"But you taste like the fourth of July. Malt liquor on your breath, my, my..."
* * *
Bay Stark bana saatlermiş gibi gelen birkaç saniye boyunca gözlerimin içine baktı. Ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bir hali vardı. Gözlerini kapayıp açtı ve sonunda hiç beklemediğim bir şeyi yaptı.
Koridorda yürüdü, ilerideki asansöre yöneldi ve beni burda, hiç bilmediğim bu yerde tek başıma bıraktı.
***
Üzerimdeki tişörtü düzelttim ve sıkıntıyla yanaklarımı şişirerek kafeteryadan dışarı çıktım.
Çok daha güzel olacağını düşündüğüm o gecenin, davette ve gazinoda yaşadıklarımızın üzerinden 4 gün geçmişti. Bugün, Bay Stark'ın dersinin olduğu gündü.
Onunla 4 gündür hiç konuşmamıştım. Beni gazinoda bırakıp gitmesinin ardından bir taksiye binip evime dönmüştüm ve ne kadar itiraf etmekten hoşlanmasamda pişmanlıkla birkaç saat boyu ağlamıştım.
Şimdi ondan kaçmalı mıydım yoksa bir yolunu bulup konuşmalı mıydım bilmiyordum. Tek bir cümlemle bütün her şeyi kaybetmiş olamazdım, değil mi? Demek istediğim, onun 'yedek asistanı' sayılırdım. Yaptığım hata yüzünden hepsini bir kenara atmış olmamasını umuyordum. Ona karşı olan hislerim bir yana, hala şirketini görmeyi istiyordum. Ona ödevleri teslim ettiğim gün benim için haftanın en eğlenceli ve heyecanlı günü oluyordu. Bunun değişmesi istediğim en son şeydi.
Sol omzuma asılı olan sırt çantamın kulbunu biraz daha sıkı tuttum ve son merdiven basamaklarınıda çıkarak sınıfının olduğu koridora doğru döndüm. Bu sefer neyseki erkenci değildim. Benden önce gelen birkaç öğrenci vardı, yalnız kalmayacak olmak beni mutlu ediyordu.
En öndeki boş sıraya yerleştim ve gerekli olan malzemeleri çıkardım. Birkaç dakika sonra herkes içeriye girmeye başladığında Bay Stark'ın geldiğini biliyordum.
Son öğrencinin de sınıftaki yerini almasının ardından o, lacivert takım elbisesiyle kapıdan içeriye doğru yürüdü.
Gözleri benimkilerle buluştuğunda bakışlarını anında kaçırdı ve dersin geri kalanında benimle bir daha asla göz teması kurmamak üzere masanın arkasına geçti.
***
Ders boyunca sorulan hiçbir soruya bilsem bile cevap vermemiştim. Sadece sessiz kalmış ve dersin bitiminde onunla ne konuşacağımı düşünmüştüm.
Bütün öğrenciler sınıftan çıkmaya başladıkları sırada eşyalarımı topladım ve kapının önüne doğru ilerleyip orda beklemeye başladım. Sınıftan dışarı çıkmayacaktım, Bay Stark'ın herkes çıktıktan sonra çıkacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfiction"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...