"The liquor on your lips makes you dangerous, the liquor on his lips I just can't resist."
* * *
Bay Stark'la birlikte binanın otoparktaki giriş kapısına kısa bir sürede ulaştık. Bina nerdeyse Stark binası kadar yüksek olduğundan ve davetin en üst katta olmasından dolayı asansörü kullanmamız gerekiyordu. Etrafta bizden başka kimse yoktu. Görülen o ki herkes ana giriş kapısını tercih etmişti.
Asansörün kata ulaşmasını bir süre bekledikten sonra önce ben, sonrada Bay Stark asansöre adım attık. Karşımızdaki büyük aynada ikimizi ilk kez yan yana gördüğümde yutkundum ve görüntüyü bir süre izledim. Her ne kadar bunu düşünmek istemesemde birlikte inkar edilemeyecek kadar iyi ve uyumlu gözüküyorduk.
Yanımdaki adamın aynadaki görüntüsü gülümsediğinde bakışlarımı hızlıca başka bir yöne çevirdim. Onu izlediğimi biliyordu, belki de birlikte ne kadar iyi gözüktüğümüzü düşündüğümü bile tahmin edebiliyordu.
Asansör kata ulaştığında kolunu bir kez daha benim için uzattı. Tereddüt etmeden kolumu onunkinin içinden geçirdim ve asansörden çıktım.
Kırmızı halı serili uzun, şık ve ışıklandırılmış koridoru sessizce yürüdükten sonra davet salonunun büyük kapısından içeri girdik. Koridordan duyulan sesler şimdi biraz daha artmıştı. Rahatsız edici bir ses yoktu. Sadece klasik bir müzik çalıyordu ve etraftaki şık giyimli insanların konuşma sesleri duyuluyordu. Tavandan sarkan yüksek, üzerleri taşlı avizeler içeride hoş bir görüntü oluşturuyordu.
Biraz gerilmeye ve heyecanlanmaya başladığımı hissettiğimde derin bir nefes aldım ve Bay Stark'ın koluna biraz daha sıkı tutundum.
"Biriyle konuşmam gerekecek mi?"
Etrafa bakınırken yüzümü onunkine yaklaştırıp sessizce sordum.
"Benim dışımda hayır."
Başımı salladım, onunla tüm gece konuşabilirdim.
"Peki tam olarak neden burdayız?"
Oda benim gibi etrafa bakınıyordu ve tanıdık biri gördüğünde başını sallayıp sırıtıyordu.
"Sadece gözükmek için, insanlar hala burda olduğumu bilmeli."
Haklıydı, kaçırılmıştı, daha sonrasındada şirketindeki silah üretimini durduracağını söylemişti. Bu herkesin aklında soru işaretleri oluşturmuştu.
"Peki onlara yeni icadınızdan söz edecek misiniz?"
Fısıldayarak konuşmam gerektiği için yüzümü onunkine biraz daha yaklaştırdım. O ise beklemediğim bir anda başını bana doğru çevirdi ve yüzlerimiz arasındaki mesafeyi oldukça azalttı. Tam olarak gözlerimin içine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfiction"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...