"But you don't know how to love me when you're drunk."
* * *
Bay Stark özel jetinin krem rengi, deri koltuklarına doğru ilerlerken sabırsızlıkla onu bekliyordum. Artık oturmasını ve beni de kucağına oturtmasını istiyordum. Yan yanayken bile bazı şeyleri özlemek çok zordu.
Sonunda oturduğunda ve benim de oturmamı sağladığında gülümseyerek ona sarıldım. Monako'yu çok sevmiştim ama yine de evimi özlemiştim.
Geçen seferin aksine Pepper yanımızda oturmayı seçiyordu. Jetin koridoru boyunca yürüdü ve karşımızdaki koltuğa oturdu. Elinde birkaç dosya vardı. Çok işi varmış gibi gözüküyordu ve stres altındaydı. Stark ona bir bakış attıktan sonra bana doğru döndü ve bir süreliğine yüzümü incelemeye başladı. Bu garip bir hal aldığında sırıttım, sorarcasına kaşlarımı kaldırdım.
"Sadece en sevdiğim şeyi izliyorum."
Kelimeler ağzından döküldüğü anda içimdeki bir şeyler uçmak için hazırlanmışlardı. Bana böyle hissettiriyor olabilmesi hiç adil değildi.
Sağ gözünü kırptıktan sonra Pepper'a döndü. Kaşlarını çatarak elindeki dosyalardan birini aldı ve kenara bıraktı.
"Biraz dinlenmeye ihtiyacın var."
Pepper'a baktım, Bay Stark haklıydı. Her şeyle o ilgileniyor ve çok fazla iş yapıyordu.
"Avrupa'dayız. Venedik'te Cipriani'ye gidelim, oraya bayılırsın."
Yüzünü bana doğru çevirdi ve kaşlarını kaldırarak bana da sorarcasına bakmaya başladı.
"Sen ne dersin Belle?"
Bunu gerçekten soruyor muydu? Tabiki de Venedik'i görmek isterdim.
Pepper'dan olumsuz bir yanıt geldiğinde Bay Stark gözlerini devirdi.
"Başkan olarak bazı sorumluluklarım var. Ayrıca doğum günü partini iptal edemeyiz."
Gözlerimi büyüttüm ve sonrasında şaşkınlığımı saklamak için bunu yapmayı kestim. İki gün sonra doğum günü olduğu aklımdan nasıl çıkmıştı bilmiyordum.
"Bayan Potts haklı, doğum gününüz iptal edilmemeli."
Gülümseyerek yüzüne baktım ve sağ elimi kaldırarak işaret parmağımın dış tarafıyla yavaşça sakallarını okşadım. Bazen beni öperken batsalarda onları seviyordum.
Stark pes ederek derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve başını aşağı yukarı doğru salladı. Pepper'la ikimiz onu ikna edebilmenin sevinciyle aynı anda güldük.
***
Bay Stark Happy'le birlikte bir mağazaya girmek için sağa doğru döndüğünde onları takip ettim ve mağazaya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfiction"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...