{Bölüm 15}

9.2K 529 298
                                    

"Hey lolita, hey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hey lolita, hey."

* * *

Bay Stark Happy'nin yardımıyla kalabalığın arasından geçerek odadan çıkarken Rhodey insanları sakinleştirmeye çalışıyordu. Yanımdaki sandalyede oturan Pepper ise çıldırmış gibi gözüküyordu. Ayağa kalktı ve hiç kimsenin sorularını cevaplamadan kapıya doğru yöneldi.

Burda kalmanın doğru bir fikir olmadığını düşündüm, yerimden kalktım ve hızlıca Pepper'ı takip ettim. Az önceki bekleme odasına, Bay Stark'ın ve Happy'nin yanına gidiyordu. Kapıdan içeri girdiğinde kapıyı arkasından kapatmadı. İçeri girmelimiydim yoksa dışardamı kalmalıydım bilmiyordum. Sonuçta bu özel sayılırdı, değil mi?

"Belle, içeri girebilirsin. Bilmediğin bir şey konuşmayacağız."

Bay Stark kapıdan bana bakıp sağ gözüğünü kırptığında sırıtışımı saklamaya çalıştım. İçeri girdim ve kapıyı yavaşça kapattım.

"Sen aklını mı kaçırdın?"

Pepper'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu ve bağırıyordu. O, Bay Stark'la 'senli' konuşabilecek kadar yakın gözüküyordu.

"Şimdi ne olacağını sanıyorsun? Herkes üzerine gelecek, bir sürü sorun ortaya çıkacak!"

Pepper bağırmaya devam ederken Happy ona hak verircesine başını sallıyordu. Bay Stark'ın ise pek umurunda değil gibiydi. Sadece omuzlarını silkiyor, gözlerini deviriyordu.

"Herkesin bilmesi gerektiğini düşündüm. Dünya artık başıboş bir yer değil."

Hafifçe sırıttı, kendinden çok emin gözüküyordu.

"Şimdi izin verirseniz, bir randevum var."

Pepper'ın söylediği diğer şeyleri dinlemeyerek yanıma geldi, elini belimin arkasına koydu ve kapıyı açarak beni dışarıya yönlendirdi.

Az önce gerçekten randevumuz olduğunu mu söylemişti yoksa bu sadece onları başından savmak için kullandığı bir kelimemiydi?

"Randevunuz mu var?"

Asansörün kapıları açılıp biz içeri girene kadar cevap vermedi. Dudakları iki yana doğru kıvrılırken kapının kapanmasını bekledi ve beni hızla asansörün duvarıyla kendi arasına aldı.

"Yok mu?"

Yüzlerimiz arasında pek bir mesafe olmadığından dolayı nefesi yüzüme çarpıyordu. Alt dudağımı dişlerim arasına alırken sırıttım.

"Buna randevu diyeceğinizi düşünmemiştim."

Güldü ve önüme düşen saçlarımı omuzlarımın arkasına attı. Parmaklarının arka kısmıyla boynumu hafifçe okşadığında gözlerimi kapattım.

L'Interdit || StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin