"Burası fazla yüksek.."
Büyük,boydan pencereden dışarıya baktığımda herşey ayaklarımın altındaydı sanki.
Şehir hayatı böyle bir şey olsa gerekti.
"Burası senin" dediğinde gözlerimi pencereden ayırır ayırmaz ona döndüm.
Şaşkınlıkla "Nasıl yani?" Diye sordum.
Ayol zaten benim bir evim vardı.
Karşımda oturuyor ve içiyor.
Çarpık bir gülüş ile "Doğru duydun" deyince "Bundan sonra benimle ilgili beğendiğin herşey senin"Odayı baştan aşağıya yeniden inceleyerek yanına yaklaştım.
Bileğimden yakaladığı gibi beni üstüne düşürdüğünde küçük bir çığlık atmıştım.
Dizinde oturur hale gelirken "Teşekkür ederim" dedim.Parmakları saçlarımla oyalanmaya başladığında "Sen herşeyi hak ediyorsun" dedi."Hem de herşeyi"O da sevilmeyi hak ediyor.
Üzülmeyi değil.
Acı çekmeyi de değil.
Anne ve babası geldi aklıma.
Ona sıkıca sarıldım bir anda.Gözlerimi kapatıp onun çocukluğunu gözlerimin önüne getirerek çaresiz bir şekilde şefkatle sarıldım.
Tanrım!
Bu herifi neden bu kadar çok seviyordum?
Yetimhanede büyüdüğü için mi?
Acıyor muydum?
Kesinlikle hayır.
O güçlü bir adamdı.Sonuna kadar kimseye boyun eğmeyen,buralara kadar tek başına çalışarak gelmiş bir adam.Şimdi herkes önünde diz çöküp hürmet edecek dereceğe gelmiş.Kolay mıydı peki tek başına bu yaşa kadar gelmek.
Çalışmak,kendi kendini okutmak..
Boşuna demiyorum,yılmadı..Çalışkandı.
Düşüncelerimi bir kenara koyarak gözlerimi açtım.Tehlikeli bir gülümseme ile üzerimdeki askılı t-shirtü tek hamlede çıkardığımda elleri belimdeydi.
İç çamaşırıma bakıp gözlerini kıstı ve "Bu koltuğunun üzerinde bulduğum sütyenin değil mi?" Diye sordu.
Unutmamıştı...
"Ta kendisi" dedim başımı sallayıp."Aslında o an hayal etmiştim göğüslerinin üzerinde nasıl duracağını"
"Ve tamda hayal ettiğim gibi" iç geçirerek alt dudağını ısırdı.Yutkunarak dizinin üzerindem kalktım ve bacaklarımı açarak üzerine oturdum.Elleri sırtımda gezinirken kendimi yavaşça ona sürttüm.
İnlememek için Dudaklarımı ısırırken Parmaklarını bir anda sütyenimin kopçalarında hissettim.
"Utanmayacaksın değil mi?"Kendimden geçerken gözlerimi güçlükle araladım"Sence utanacak bi kız mıyım? Ben senin kötü kızınım unuttun mu?"
Nefesini göğüslerimin arasında hissederken ellerim o çok sevdiğim saçlarında geziniyordu.
"Ah evet bebeğim.Unutmuşum.."
Bu lafından sonra sütyenim üzerimden gevşedi.Askılarını takmadığım için olduğu gibi direkman önüme düşerken göğüslerim gözlerinin önündeydi.
Fazla,fazla kalp çarpıntım vardı..
Ve fazla,fazla ıslanmıştım..Gömleğinin düğmelerini açtığımda esmer teni gün yüzüne çıkıyordu.
Sonra göğüs kası ve ardından karnı..
Çıplak üst bedenlerimiz birbirine yapıştığında kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımızı buluşturdum.
Dudaklarımı morartırcasına öyle öpüyordu ki..
Kendimi ona her itişimde kalçalarımdan kendisine bastırıyordu ve son günlerimi yaşıyor gibiydim.
Sanırım şimdi o içimde olmadan orgazm olabilirmişim gibi.
Kalçalarımdan tutarak ayağa kalktı.
Dudaklarımdan ayrılmayarak kucağında öylece sakin ve sarı loş bir ışığın aydınlattığı odaya girdiğimizde,sırtım ipeksi yumuşak ve kaygan zeminle buluştu.
Koca bir yatağın üzerindeydim.Bacaklarımı açarak onu arama kabul ettim ve eğilerek göğüslerimi ısırmaya avuçlamaya başladı.
Elleri,istediğim elleri..
Dokunuşları..Üzerimdeydi.Bendeydi.
Her gün bunu hayal edip kendime dokunduğum bu cılız beden,şimdi onun kolları arasındaydı.
