Eğer bu hikayeyi Wattpad harici bir platformda okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer bu hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan lütfen Wattpad'deki @julietgulu isimli profilimden oku. Teşekkür ederim.
Merhabalaaar, kurguma hoş geldiniz öncelikle. Size tamamıyla kusursuz, dört dörtlük bir kurgu vadetmiyorum. Elimden geldiğince, yazım ve noktalama kurallarına uyarak, genel hatlarıyla herkese hitap edebilecek ve okuyanı rahatsız etmeyecek bir hikaye oluşturmaya çalıştım. Bunda ne kadar başarılı olduğum tabi ki sizin takdiriniz.
Kurgu biraz hızlı ilerliyor gibi görünebilir ama eksiklikleriyle kitaba bir şans vererek okumaya devam ederseniz her şeyin sonuca bağlanacağını göreceksiniz. Sadece ilk bölümlerle yargılanmak istemem çünkü ben de profesyonel bir yazar değilim ve bu hikaye neredeyse benim ilk kurgum.
Beni anladığınızı ümit ediyorum. Eğer devam etmek isterseniz mutlu olurum ama anlatımım hoşunuza gitmediyse de hakarete başvurmadan okumayı bırakabilirsiniz. Sizi seviyorum 🤗💜🥰
Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz. 👉🏻👉🏻👉🏻
Metallica - Nothing Else Matters
Keyifli okumalar
"Niye bu kadar uzun sürdü bu?"
Özdemir Bey, yani saygıdeğer babamın dakikada bir sorduğu soruyla gerginliğim katlanarak artıyordu. Fazla ümit etmemelerini söylememe rağmen neredeyse tüm mahalle evlerinde benden gelecek bir haberi bekliyordu. Yan komşularımız ise direk bizim evde bekliyorlardı. Gerçi onlar aileden sayılırlardı. Emekli asker olan babam bir o yana bir bu yana gidiyor zaten kalp hastası olmasına rağmen kendini iyice sıkıntıya sokuyordu ama ÖSYM işte. Ne beklersin. Gecenin bir yarısı kimseyi uyutmuyordu. Ekranı bir kez daha yeniledim. Sınavım çok iyi geçmemişti ama bir yerlerin tutacağına emindim. Tek isteğim o yerler olmamasıydı. Yoksa gerçekten öğretmenlik hayatım başlamadan biterdi. Büyük ihtimalle şu an evdeki herkes oralardan bir yerler olmaması için duacıydı. Hele de yan komşumuz Cihat Bey ve eşi Hatice Hanım...
"Açıklanmadı mı daha da?"
Babam saniyelik hatırlatmasını yapıp tekrar dört dönmeye devam ederken sayfayı yeniledim. Sayfa yavaş yavaş açılmak yerine pat diye yüklenirken annem neredeyse tüm mahallenin duyacağı şekilde bağırdı.
"Ay açıldı bu!"
Evdekiler anında başıma uçarken herkesin gözü oradaydı. Atandığım yerde.
Hakkâri...
Soluğum boğazıma kaçmıştı. Burası olmamalıydı. Bir yanlışlık olmuş olmalıydı. Babamın eli kalbine giderken annem ona destek oldu ve koltuğa oturttu. Hatice teyzenin gözyaşları sel olmuştu. Herkesin aklındaydı zaten ama şimdi daha bir farklı olmuştu farkındaydım. Cihat amca kendini tutuyordu, o da bir emekli askerdi ve görev yerim onunda hoşuna gitmemişti. Gerçi kimin hoşuna gitmişti ki?
"Asla! Oraya asla göndermem!"
Babam ilk şokunu atlatıp direk kesin kararını söylemişti. Bugüne kadar bir kez olsun sözünden çıkmamıştım ama orası çıkmıştı bir kere. Belki de kaderdi. Nereden bilecektik ki? Belki de gerçekten oraya gitmem gerekiyordu. "Baba..."
"Olmaz dedim Akşın! Bu konu bir daha açılmayacak! Bir sene daha çalışırsın."
Zaten üniversiteyi bitireli 3 sene olmuştu ve ben sonunda bir yere atanabilmiştim. Bir öğretmen olarak atanmanın ne kadar zor olduğunun farkındaydım elbette. Bütün meslektaşlarım isterse en ücra köşe olsun diye sınava giriyorlardı fakat ben her zaman oralar çıkarsa ne yapacağımı düşünüyordum. Babam 3 sene öncesine kadar böyle değildi elbette. Neresi olursa gidebilirdim ama o olaydan sonra iki ailede de kesin karar çıkmıştı. Yasaktı o topraklar bize. Onları da anlıyordum ama kimse beni anlamıyordu. Bu sene gitmezsem seneye gideceğim bile meçhuldü. Ne belliydi seneye Doğu'nun çıkmayacağı. Ayrıca benim ilk görevimdi elbette İstanbul çıkmasını beklemiyordum ama en azından Karadeniz'de bir yer tutturabilirim diye düşünmüştüm. Çünkü Doğu Karadeniz'de doğu görevi oluyordu ve bu yüzden puanlar düşüktü. Ama olmamıştı işte. Suç bende değildi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU KARTALI
General FictionTÖRE KİTABI DEĞİLDİR TAMAMLANDI "Cihan," dedi en nazlı sesiyle, her zamanki gibi. Bakışları bir şey isterken olduğu gibi kısılmış mavi mavi bakmaya başlamıştı. Sanki onun küçücük ağzından çıkan her sözün benim için birer emir olduğunu bilmez gibi. ...