"Ben hazırım Okyanus.."
"Geliyor musun?"
"Hadi gelde bana bu kadar açık giyindiğim için kız"
"Beni dizine yatır"
"Burnumdan öp"
"Kalçama vur her zamanki gibi,izin hiç çıkmasın yasak tenimden"
"Elbisemin iplerini çöz,soğuk parmakların ölü tenime can...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sayende şirketimde ne kadar çok abaza çalışanlarım varmış öğrendim.Deli etme beni de gir içeriye!"
Bileğimi bırakıp masasına doğru geçtiğinde etrafa baktım. Çalışma odasına daha önceden babam aracılığıyla gelmiştim ama böyle değildi. Duvarda kocaman bir tuvalde mavi bir okyanus çizmişti ressam. Duvar rengi siyahken öyle yakışmıştı ki dekorasyon ettiği herşey. Zevkli adamdı vesselam.
"Canım sıkılıyo ya,hiç eğlenilecek bi adam değilsin" dedim keyifsizce yanına yaklaşarak. Bilgisayarında birşeyler bakıyordu ve ekrana eğilip baksam da hiç birşey anlamamıştım. "Ben eğlenilecek bir adam değilim.Ne diye geldin o zaman yanıma"
"Demek öyle"
Kendimi bir anda bacaklarının üzerine bıraktığımda "Yasemin rahat dur ne yapıyorsun!" Diye bağırdı bana.Bacaklarının üzerine yatmış kendimi baş aşağıya bırakırken "bağırma bana!" Diye aynı ses tonuyla karşılık verdim. Elini sırtıma koyup ofladığında "Ne yapmaya çalışıyorsun?" Diye sordu.Sırtımdan belime doğru eliyle okşarken "Sorumsuz bir kızım ben.Her iki evin da anahtarını kaybetmişim."
"Aferin" dediğinde güldüm.
"Hadi kalk bacaklarımın üzerinden işlerim var.Baban geldiğinde gidersin"
"Sen bak işine rahatım ben"
Pes etmiş olacakki kendini masaya doğru çekti ve bende otomatikman masanın altına girmiş oldum. Sıkışarak çığlık attığımda erkeksi kahkhasını duydum hemen ardından. "Sana söylemiştim.Beynine kan gitmeyecek Kızım"
Ellerine karnıma götürüp kalkmam için yardım ettiğinde pes etmeyerek bu sefer dizine oturdum. "Bir daha yanıma gelmeyeceksin"
"Geleceğim banane"
Yüzü bu kadar yakınımdayken dudaklarımı büzdüm. Belime bir anda kollarını dolayıp "O zaman içeriye her kim girerse bizi böyle görsün" Umursamazca omuzlarımı silkip "Paşa gönlün bilir" dedim. Bana göre hava hoştu. Aniden ayağa kalkmasıyla beni de kucağına alırken dudaklarımdan bir çığlık feryat etti. "Seni bu şekilde kapının önüne koysam millet ne der acaba?"
"Yapamazsın ki?"
Beni masasına oturtup iki bacağımın arasına yerleştiğinde "Sınırlarımı fazla zorluyorsun Yasemin" dedi saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak. İnadına "Zorla o zaman" dediğimde elini çeneme koyup havaya kaldırarak dudaklarına yaklaştırdı. Kalbim ağzımda atarken gözlerimi tam kapatmış birazdan olacakları bekliyordum ki bana ait olmayan bir telefon sesi,aramızdaki inatlaşmayı bozdu. Polat'ın ağzından hoşnut olmayan bir küfür çıktığında masada duran telefonunu eline aldı ve ekranından babamın aradığını gördüm. Eliyle sus işareti yapınca telefonu açıp kulağına götürdü.
"Efendim Murat?"
"Murat mı?" dudaklarımı oynatarak söylediğimde gözlerini devirdi. Masadan inip arkasına geçerek sırtına atladım. Boşta kalan elini kalçama koyup beni düşmemem için tuttuğunda bana öyle bir bakış attı ki kulağını dişlerimin arasına alıp ısırmadan öylece durdum. Allahım,bu günlerimi gerçekten görecek miydim ben? Rüyada gibiydim ve uyanmamak için tadını çıkarıyordum.
"Tamam şey,Yasemin de yanımda zaten.Oturuyor..Evet gelsen iyi olur"
Kulağını adeta emip sömürdüğümde kalçama tokat atmasıyla bağırmamak için elimi ağzıma götürdüm. "Tamama bekliyorum,gel"
Telefonunu kapatır kapatmaz "Baban geliyor kurtuluyorum senden" deyince beni sırtından ayırarak yanağımı ısırdı. "Aaaaah!" Isırdığı yere bir de yumuşak bir öpücük bırakırken nefes nefeseydi. "Yordun beni.."
"Yordum seni" dudaklarını dudaklarıma sürtüp burnumu sıktı. "Hadi babacık çalışsın sende otur artık" Beni bırakıp koltuğuna yeniden oturduğunda "Tamam" dedim en sonunda pes ederek. İyiki babam gelecekti. "Seni serbest bırakıyorum"
Masasının yanlarındaki koltuklardan birine oturduğumda benimle dalga geçip alkış yaparak "Teşekkür ederim" dedi. "Rica ederim"
Babam içeriye girdiğinde ayağa kalkarak çantamı omzuma astım. "Merhaba aklı havada olan kızım,nasılsın?" Tatlı bir kızgınlıkla elimi tutup alnımı öptüğünde Polat'a baktım. Arkasına yaslanmış bize eğlenir gözlerle bakıyordu.
"İyiyim de gidelim artık bu koca adamın yanında çok sıkıldım" ona dil çıkarttığımda intikamını alacağım der gibi bir bakış attı bana. Korkmadım değil. "Rezzan'dan haber varmı Polat?"
Gerilen omuzları dikleşirken "Hayır" dedi."Baba lütfen bir daha Rezzan konusunu bana açma.Artık bitti"
"Tamam evlat,sen nasıl istersen." Babam bana dönüp gülümsediğinde "Hadi gidelim Yasemin.Sanırım çilingire de uğramamız gerekiyor"
