3 bölüm

27.3K 972 41
                                    

Boş yere canı yanmaz insanın.

Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, yada bir fazlalık geçmişten gelen...

Meleği hayata dair eksiklikleri mi, yada geçmişinden gelen acıları mı, ayakta tutar bilinmez. Tek bildiği gerçek yine istenmeyen kişi olmasıydı. Oysa ne çok sevmek, sevilmek isterdi. Bu bile ona çok görülmüş omuzlarının düşüp bir kez daha yıkılmasına sebep olmuştu. Şu hayatta yaşadığı her şeye karşı güçlü görünen kız, artık pes etmişti. Ne kurduğu hayaller, ne de yaşayacağı güzel günleri artık olmayacaktı. Yatağına uzanıp içli içli ağlayan kız, uykunun kollarına kısa bir geçiş yapmıştı.

Beyazlar içinde turuncu saçları rüzgarla savrulan kadın, masmavi gözlerini açıp karşıdan ona koşarak gelen küçük kıza baktı.

"Anne"

"Meleğim... bebeğim"

"Anne bırakma beni, sana çok ihtiyacım var lütfen..."

"Meleğim kızım, mis kokulum." Kadın kızını kolundan çekip, kokusunu içine çeke çeke sarıldı.

"Geldin yanımdasın bir daha hiç gitme. Bırakma beni anne" deyip hıçkırıklara boğuldu küçük kız.

"Gitmem gerekiyor bebeğim."deyip sırtını sıvazlarken acı dolu göz yaşlarını akıtmıştı.

Küçük kız gözlerini kapattı. Huzur bulduğu ana kucağında, daha sonra hissettiği boşlukla bütün vücudunu titreme aldı. Üşüdüğünü hissedip maviliklerini yemyeşil bir ormanda açtı. Tek başındaydı, hayal mi görmüştü, oysa annesinin sıcaklığını hissetmişti, hayır bu gerçek olmalı, ayağa kalkıp etrafa bakındı. Her taraf yemyeşil sık ağaçlarla çevrili, ortada kimse görünmüyordu. Az ileride toprak bir yol vardı. Adımlarını hızlandırıp, annesini tekrar görebilme umuduyla o yoldan koştu. Saatlerce belki, sağa sola bakındı yol bitmek bilmedi." Anne, anne bırakma beni lütfen..." dizleri artık meleği taşımıyordu.

Hıçkırıklar eşliğinde kolundaki dürtülmeyle kendine gelen melek, uyanmak istemedi. Çok yorgundu, belki bir kez daha annesini görebilirdi.

"Melek abla, melek abla" gözlerini açıp etrafı taradı. Sonra yanı başında endişeli küçük kızı gördü. Yavaşça yatağından doğrulup oturur vaziyete geldi.

"Ceylan ne oldu?"

"Abla iyi misin? "

"İyim merak etme. Niye geldin sen?"

"Şey yemek hazır."

"Aç değilim ceylan."

"Bilirim abla, lakin ağam gelsin der, herkes sofrada konuşacakları varmış."

"Daha ne kadar canımı yakabilir ki, tamam sen in geliyorum."

Bu duruma üzülen ceylan sesizce kapıyı kapatıp mutfağa annesinin yanına geldi.

"Ne oldu kız?"

"Geliyormuş ana, çok üzüldüm yazık ablama."

Deli Ağa Tamamlandı...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin