KEYÄ°FLÄ° OKUMALAR
Her hatanın bir bedeli, her oyunun bir sonu, her intikamın bir zararı vardır. Hikâyenin sonuna geldik. Bugün ya Kar ericekti veyahut Ay sönecekti... Ya ateşin ortasında yanacaklar veyahut yakacaklardı...Furkan yarım saat evvel Aybars ve Jad'ı depoya getirmişti. Aybars'ı hastanenin bahçesinden almıştı. Genç adam son tahlillerin sonuçlarını öğrenmek için Kayla'nın yanına gitmişti. Ne yazık ki sonuçlar olumsuz çıkmıştı. Aybars, Berfin'ini yalnız bırakacağını öğrendiğinde, içi kor gibi yanarken, sırf Kayla üzülmesin diye güçlü durmuştu. Gerçi en başından beri az zamanı kaldığını hissettiği için sevdiği kadına bir mektup yazmış, Kayla'da bırakmıştı. Bitap bir şekilde hastaneden çıktığında banka oturup Berfin'in fotoğrafına özür dilercesine uzun uzun bakmış, onu tek başına bırakıp gidecek diye af dilemişti. Ardından son bir kez sevdiğine gitmek, son bir defa sesini duymak, son bir kere gözlerine bakmak ve son bir kere daha elinden tutamak istemişti. Lâkin onun yanına gitmek için arabasına bineceği esnada, Furkan yanına gitmiş, "Ben bu akşam Ankara'ya dönüyorum, bu yüzden veda partisini hazırladım, buraya da seni partinin olduğu yere götürmeye geldim!" demişti.
Aybars depoyu boş gördüğünde Furkan'a merak dolu gözlerle baktı. "Parti yere burası mı?" Köşede duran Jad'ı fark edince aynı ses tonuyla devam etti. "Jad'ın ne işi var burada?" İçinde kötü bir his vardı. "Sen bizi buraya veda partisi için değil, başka bir sebep için getirdin!"
"Sen Ankara'ya filan gitmeyeceksin!" diyerek atladı Jad. Ona da aynı yalanı söylemişti. "Amacın ne?"
Furkan, Jad ve Aybars'ın zekasını takdir ederek, "Doğru!" dedi. "Özel misafirim gelince anlayacaksınız!" Aybars'ı kolundan tutarak Jad'ın yanına götürürken ekledi. "Biraz daha sabır!" Cümlesini bittirdiğinde deponun kapısı açıldı. Sonunda Berfin gelmişti. Furkan'ın mesajını aldıktan sonra çocukları Ayris'e bırakıp buraya gelmişti. "Hoş geldin hikâyenin başrolü!" Furkan'ın sesi alaycıydı. "Sefalar getirdin!"
Aybars, Berfin'i görünce içine bir kurt düşmüştü. Jad ise olacaklardan korkmaya başlamıştı.
Furkan, depodakilere tek tek baktıktan sonra memnuniyetle gülümsedi. "Evet..." İntikam zamanı gelmişti. "Herkes burada olduğuna göre başlayabiliriz!" dedi imalı bir şekilde. "Sizi daha fazla bekletmeden..." Berfin'e bakarak cümlesini tamamladı. "Berfin'ciğim, çantanı aç!" derken, gözleriyle çantayı gösteriyordu. "Hadi!" dedi sabırsızca. "Bakalım içinden ne çıkacak!"
Berfin önce afalladı sonra tedirgin oldu. Çantasında hâlâ o bomba duruyordu. Furkan da bunu biliyordu. "Ç... Çantamı mı?" diye sordu kekeleyerek. "Neden?"
"Nedenini benden daha iyi biliyorsun!" İmalı bir şekilde ekledi. "Sen ne demek istediğimi gayet iyi anladın bence!"
"Furkan ben... Ben..." Genç kadın yine çıkmaz bir sokağa girmişti. "Aslında..."
"Sen beni öldürmek istedin!" diyerek Berfin'in cümlesinin devamını getirdi Furkan. "Sen benim hayatımı bir son vermek istedin!" Sesi sona doğru yükselmişti. "O yüzden bedelini ödeyeceksin!" Hesaplaşma günüydü. "Kenza'ya yaptıklarının ve bana yapmak istediklerinin bedelini ödeyeceksin! Ödeteceğim!" Çantasını göstererek emir verici bir tonla ekledi. "Çantanı aç!"
Berfin titreyen elleriyle çantasını açarak bombayı çıkardı. "Çok pişmanım!" Furkan bombayı genç kadının elinden zorla aldı. "Senin yapmadığını ben yapayım mı?" Sesi tehditkârdı. "Yapayım mı?" diye tekrarladı. "Burayı patlatayım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
General FictionBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...