"Shining like a god, can't believe I caught you."
* * *
Doğrulup masadan kalktım ve Bay Stark'ın karşısında durdum. Vereceği önemli haberi tahmin edebiliyordum. Bunu yaparken yanında olmamı istemesi beni oldukça mutlu ediyordu.
"Sizce üzerimi değiştirmem gerekiyor mu?"
Kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım. Doğrusunu söylemek gerekirse böyle bir yere giderken tam olarak ne giymem gerektiğini bilmiyordum.
"Hayır gerekmiyor."
Başımı salladım. Zaten büyük ihtimalle kimsenin bile gözüne batmayacak, bir köşeden onu izleyecektim.
"Ama benim üzerimi değiştirmeme yardım etmen gerekiyor."
Bana itiraz etme imkanı tanımadan cam kapıya doğru ilerledi, merdivenleri çıkmaya başladı. Şaşkınlığımın geçmesi için olduğum yerde birkaç saniye durdum ve derin nefesler aldım.
Umarım bahsettiği şey sadece giyeceği takımı seçmemdi.
Saçlarımı omuzlarımın arkasına atarak elimi bir yelpaze şeklinde kullandım ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Bay Stark'ı takip ederek üst kata çıktım.
Evin bu katını ilk kez görüyordum. Etrafa fazla göz atamadan onun arkasından odasına girdim.
Oda tıpkı salondaki gibi büyük camlarla çevrelenmişti. Okyanusa bakıyordu ve yatak manzarayı en iyi gören yere yerleştirilmişti. Bay Stark odanın içindeki, sağ taraftaki kapıdan içeri girerken bana gelmemi işaret etti.
Kapı nerdeyse odası kadar büyük bir giyinme odasına açılıyordu. Karşımdaki duvarın önüne yerleştirilmiş cam kapılı dolaplarda sayamayacağım kadar çok takım elbise asılıydı. Bu onunla özdeşleşmiş bir şeydi. Bana kalırsa Iron Man zırhından sonra üzerine en çok yakışan şeydi.
Diğer duvarda ise daha günlük kıyafetleri, onu içindeyken hiç görmediğim kotları ve tişörtleri vardı. Kıyafet dolaplarının arasında kalan duvarın önünde, yüksek, ışıklı, çekmeceli ve aynalı bir masa duruyordu.
Bay Stark büyük odanın ortasına konulmuş iki tane tekli koltuktan birine oturdu ve eliyle bana takım elbiselerinin olduğu dolabı işaret etti.
"Benim için birini seçer misin?"
Gülerek başımı salladım ve dolaba doğru yöneldim. Biri için kıyafet seçmek bana göre oldukça eğlenceliydi. Bu işin böyle bir odadayken ve böyle biri için yapılırken dahada eğlenceli olacağı kesindi.
Sağ tarafta duran dolabın tavana kadar uzanan kapılarını açtım ve içindeki takım elbiseleri tek tek, kısaca inceledim. En beğendiğim bir taneyi çıkararak dolabın kulbunun üzerine astım. Aynı işlemi bütün dolaplara uygulayıp birkaç favorimi seçtikten sonra durdum ve favorilerim arasından eleme yapmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfic"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...