"But you'll never be alone. I'll be with you from dusk till dawn."
* * *
Yutkundum ve birkaç saniye boyunca Esme'nin yüzüne boş boş baktım. Her ne kadar işe yaramayacağını bilsemde söyleyebilecek bir yalan arıyordum. Esme beni çok iyi tanıyordu, konuştuğum herkesi biliyordu ve yalan söylersem bunu hemen anlardı.
"Ben..."
Dudaklarımı birbirine bastırdım ve çaresizce yüzüne bakmaya devam ettim. Gülümseyerek ve kaşlarını kaldırarak, bana cevap beklercesine bakan yüz ifadesi kısa bir süre sonra değişti. Şimdi gözleri her zamankinden daha irice açılmış ve ağzı küçük bir "o" şeklini almıştı. Bu ifadeden biliyordum ki, o kim ile konuştuğumu biliyordu.
"Şaka yapıyor olmalısın."
Yüzümü buruşturdum ve başımı iki yana doğru salladım. Bir yanım gerçekten şaka yapıyor olmayı diliyordu.
"Biliyordum, biliyordum!"
İşaret parmağımı dudaklarıma götürüp ona susmasını belirten bir işaret yaptım ve etrafa bakınarak diğerleri tarafından çok dikkat çekmediğimizden emin oldum.
"Eve gidince sana her şeyi anlatacağım."
Dudaklarını birbirine bastırırken hala sırıtıyordu. Başını heyecanlı bir şekilde hızla aşağı yukarı doğru salladı ve geri çekilerek arkasına yaslandı.
***
Esme, beni yatağıma oturtmuştu. Kendi ise başımda dikilip bir sağa bir sola doğru yürüyordu. Beni sorguya çekmeye hazırlanıyor ve soracağı soruları kafasında toparlıyormuş gibiydi.
"Pekala, tüm bunlar ne zaman başladı?"
Derin bir nefes aldım ve stresli bir şekilde ellerime bakmaya başladım.
"Doğrusunu söylemek gerekirse onun işlerini yapmaya başladığım günden beri Bay Stark'a karşı bir şeyler hissediyordum."
Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda bana sırıtarak bakıyordu. Bundan ne kadar keyif aldığını görebiliyordum.
"Ona itiraf edeli ise nerdeyse bir hafta oluyor."
Esme küçük, çığlığa benzer bir ses çıkardı ve yerinde hafifçe zıpladı. Sonrasında durdu, aynı heyecanlı şekilde yanıma, yatağımın üzerine oturdu ve gözlerime baktı.
"Peki o ne dedi?"
Alt dudağımın iç kısmını ısırırken bakışlarımı kaçırdım ve durumu özetleyecek en kısa cümleleri bulmaya çalıştım.
"Söylediğim an beni bırakıp gitti. Ama görünen o ki bunu benim iyiliğim için yapmış. Sonrasında bana karşı boş olmadığını net bir dille ifade etti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'Interdit || Stark
Fanfiction"Parfümünün kokusu... Bu L'Interdit mi?" Kokumu içine çekerken burnunun ucu boynumdaki boşluğa değiyordu. "Öyle. Tıpkı sizinle benim aramızdaki şey gibi." {*L'Interdit: Yasak, yasaklanmış. Aynı zamanda Givenchy markasının bir parfümünün adıdır. Uyar...