Göğüslerimle oyalandıktan sonra dudakları ve elleri çekilirken gözlerimi açtım.
Neden doğrulmuştu?
Kuruyan boğazımla doğru düzgün konuşamazken nefes nefese eline aldı telefonunu.
Mükemmel vücudunu süzerken "Ne yapıyorsun?" Diye sordum.
"Sessize aldım güzelim.Rahatsız edilmek istemeyiz değil mi?"Gülümsediğimde telefonunu komidine geri bıraktı ve gözlerini benden ayırmadan kemerini gevşetti.
Kısık sesimle bir kahkaha attığımda parmaklarımı dudağıma götürdüm.
Öyle güzeldi ki.
Öyle mükemmeldi ki.Orantılı bacaklarından siyah kumaş pantolon kalçalarından akıp yere düşerken "pantolonunu çıkar" diye talimat verdi bana.
Titreyen ellerimi yutkunarak pantolonumun düğmesine götürdüm ve bacaklarımı kırıp kendime çektikten sonra tek bir hareketle pantolonumu kilodumla birlikte çıkardım.
Artık tamamen bağımsız ve çıplaktım.Birbirine adeta mıhlanmış bacaklarımı sonunda ayırdığımda O koca penisini görmemle gözlerim gözlerine kaydı.
O okyanuslar koyu laciverte dönüşmüş ve kadınlığımda sabitlenmişti.
Hızla inip kalkan göğsüme karşın onun da benden pek bir farkı yoktu.
Üzerime uzandığında kollarımı başımın her iki yanına koydu ve elleri ellerime tutundu.
"Buradayım" dedi."Eğer içinde bir nebze kadar korkun varsa,hiç bir şey olmayacak..Durabilirim""Durmanı istemeyeceğim" dedim güçlükle.Kalçamı havalandırıp sıcaklığını kendime itmek istediğimde "Bacaklarını belime dola" dedi.
Dediğini yapıp bacaklarımın beline sardım.
Ve son anda hızlıca içime gömüldüğü anda bütün vücudumu bir acı dalgası sardı.Tırnaklarımı sırtına geçirirken başını başımın hemen yanına yatırıp kendini geri çekti.
"Durmanı istemiyorum Polat..Seni istiyorum..Söylemiştim"
İçimi yeniden doldurduğunda acı kendisini yavaşça soyutlaştırdı.
Polat derin soluklarının içerisinde öyle bir gidip geliyordu ki üstümde,bedenim tarifi edilemez bir zevk çukuruna düşmüştü.
Hayatta yaşadığım en güzel duyguyu ilan ederken Dudaklarımdan dökülen haykırışlarımın haddi hesabı kalmamıştı.
Nefesini kulağımın dibinde hissederken tüylerim diken diken olmuştu.
Arada çıkan mükemmel hırıldamaları dişlerini kulak meme geçirmesi...
İsmini defalarca haykırarak durmamasını söyledim.
Zevk.
Zevk.
Zevk.
Onunla bunu yaşamak üstelik.
Ayrı güzeldi.Terlemiş suratı sertçe alnını alnıma yasladı."Seni seviyorum" dedi yüzünü kendini bana her ittiğinde buruşturarak.
Her zamanki gibi burnuma küçük öpücüklerini bırakırken inliyordum.
Defalarca.
Bir yere varmak istiyorsunuz hani..
Çok istersiniz,fakat ulaşamıyorsunuz.
Bu onun gibi birşeydi.
Polat bırakmıyordu.Seslerimiz odanın içinde adeta duvarlara çarpıp bize geri dönerken vuruşlarını hızlandırdı.
Artık dayanamıyordum.
Mayışmış bedenim hızlı git gellerine karşın en sonunda kendini uçurumdan aşağıya attığında onunda benim de gırtlaktan gelen bir sesle haykırdık.
İçimdeki o sıcak sıvıyı hissederken kendini bana bıraktı yorulmuşçasına.
Kollarımı sırtına dolarken aşkın sarhoşuna kapılmışçasına gülümsedim.
Kafası boynuma gömülürken görmeden saçlarımı okşadı.
"Bu daha hiç birşey Sevgilim"
Kulağımın dibinde hissettim kelimelerini."Bu saatten sonra ne olacaksa olsun..""Ne olacaksa olsun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I trust u // Texting
Teen Fiction"Ben hazırım Okyanus.." "Geliyor musun?" "Hadi gelde bana bu kadar açık giyindiğim için kız" "Beni dizine yatır" "Burnumdan öp" "Kalçama vur her zamanki gibi,izin hiç çıkmasın yasak tenimden" "Elbisemin iplerini çöz,soğuk parmakların ölü tenime can...