Yalnız gelir insan bu dünyaya,
Yalnız yaşar hayatı,
Her ne kadar dünya insanlarla dolu olmuş olsada,
Hüznü yaşar kalbinde,
Belki düşer kalkar, ama yine yalnızdır, Yaşamı boyunca bulamaz onu anlıyanı, Anlatamaz içten içe tükettiği göz yaşlarını.
Yaşar ve yaşlanır....Ve bir gün, göçer gider bu yalan dünyadan.
Yalnız kapar gözlerini,
Sınavıdır yalnız başına yaşayacakları, Anlayanı anlatsada bulamaz,
Böyledir kimilerinin kaderi,
Her yalnızlıkta çeker sigarasindan bir nefes daha...Belinden çıkardığı tabancasını gök yüzüne kaldıran adam, defalarca tetiğe dokundu. İçindeki ateşin sönmesi mümkün değilken, birde bu acı eklenmiş, yüreğine kor olup düşmüştü. Ormanlık alanda yankılanan ses, bütün kuşların uçması ile yerini "hayır, hayır" diye çığlıklara bırakırken, dizleri üzerine çöktü. Bütün vücudunu titreme alırken, tabancası elinden kayıp yere düştü. Elleri yumruk halini almış, dizlerini bulurken defalarca vurdu. Vurdu vurdu... Dili damağı kurumuş, ağzından tek kelime çıkmaz olmuştu. İçinden haykıran sesi "neden, neden" diye çığlık atarken, doğmamış çocuğu ve bu gün ilk defa meleğine söylediği "seni seviyorum" sözleri aklına geldi. Aylarca karısı gözlerinin içine bakıp, ondan gelecek en küçük tebessüme bile muhtaçken, baran en büyük hayalini gerçekleştirmişti. Kadın sadece çocuğu için sevgi dilenirken, şu an bulutların üzerinde uçuyordu. Bu nasıl bir kaderdi böyle, işte şimdi yıkılmıştı koskoca heybetli baran ağa...
Aslan ve maria duyduğu sesle başını hemen arkasına çevirmiş, başı önde dizleri üzerine çökmüş, çaresiz bir adamı görmüştü.
"Baran kardeşim." hızlı adımlarla yanına gelen aslan, elini omuzuna koyup seslenmiş, fakat hiç bir tepki alamamıştı.
"Baran konuş benimle, yine sessizliğe bürünme lan, konuş!" aslan yere çökmüş, arkadaşını omuzlarından tutup sarsıyor, yıllar önce annesini kaybettiğinde yaşadığı kötü psikolojiyi yine görüyordu.
Başını kaldırıp, boş boş aslanın gözüne bakan baran, yerden aldığı tabancasını tekrar beline yerleştirip ayağa kalkmış, tek bir söz söylemeden hızla arkasını dönüp arabasına binmişti.
Aslan arkasından gidip arabanın kapısını açmaya uğraşmış, kilitli olan kapıyı çekmişti. Defalarca cama vurup tepkisini çekmeye çalışsa da, onun yaşadığı durumun en yakın şahidi aslında kendisiydi.
"Baran, baran, bana bak kardeşim, duy beni, yine kapatma kendini hadi lan, hadi!"
Direksiyondaki elini bütün gücüyle sıkan adam, kontağı çevirip, yine boş bakışları arasında oradan uzaklaşmıştı.
Ne düşündüğünü az çok tahmin eden adam, giden arabanın arkasından bakıp geriye dönmüş, yanındaki acılı ve şaşkın kadına "bin" demişti.
"Aslan ne oluyor? Baran neden bağırıp çağırmadı? Şimdi nereye gidiyor?" çaresiz kadının sorduğu bir çok soru cevapsız kalırken, korkusu bütün vücudunu sarmaya yetmişti.
Sürücü koltuğuna yerleşip oturan aslan, çalıştırdığı araba ile hızlı bir dönüş yapmış, yolunu kurdoğlu çiftliğine çevirmişti. Ters bakışı ile kadını süzerken, sesiz kalmış, dişlerini sıkıp bütün gücü ile gaza yüklenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Ağa Tamamlandı...
General FictionTöreye kurban edilen iki yaralı kalp ve sonrasında nefrete dönüşen bir aşk hikayesi... "pişman olac...