KEYİFLİ OKUMALAR
Savaşı kazanan belliydi. Maktul da belliydi. Katili bulmak kalmıştı. İzlerini takip ederek ortaya çıkacaktı...
Aybars ameliyathaneden çıktığında ellerini yıkayıp odasına gitti. Bir saat önce hemşire onu arayıp bir ameliyata girmesi gerektiğini söyleyince hastaneye gelmişti. Hastasını ameliyat ederken, geç de olsa doktorların hayat almaya değil, hayat vermeye çalıştıklarını fark etmişti. Hemşire onu aramasaydı, Kenza'nın hayatını bir son vererek büyük bir hata yapacağını anlamıştı. Oğlunun annesini öldürmeyi düşündüğü için pişman olmuştu. Fakat şimdi vicdanı rahattı. Odasında başka bir çareyi arıyordu. Ellerini kirletmeden, cinayet olmadan ve Kenza'yı öldürmeden, ondan nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu. Gerçi Kenza çoktan öldürülmüş, ölmüştü bile...
Kenza'nın katili Aybars değildi...
"Jad bana yardım edebilir!" diyerek onu aramak üzere telefonunu eline aldı ve Jad'ın numarasını aradı. "Ben de tam seni arayacaktım!" diyerek telefonu anında açmıştı Jad.
"Neden?" Aybars'ın sesi telaşlı çıkmıştı. "Berfin'e bir şey mi oldu?"
"Olmadı merak etme." Duraksayıp ardından devam etti. "Kardeşimi ve yeğenimi sana emanet ediyorum Aybars! Onlara çok iyi bak!"
Aybars duyduklarıyla kaşlarını hızla çattı. "Ne saçmalıyorsun sen?" Düşünceli bir şekilde alnını kaşıdı. "Sen Kenza'ya bir şey mi yapacaksın yoksa?" Yanıtını beklemeden devam etti. "Neredesin?" diye sordu öfke dolu bir sesle. "Her neredeysen hemen yanıma gel!"
"Çok geç!" Jad, Kenza'nın oturduğu siteye giriyordu. "Şimdi Kenza'nın yanına çıkacağım ve onu öldüreceğim!" Trafiğe takıldığı için anca gelebilmişti. "Bu iş, bugün, burada bitecek!"
Kenza'nın katili Jad da değildi...
Aybars duyduklarıyla yerinden fırladı. "Sakın bir delilik yapma!" dedi uyararak. "Sakın!" Sesi sert çıkmıştı. "Ben hemen oraya geliyorum, bekle beni!"
"Buraya gelmeni gerek..." Jad'ın cümlesi gördükleriyle yarım kalmıştı. "Berfin!" Polisler, kardeşini bileklerinde kelepçeyle kapıdan çıkarıyorlardı. "Yapmış olamaz!"
"Berfin'e ne oldu?" diye sordu Aybars endişeli bir sesle. "Neyi yapmış olamaz?"
Jad arabasını durdurmadan hızla indi. "Berfin..." Ağlayan kardeşine bakarak devam etti. "Polisler... Polisler onu götürüyor..." Berfin'in yanına hızlı adımlarla giderken devam etti. "Geç kaldım!" Ambulanstaki ceset torbasına baktı. "Berfin, Kenza'yı öldürmüş..." Gözlerinden birer yaş aktı. "Yetişemedim, kurtaramadım!" Kardeşini kurtaramadığı için kendine kızıyordu. "Berfin katil oldu!"
"Ne?" dedi Aybars inanmayarak. "Öldürmüş olamaz!" Kafasını iki yana salladı. "Katil olmuş olamaz!"
Berfin geçmişte yaptığı hatayı bir daha yapmamış olsa da, buraya Kenza'yı öldürmeye ve katil olmaya gelmişti!
Jad bir şey demeden telefonunu kapatıp Berfin'in yanına gitti. "Abim!" diyerek seslendi. Berfin'in ona baktığını fark edince devam etti. "Gerçekten yap... Yaptın mı?" Gözleri yaşlarla doluydu. "Atlas'ı yine annesiz bırakacağını, hapishaneye gireceğini ve hayatını mahvedeceğini bile bile yaptın mı?" Polislerden izin isteyip ona yaklaştı. "Yine aynı hatayı yaptın mı?" Kollarının arasına aldı. "Yine bile isteye kendini ateşin ortasına attın mı?" Sımsıkı sarıldı. "Sen kazanmışken, onu öldürerek kaybettin mi?" Geri çekilip gözlerinin tam içine baktı. "Ö... Öldür... Öldürdün mü gerçekten?" Sesi sona doğru titremişti. "Öldürmediğini söyle!" Sel gibi akan gözyaşlarına aldırmadı. "Yapmadım de!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
Ficțiune generalăBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...