"You got on my favorite dress. You're looking good, snow falling on your hair, and I don't wanna get it off. Even the stars in the sky can't outshine your eyes."
* * *
*Tony'nin gözünden*
Şöminede yeterince odun olduğuna, evin de yeterince sıcak olduğuna ikna olduktan sonra koltukta bir ileri bir geri sallanarak ısınmaya çalışan Belle'e doğru ilerledim. Gülerek önünde yavaşça diz çöktüm ve şişme montunun fermuarını tutarak yavaşça aşağı doğru çektim.
"Yeterince sıcak oldu, Rosie Belle. Üzerini değiştirebiliriz."
Başını yavaşça aşağı-yukarı sallayarak küçük ayı kulaklarına benzer kulakları olan beresini yavaşça çekip çıkardı ve koltuğun üzerine bıraktı. Dağılıp başının üzerinde elektriklenmiş olan saçları kahkaha atmama sebep olurken bu halim ona komik gelmiş olacak ki o da gülmeye başladı.
Hava çoktan kararmıştı, ben uçak yolculuğumuzdan ne kadar yorgunsam onunda bir o kadar yorgun olduğunu biliyordum. Neyse ki akşam yemeklerimizi uçuş sırasında yemiştik. Şimdi sıcak pijamalarımızın içine girebilir, sıcak bir şeyler içerek şöminenin karşısında dinlenebilirdik. Çok geçmeden Belle'in uyuyakalacağından ise adım gibi emindim.
Şişme montunu çıkarıp şapkasının yanına, koltuğun üzerine bıraktım ve kollarımı iki yana doğru açarak ona soran gözlerle bakmaya başladım. Kıkırdayarak boynuma atıldığı sırada gülümsedim, kollarımı etrafına doladım ve onu kaldırarak üst kata çıkan merdivenlere doğru yöneldim.
Yukarı çıkarken bir yandan ben de Belle gibi ahşap evin içini dikkatle inceliyordum. Güzel bir seçim yaptığımı onun gözlerindeki memnuniyetten anlamıştım.
Belle'i büyük yatağın üzerine oturtarak odamıza taşınmış bavullara doğru yöneldim. Ona ait olanı masanın üzerine koyarak fermuarını açtım ve içine bir göz attım. Beyaz, üzerine küçük kahverengi kurabiye adamlar işlenmiş olan kalın tulumu gördüğümde gülümsedim ve bir çift kalın çorapla beraber tulumu bavuldan çıkardım. Kırmızı, üzerinde kar taneleri olan diğer tulumu yarın akşama saklamak istediğini biliyordum.
Yatağa doğru ilerleyerek çoktan kadife pantolonunu çıkarmaya başlamış olan Belle'e yardım etmeye başladım. Pantolonunu ve kazağını bir kenara koydum, belinden tutarak onu yatağın üzerinde ayağa kaldırdım. Ellerini omuzlarıma yerleştirdim ve tulumu giymesine yardım ettim. Fermuarını boğazına kadar çektikten sonra gülümseyerek saçlarını tulumun içinden çıkardım, burnunun ucuna küçük bir öpücük kondurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfiction"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...