KEYİFLİ OKUMALAR
İnsan bazen fevri davranarak yanlış kararlar alıyor. Berfin gibi... Farkında olmadan hayatının ikinci hatasını yapacaktı. Yine yanlış bir karar vermişti. Yine masum birinin hayatını biterecekti. Aslında Aybars hiçbir şey bilmiyordu. Atlas'ın, Berfin'in oğlu olduğunu bilmiyor, onu yeğeni sanıyordu. Tuzaktı. Berfin, Ubey'in şartını kabul etsin diye yapılan bir tuzaktı. Ubey'in planı, Retil'in tuzağıydı...İki saat önce, Ubey, Retil'den, Berfin'i ikna etmek için aramasını istemişti. Retil, Berfin'den hastanede olduklarını öğrendiğinde, Ubey anında bir plan yapmıştı. Retil'i, ikilinin arasını bozmak için hastaneye göndermişti. Amacı hem Berfin'i tek başına ve kimsesiz bırakmak hem de katil yapmaktı.
Aybars, Retil'in yanına gittiğinde, kadın bilerek Berfin'in gelmesini beklemiş, Ubey'in planını uygulamaya başlamıştı.
Retil, Berfin'in gittiğinden iyice emin olduktan sonra Aybars'a döndü. "Vehibe Hanım sana Atlas'ın Bodrum'da olduğunu söylemedi mi yoksa?" diye sordu. "Dün seninle Atlas konusunda konuşmadı mı?"
"Berfin'le tanışmadan iki gün önce söyledi, hatta oraya gidip onu aradım ama bulamadım." dedi Aybars üzgün bir sesle. "Bodrum'da değil!" Kısa siyah saçlarını sıkıntıyla geriye attı. "Ya en başından beri orada değil ya da babası Vehibe Hanım'ın öğrendiğini öğrenmiş onu yine kaçırmış!" Retil anladım derecesine kafasını salladı. "Anladım." deyip kahvesinden bir yudum aldıktan sonra devam etti. "Peki Berfin'e ne zaman Vehibe Hanım'ı önceden tanıdığını söyleyeceksin?"
"Atlas'ı bulduğum zaman." dedi genç adam emin bir şekilde. Atlas kendi evindeydi ama bunu farkında bile değildi. Aynı Atlas olduğunu fark etmedi. Aklına bile gelmedi. "Onu buluncaya kadar hiçbir şeyden haberi olmayacak!" dedi uyararak. "Kesinlikle bugüne kadar onun için yaptıklarımı öğrenmemeli!"
Retil belli etmeden adamın yüzüne acıyarak baktı. Onun için çok üzülüyordu. Sonuçta hiçbir suçu yokken, sırf Berfin'e daha fazla yardım etmesin diye ölecekti. Lâkin Retil yine de ölmesini engelleyemez, onu kurtaramazdı. Zira Aybars, Berfin'in hayatına girerek, ateşine de düşmüştü. Kurtuluşu yoktu... O da nasibini alacak, işlemediği günahın bedelini ödeyecekti...
"Tamam, hiçbir şey öğrenmeyecek." dedi genç kadın kahvesinden bir yudum daha alırken. "Hiçbir şeyden haberi olmayacak!"
Aybars minnetle gülümsedi. "Teşekkürler!" Yerinden kalktı. "O zaman ben tekrar Atlas'ın yanına gideyim!"
"Tamam, ben de evime döneyim!"
Öte yandan, Berfin çoktan Atlas'a su almış, yanına dönmüştü. Aybars'ı öldürmek için Ubey'den iki gün süre istemişti. Gerçi şimdiden pişman olmaya başlamıştı fakat yine de her seferinde başka çaresi olmadığına inandırıyordu kendini. Aybars'ın, oğlunun yerini bildiğini ve ondan sakladığını düşünüyordu. Lâkin şayet ikilinin konuşmasını sonuna kadar dinleseydi gerçekleri öğrenir, kararından vazgeçerdi...
Genç kadın, Atlas'ın kokusunu içine çekip ona sımsıkı sarıldı. "Deniz kokulu Atlas'ım benim!" Sesi sevgi doluydu. "İyi ki girdin hayatıma!" Çocuk sarılışına karşılık vererek, "Sen de iyi ki girdin hayatıma, seni çok seviyorum Berfin abla!" dedi yumuşak bir sesle. Geri çekilip yanağından öptü. "Bundan sonra hep yanımda kal olur mu?"
"Kalırım deniz kokulum, seninle her zaman kalırım!" Çocuğu çenesinden tutarak ona bakmasını sağladı. "Hani sen geçen gün bana Aybars benim babam değil, dayım demiştin ya!" Atlas başıyla onayladıktan sonra devam etti. "Peki nasıl oldu?" Sesi aynı bakışları gibi meraklıydı. "Bana anlatmak ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
General FictionBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...