olan civan ağabeyinin kullanmasına izin vermemiş, yanına oturtup biraz dinlenmesini istemişti.

"Ağabey, sence doğru mu yaptık. Yani bu ortaklık?"

Gözlerini yola diken baran, şu an ne düşüneceğini, ne yapacağını bilmiyordu. "Bunu zaman gösterecek."deyip konuyu kesip atmıştı.

"Peki aslan ağabeyle ablam yani onlar gerçekten de..."

Kaşlarını sanki mümkünmüş gibi dahada çatan adam "Bu konuyu kapat canım sıkılıyor?"dedi.

Mesajı alan civan, ağabeyine sonuna kadar hak veriyordu. Konu sevgi olunca, onun içinde işler değişiyordu. Oda sevmek, aşık olmak isterdi. Gelin görün ki, binnaz anası ona neyin daha iyi olacağına genç yaşında karar vermişti. Karısı sevdaya karşı boş değildi elbet, ama aşık'ta değildi. İçerleyerek aldığı nefesi yine zorlanarak verdi genç adam...

"Tamam kapattım. Ama ben ablamın gönlü olmadan bu işe razı olmam bilesin. Hem aslan ağabeyimden daha iyisini bulamayız."

"Civan!"

Deli Ağa Tamamlandı...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin