32.Bölüm

16.4K 880 18
                                    

Aslında bu seferki sakin bir bölüm çünkü bir şeylerin ortaya çıkması gerekiyordu. Karakterimizi geçmişiyle tanımanın zamanı gelmişti artık. 
İyi okumalaar! Umarım beğenirsiniiz!

Bartu’yu beklerken dakikaları saymıştım, hatta saniyeleri… İlk defa birine bunları anlatacaktım. Daha önce kimseye geçmişimden bahsetmemiş, o zamanları kimsenin yanında hatırlamamıştım. Ama Bartu’ya güveniyordum. Ona anlatabilirdim. Ve bunu istiyordum. Umut bu bilgilere bu kadar yakınken bana destek olacak birine ihtiyaç duyduğumda ilk atlayacak kişinin Bartu olacağını biliyordum, ama bilmeden bana destek olamazdı.

Kapı çaldığında birden gerilmiştim. Hiç olmadığım kadar… Derin bir nefes aldım. Ellerimin titremesini durduramadan kapıyı açtım. O anları tekrar yaşıyordum sanki. Bu his hemen odama koşup kimsenin beni bulamayacağı bir köşede ağlama istediğimi tetikliyordu.

Kapıyı açtığımda bana gülümseyerek bana Bartu’nun yüzü anında değişmişti. Endişeyle kapılanan gözleri içeri geçmemizi sağladı. Ama cidden odama gitmek istediğimden, onu oraya yönlendirmiştim. Silahlarım güvende hissetmemi sağlayacaktı.

Yatağımın üstüne oturmamı sağladığında ilk defa konuştu. “İyi misin Deniz? Neler oluyor?”

Ve ben de ilk defa gözlerimi ona çevirdim ama ağzımdan hiç beklemediğim kelimeler döküldü. “Bana sarılır mısın?”

Bartu’nun yüzündeki endişe bin kat daha artarken kollarını sıkıca etrafıma sardı ve uzanmamızı sağladı. Bacaklarımı kendime çekip daha da küçülmüştüm. Bütün gün kaçtığım düşünceler beynimdeydi, hiç açmadığım kapılardan acı ve çaresizlik yağıyordu üstüme. Ve amcamın yüzü yine gözümün önüne geliyordu…

Hayır hayır, böyle başlayamazdım.

“Şu senin kalbini kıran eski sevgili olayı nedir?” dedim ona dönmeden. Kafam biraz dağılmalıydı. Titremeyi kesmemden ve ses tonumun değişmesinden anlamış olacak ki konuyu değiştirmeme bir şey demedi.

“Bundan sana Olcay mı bahsetti?” dedi anlamlandıramadığım bir ses tonuyla. Başımı evet anlamında salladım.

“O velet elimde kalacak, sana ne dedi?” dedi sinirle. Bu sefer ona döndüm.

“Neden? Bilmemem gereken bir olay mı var?”

Gözlerini sıkıca kapatıp açtı. “Hayır ama hemen öğrenmen de gerekmezdi.”

“Ama öğreneceğim.” dedim. Başını olumlu anlamda salladı.

“Bak…” diye başladı. “Bir yıldan fazla süredir birlikte olduğum biri vardı, Olcay onu hiç sevmezdi ve hep paramı yediğinden bahsederdi. Bense onu öylesine seviyordum ki bunun farkında değildim ve çoktan ona evlenme teklif etmiştim. Nişanlıydık kısacası. Sonra bir gün Olcay elinde birkaç belgeyle odamıza daldı ve bağırmaya başladı batıyoruz diye. Hisselerde ve şirkette sorun olduğunu ve batmak üzere olduğumuzu söyledi, zaten bu sırada kız yanımızdan uzaklaşmıştı. O gidince Olcay bana bunun bir oyun olduğunu onun gerçek yüzünü bana göstermek için yaptığını söyledi. Israrları üzerine kabul ettim.”

Duraksamıştı buz gibi sesi. Göz temasımızı yeniden sağlayıp devam etmesi için işaret verdim. Bu kadar olmadığı belliydi.

“O günden sonra kız benden uzaklaşmaya başladı yavaş yavaş ve ben de oyuna ayak uydurdum. Ve sonra onun evinde gittiğim bir gün…” gözlerini yeniden sımsıkı kapatıp açtı “Onu başka biriyle yakaladım. Yüzünde hiçbir pişmanlık yoktu. Bana dönüp sırıttı ve benimle oynamaktan sıkıldığını ve yeni bir zengin oyuncak bulduğunu söyledi. Ve bir de giderken kapıyı kapatmamı. Sinirden delirmiştim. İnan ne yapacağımı bilmiyordum ama gidip onları ayırdığımı ve adamı biraz hırpaladıktan sonra onu sarstığımı hatırlıyorum. Yüzüğün nerede diye bağırmıştım. Bilmediğini evin herhangi bir yerinde olabileceğini söylemişti. İlk defa bir kadına el kaldırmış ve ona bir tokat atmıştım. Tek pişmanlık duyduğum şey buydu. Zaten sonra da çekip gitmiştim. Onu bir daha görmedim.”

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin