BÖLÜM 26

1K 46 84
                                    

Her bölümün sonundaki şarkıları dinleyin lütfen, beni bilen bilir boşuna demem yanisi ❤🙄😏

İyi okumalar...🎈🎃

***

"Eee Sebep?" dediğinde Arslan arkasına yaslanmıştı. Büyük ihtimal Max'in isteklerini yapmak zorunda kalacaklardı çünkü hapse geri girebilirlerdi. Alkan sesli bir nefes vererek Arslana fazla yüklenmeden ona yaslandı. Ciddi anlamda bıkmıştı artık, sadece gitmek istiyordu.

Max, tekli koltuğa oturduğunda Mert "Hadi çabuk söyle geriliyorum burada" dedi.

Batu "Bence hapsi seçin bu köpek balığı bir işler peşinde" deyince Max göz devirmekle yetinmişti sadece. Oflayarak başını ovdu.

"Anlatacağım ama sessizce beni dinleyin" ağzını açmaya çalışan Mert'le "Sonuna kadar mümkünse" demiş ve koltuğa yayılmıştı.

"Uzun sürecek gibi" dediğinde Batu'yla olma hayalini biraz daha erteleyerek ofladı ve Batu'yu da sürükleyerek ikili koltuğa atmıştı. Batu'nun kucağına kafasını koyduğunda derin bir iç çekmişti. Bunu ne kadar özlediğini anlatamazdı bile. Bunca zamandır kendini kandırdığı bir tokat gibi yüzüne çarpmıştı sanki.

Batu şaşkınlıkla gözleri fal taşı gibi açılırken "N- Ne yapıyorsun?" diye sormayı akıl edebilmişti sonunda. O kadar çok yorulmuştu ki tam pes ettiği anda şimdi aklını karıştırıyordu Mert onun. "Gördüğün gibi uzanıyorum. Hikayesi bitince beni uyandırırsın Batu'm" hafif yamuk bir gülüş sunduğunda Batu "Yavşak mısın? Dur evet öylesin" diye Mert'i itmeye çalıştığında Mert yan dönerek kollarını beline doladı.

"Sadece sana bebeğim artık" dediğinde odanın içinde sesli bir yutkunuş duyulmuştu.

"Yüzsüz, istemiyorum kalk!" diye çemkirdiğinde Mert "Sevgilim, susta uyuyayım" uykulu sesiyle mırıldandığında Batu şimdi susmuştu. Sevgilim demişti, elini atan kalbine götürdü. Alkan ve Arslan, yarım kıvrık dudaklarla onları izlerken her şeye rağmen huzurluydular. Sonunda tekrar bir aradaydılar, tüm kırıklıklara rağmen birbirlerini saracaklardı. O yüzden şimdi önlerinde bekleyen geleceği umursamazlıkları bu yüzdendi.

Ertuğrul amca, odanın bir köşesinde durup gözlem yapıyordu. Aklında ise oğluyla nasıl anlaşabileceği vardı. Yıllar sonra bir oğlu olduğunu bilmek onu hem üzmüş hem de sevindirmişti çünkü onun yanında olamamıştı. Max "Daha birbirleriyle aşk yaşamak isteyen varsa yaşasın yoksa işim bitene kadar uslu uslu otursun" diye söylendiğinde Alkan göz devirmiş, Arslan'ın yanından kalkıp masanın bir ucuna çıkıp oturmuştu. Şimdi ayaklarını sallarken "Dinliyoruz, anlat be artık" diye çemkirdi. Boğazını temizleyip söze başladı Max "İşte sen kaza yaptıktan sonra her şey boka filan sarmıştı. Bir de öldüğünü düşündükten sonra inanmazsın ama üzülmüştüm. Gerçeği neyse de bir hayaletle yarışamazdım sonuçta." Alkan büyük bir göz devirdiğinde Arslan hatıralarla birden kalbi yine acımaya başlamıştı. Kalbi zamanla iyileşecekti çünkü onu saracak biri vardı.

"İşte bende çekilmiştim, bazı işte kötü ve karanlık işlere bulaştım. Az kalsın ölecektim filan" diye elini salladı. "Bir uyuşturucu ve köle tacirleri yapan bir grupla başım dertteydi. Sonra Batu da işin içine karıştı."

"Çünkü herifleri resmen kapımın önüne getirdin mal. Sayende sen değil ben yakalandım" diye çemkirerek bağırdığında uyuyan Mert'le sesini hemen kesti. "Evet evet, pardon sadece yardımını istemek için gelmiştim. Sonra kaçarken filan işte çeteye sızmış bir FBI'yla anlaşma yaptım. Batu'yu kurtaracak ve benim sessizce ortadan kaybolmama yardım edecekti. Tek şartı ise çeteyi çökertmek için gerekli dosyalardı. Tek sorun buda değildi, bu çeteye bağlı birçok ağ ve bağlantılar vardı. Onları da bulmam istendi." Sustuğunda tırnağıyla oynuyordu şimdi.

KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin