"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?"
Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu.
"Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi."
{*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır.
Uyar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tell Santa I'm cool this year, my present is standing right here."
* * *
*Tony'nin gözünden*
Belle'in market arabasının arka kısmına çıkmasına izin verip, kollarımı iki yanına koyarak arkasından arabayı sürmeye başlayalı birkaç dakika oluyordu. Walmart'ın reyonları arasında, bir sağa bir de sola bakarak yavaş bir gezintiye çıkmıştık. Ailesiyle olan küçük konuşmasının ardından hemen alışverişe çıkmamız gerektiğini, kaybedecek zamanımız olmadığını söylemişti. İtiraz etmemiştim, nasıl edebilirdim?
Buraya en son ne zaman geldiğimi bile bilmiyordum. Bu tarz alışverişlerimi yapacak başka biri her zaman olurdu. Birkaç dakika öncesine kadar böyle küçük bir şeyi ne kadar özlediğimi bile fark etmemiştim, Belle'e bir teşekkür borçluydum.
Rosie Belle her zaman, ona sunduğum imkanlara rağmen, bu tarz işleri kendi yapmayı seven biriydi. Her şeyin kendi aramızda olmasını istiyor, bir yardımcıya gerek duymuyordu. Ona göre özel anları bizden bir başkası hazırlarsa bu, anın büyüsünü bozardı. Onun için emek vermek her şeyden önemliydi. Yaşımın neredeyse yarısı bir yaşta olan bu kız, bana her gün farklı bir bakış açısıyla bakmayı öğretiyordu.
"Kaptan, duralım."
Kollarını iki yana doğru açarak durmamı belirttiğinde güldüm ve yavaşça arabayı durdurarak inmesine izin verdim.
Yılbaşı süslerine doğru yöneldiğinde ben de ona katılarak reyonu incelemeye başladım. Renkli davulların ve kırmızı-beyaz yuvarlak süslerin olduğu iki kutuyu ellerine alıp bana seçmem için doğrulttuğunda kısa bir süreliğine düşünüyormuş gibi yaptım.
"Neden ikisinide almıyoruz? Tavana kadar uzanan dev bir ağacımız var, onu süslemek için bundan çok daha fazlasına ihtiyacın olacak güzelim."
Dudaklarını büzerek bana hak verircesine yavaşça başını salladı. Belle naif biriydi, büyük ihtimalle buradaki süslerin hepsini almak istiyordu ama abartılı gözükmek istemediği için bana soruyordu. Böyle şeylerle hiçbir sorunum olmadığını bilmesine rağmen seçimlerini her zaman dikkatli yapardı.
Beraber seçtiğimiz birkaç kutu süsü arabaya koymamızın ardından simli boyun süslerine doğru yöneldi ve ben bir şey diyemeden kırmızı bir taneyi boynuma sardı. Kotunun, evet Belle arada sırada pantolon da giyiyordu, özellikle havalar çok soğuduğu için ona kızdığımdan beri, arka cebinden çıkardığı telefonu ile hızlıca fotoğrafımı çekti.
"Yılbaşı kartımız hazır gibi gözüküyor."
Cümlesi üzerine gözlerimi devirdiğimde kıkırdadı ve taçların olduğu standa doğru ilerledi. Yanına ulaşmadan önce simli süslerin ve yılbaşı şapkalarının her renginden bir tane, ayrıca da etrafa ve ağacın üzerine sarmak için birkaç renkli ışık alarak arabaya yerleştirdim.
