"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?"
Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu.
"Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi."
{*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır.
Uyar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Cause I like you quite a lot, everything you got, don't you know?"
* * *
Bay Stark'la binanın en alt katına olan asansör yolculuğumuzda ikimizde konuşmayı tercih etmemiştik. Durumdan şikayetçi olduğum söylenemezdi. Bazen konuştuğumuzda geriliyordum. Onun karşısında uygun kelimeleri bulmak zor oluyordu.
Asansör kata ulaştığımızı belli eden sesi çıkardığında derin bir nefes aldım ve önden asansörden indim. Etrafa bakınmaya başladığımda doğru arabayı kısa sürede bulmuştum. Büyük otoparkta bina girişine en yakın olan yerde tabiki onun arabası, beyaz korveti duruyordu. Üzerindeki plakaya büyük harflerle soyadı yazılmış, yanınada 6 rakamı yerleştirilmişti.
Arabasının anahtarını elinde döndürerek rahat adımlarla arabaya ilerledi ve yolcu koltuğunun kapısını benim için açtı. Gülümsedim ve başımı sallayarak ona teşekkür ettikten sonra arabaya bindim.
Arabanın içine kısa bir göz attım, beklediğim gibi lüks bir arabaya benziyordu. Arabalardan çok anladığım falan yoktu ama yinede onlara binmeyi ve kullanmayı severdim.
Bay Stark sürücü koltuğundaki yerini aldıktan sonra arabayı çalıştırıp otoparktan çıktı. Elini pantolonunun cebine sokup telefonunu çıkarttı.
"Evinin adresini buraya yazabilir misin?"
Uzattığı telefonuna birkaç saniye boş boş bakıp elime aldım. Telefonun satışta olan bir telefon olmadığını, büyük ihtimalle kendi yaptığını ancak yakından bakınca fark ediyordum. Hızlıca evimin adresini yazdım ve telefonu ona geri verdim.
Telefon ekranına iki kez tıklayıp adresi arabadaki küçük ekrana yansıttı ve Jarvis'in yolu tarif eden sesi kulaklarımıza doldu.
Yolun geri kalanında ikimizde konuşmamıştık. Birimizin bu uzun süreli sessizliği bozması gerektiğini düşünerek hafifçe boğazımı temizledim.
"Okula başka bir arabayla geldiğinizi görmüştüm. Arabanızı yeni mi değiştirdiniz?"
Kaşlarını çattı ama bakışlarını yolda tutmaya devam etti.
"Bir araba koleksiyonum var, biliyorsun değil mi?"
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Kesinlikle çenemi kapalı tutarken çok daha iyiydim.
"Nerden bilebilirim ki? Garajınızı, aynı zamanda laboratuvarınız olan yeri, görmemi istediğimde beni reddettiniz."
Bir kahkaha attığında sırıttım, belkide o kadar fena değildim.
"Bu seninle alakalı değil Belle, kimsenin oraya girmesine izin vermem. Asistanım hariç."
Kaşlarımı kaldırdım ve koltukta sola, ona doğru döndüm.
