Keyifli okumalar
Berfin yaşadıklarını kestiremiyordu. Canı çok yanıyordu. Gerçek zanettiği her şey yalan çıktı. Arkadaşlık ve kardeşlik diye bir şey yoktu. Retil arkadaşı değil, düşmanıydı!
Genç kadın o soğuk odada tam on dakika kıvranırken, bir anda kapı açıldı ve içeri Retil girdi. Berfin'i elinden tutarak soğuk odadan çıkardı. Berfin odadan çıkarken derin nefesler alıyordu. Titriyordu. Retil ona sıcak çayı uzatırken pişmanlıkla bakıyordu. "Özür dilerim, mecburdum. Ubey'e ispatlamak için yapmak zorundaydım." dedi üzgün bir sesle. "Affet beni, ne olur!"
Berfin titreyen elleriyle fincanı aldı. "Doğru düzgün anlatır mısın!" dedi sert bir sesle. Sıcak çaydan bir yudum alırken devam etti. "Neler oluyor?" diye sordu merakla. "Ne işler çeviriyorsun Retil?"
"Seni o soğuk odada kapatmamı isteyen Ubey'di. Seni orada tam bir saat bırakacaktım. İçeride kamera vardı, her şeyi görüyordu." Sesi üzgün çıkmıştı. "Ama ben yine de yapamadım, sana kıyamadım!" Arkadaşına doğru bir adım attı. "Sadece Ubey bana güvensin diye yaptım, inan!"
Berfin şüpheli bakışlarla Retil'e baktı. "Oyun olduğuna göre, sen Atlas'ın yerini bilmiyorsun?" dedi sorarcasına. Titremiyordu artık. "Doğru mu?"
Retil kafasını iki yana salladı. "Biliyorum!" dedi emin bir şekilde. "Atlas'ın Amerika'da." Yalan söylüyordu, pişman filan değildi. Yeni bir tuzaktı. Yeni bir oyundu. Kays Bey de oyuna dâhildi. O da Ubey ve Retil ile iş birliği yapıyordu. Aslında onu o gün arayan Berfin'in kuzeni değil, Ubey'di. "Ubey onu iki gün önce oraya gönderdi." Amacı Berfin'i Amerika'ya göndermek ve ondan tamamen kurtulmaktı.
"Emin misin Retil?" diye sordu Berfin emin olmak için. "Atlas'ım Amerika'da mı?" Her defasında Retil'in yalanlarına inanarak tuzağa düşüyor, oyuna geliyordu.
"Evet, hatta onunla konuştum, seni Amerika'da bekliyor."
Berfin, Retil'in yalanlarıyla sevinç nidaları atmaya başladı. "İnanmıyorum!" dedi heyecanla. "Sonunda Atlas'ıma kavuşacağım!" diye ekledi mutlu bir sesle. "Yılların hasreti bitecek!" Yalan, ne o hasret bitecek ne o ateş sönecek ne o acı kapanacak ne de o fırtına dinecekti. Bilakis, ateş alevlenecek, acı çoğalacak ve fırtına devam ederek, Berfin'i savuracaktı. Genç kadın, Atlas'ına kavuşmayacaktı...
"Evet canım, hasretin bitecek!" Ciddi bir ifadeyle devam etti Retil. "Ama bir şartla!"
"Şart?" diye tekrarladı Berfin sorarcasına. "Neymiş o şart?"
"Aybars'a hiçbir şey söylemeyeceksin!" Sesi kesin ve netti. "Atlas'ına kavuşmak için Amerika'ya gideceğini söylersen, Ubey onu hastaneden kovar!" Ubey her ihtimalde Aybars'ı kovacaktı...
"Şaka yapıyosun herhâlde!" dedi Berfin inanmayarak. "Aybars ne alaka?"
"Valla Ubey bana öyle dedi. Sen zaten oğluna kavuşacaksın, Aybars'ın bilmesine gerek yok!" diyerek ikna etmeye çalıştı. Duraksayıp umursamaz bir sesle devam etti. "Ama eğer senin yüzünden kovulmasını istiyorsan, ona söyleyebilirsin!"
Berfin çayından bir yudum aldıktan sonra. "Tamam." dedi onaylayarak. "O zaman ben hemen bilet alayım!" Retil, Berfin'in son söyledikleriyle çantasını açıp bileti çıkardı. "Almana gerek yok, ben senin için aldım bile!" Ubey, Berfin'in babasıyla her şeyi hazırlamıştı. "Al, uçağın bu akşam!" derken bileti uzatıyordu. "Eve git ve bavulunu hazırla!"
Genç kadın fincanı koridorun ortasındaki sehpaya koyduktan sonra bileti aldı. "Çok teşekkür ederim Retil!" dedi sıcak bir gülüşle. "İyi ki varsın arkadaşım!" dedikten sonra evine gitmek üzere oradan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
Aktuelle LiteraturBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...