||21

13.2K 208 21
                                    

"Anne! Kaburgalarımı çıkarmayı düşünüyorsun herhalde!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Anne! Kaburgalarımı çıkarmayı düşünüyorsun herhalde!"

Neredeyse bağırsaklarım ağzımdan çıkacak gibi olurken anneme yine de sıkıca sarılmaya devam ettim.
Öyle özlemiştim ki onları.

"Bak bakiyim sen bana!" Bir anda benden ayrılarak yüzüme baktı sonra üzerimi süzdü."Sen kendine hiç iyi bakmamışsın oralarda.Bir daha hiç bir yere gitmek yok Zaten iyice zayıftın  temelli çöp gibi kalmışsın Kızım!"

"Rahat bırak artık kızı Berna.Bi otursun şöyle,gel kızım sen" babam yanına oturmam için sandalyeyi yanına çekerken sonunda İstanbul'da olduğumun sevinciyle babamın yanına oturarak göğsüne başımı koydum.

Alara'yı eve götürmek için onunda ailesi gelmişti ve ilk defa ondan ayrı kalmak da bir yanımı boşluğa sürüklemişti.
Sonuçta ev arkadaşımdı.
Annem oralarda nasıl vakit geçirdiğimi sorduğunda babam benim adıma yol yorgunu olduğumu ve yarın sabah kahvaltıda rahatça konuşmamızı söylediğinde "Kendi evime gitmek istiyorum" dedim."Yarın sabah buraya kahvaltıya gelirim olmaz mı?"

"Sen bizi hiç özlemedin anlaşılan.Niye bu gece burada kalmıyorsun?."
Annem bana karşı isyan bayraklarını çıkartırken babam doğruldu "Polat geliyor"

"Polat mı?" Ani bir dirtüyle babamın göğsünden kalktım.
Geliyordu.
Heyecanlanmaya başlarken gözlerindeki güneş gözlüklerini çıkarıp gözüne beni kestirdi.
O anda zaman durmuştu benim için.
Bana doğru öyle güzel yürüyordu ki,içindeki takım elbiseyle bir ilah gibi duruyordu.

Bahçede oturuyorduk.
İstanbul bir hayli sıcak karşılamıştı beni gelir gelmez.
Hava limanında,uçaktan iner inmez yere diz çöküp zemini öptüğümde babamın kahkahası bir an olur olmadık yerde kulaklarımı doldurdu.
Ve ona gülümsemiş oldum.

Ayağa kalktığımda beni gözleriyle baştan aşağıya inceledi.
Yüzüne  şefkatli bir bakış ve gülücük eklediğinde,bir de üstüne üstlük  sarılmam için kollarını açtığında...
Kalbim durmuştu.

Hiç durmadan kollarına kavuştuğumda gerçek cennetimdeydim.
Kollarım beline sıkıca sarılırken gömleğine burnumu tüy kadar hafif bir şekilde sürttüm.
Bu gerçekten..
İnanılmazdı.
Sanki  yakıcı bir sıcağın ortasında kendimi serin bir suyun içine atmışım gibi.

"Hoşgeldin sarışın.Sonunda geri dönmüşsün."
Sarışın,
Şu an da eniştesine gıcık kapan birisi bunu söylediğine sinir olurdu fakat bu hoşuma gitmişti.
Onun sarışını olmak.

"Hoşbuldum,koca adam"

Başımı kaldırıp mükemmel yüzünü incelediğimde,suratını tatlı bir şekilde buruşturup burnumu sıktı.
Evet,bunu yaptı.
Polat Cengiz kızlar.
Beni tek bir bakışıyla bile kalpten götürebilecek adam.
Ondan ayrılmak dahi istemeyen kendi bedeninden vücuduma  geçen sıcaklığa alışırken kollarım belinde zorlukla yavaşça gevşedi.

Polat boş bir sandalyeyi çekip annem ve babamın karşısına oturduğunda bir süre onun ensesine baktım.Kavruk teni öyle güzel gözüküyordu ki gözlerime..
Onu kıskanıyordum.

"Baba siz sohbetinize başlamadan,bende ufaktan ufaktan evime gideyim diyorum hani...En son bıraktığım gibi zaten.Etrafı falan toplarım.."
Tam Polat'ın yanında dururken,sıcak parmaklarının dolandığını hissettim bileğimde.
Temas ettiği alan karımcalanmaya başlarken okyanuslarına baktım tereddüt etmeden.

"Yasemin sen  şimdi otur.Bende fazla durmayacağım zaten.Şirkete geçerken de seni bırakırım, olur mu?" Diye sordu aynı zamanda göz kırparken.
Dudaklarına bakıp sersemce başımı salladım.

Onunla yol boyunca yan yana olmak...
Kendi ölümümün kollarına koşmaktan başka bir şey değildi.

I trust u // TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin