KEYİFLİ OKUMALAR
Tutulmamış sözler, ihanetler ve son pişmanlıklar insanı hataya itiyor. Öfke, hırs, cesaret, intikam ve gurur savaşı başlatırıyor.
Birkaç dakika sonra Furkan'dan yanıt gelmeyince, Nikâh memuru aynı soruyu yineledi. "Siz Furkan Çiçek, Berfin Asafoğlu'yu eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Furkan gülümseyip bakışlarını Aybars'a çevirdi. Sonra aynı şekilde Berfin'e baktı. Hafifçe öksürüp cevap vermek için mikrofana dudaklarını yaklaştırıp ağzını araladı. "Hayır!" dedi emin bir şekilde. "Berfin Asafoğlu'yu eşim olarak kabul etmiyorum!"
Berfin, genç adamın yanıtıyla anında ona şaşkınlıkla döndü. Bunu hiç beklemiyordu. Furkan'ın cevabı bir tek Berfin'i değil, herkesi şaşırtmıştı. En çok da Aybars'ı zira o cevabı Furkan'ın değil, sevdiği kadının vermesi gerekiyordu. Herkes, "Ah!" diyerek şaşkınlığını belirtmişti.
Hepsi oyundu. Yaşananlar hepsi tuzaktı. Furkan'ın oyunuydu. Aslında Berfin sırf Aybars ölmesin diye kabul etmişken, kendi elleriyle öldürmüştü. Ona verdiği sözü çiğnerek, Furkan'a evet diyerek onu bitirmişti. Kurtarayım derken katili olmuştu. Bir hiç uğruna. Bir oyun uğruna.
Furkan bu sabah, Okyanus'u Berfin'in evinden almaya gittiğinde, Retil ona Berfin'in Aybars ve çocuklarla pikniğe gittiğini söylemişti. Bastıra bastıra, "Ailecek pikniğe gittiler!" demişti. Ve o cümle Furkan'ı sinirlendirmeye yetmişti. Sevdiği kadın, Berfin'in hatası yüzünden ölmüşken, Berfin'in hiçbir şey olmamış gibi hayatını devam etmesi ve Kenza'nın çocuklarıyla ailecek gezmesi onu sinirlendirmişti. Aybars ve Berfin yerine, Furkan ve Kenza olabilirdi. Sonuçta Atlas ve Okyanus, Kenza'nın çocuklarıydı. O sebepten ötürü genç adam, ölen karısının intikamını almak için Berfin'e bir mesaj atmıştı. "Hemen evime gelmezsen, ailecek ölürsünüz... Çocuklar dâhil!'' Genç kadın da mesajı alır almaz, onun evine gitmişti. Furkan yine Berfin'i, Aybars'ı öldürmekle tehdit etmiş, istediğini yaptırmıştı. Kenza'dan mahrum kaldığı için, Berfin'i sevdiğinden mahrum bırakacak, mutlu olmasına izin vermeyecekti.
Furkan kimseyi takmadan Berfin'in kulağına eğildi. "Benim amacım seninle evlenmek değil, Aybars'ın gözünün önünde bana evet demen, ona verdiğin sözü tutmaman, ona ihanet etmen ve onu bilerek ve isteyerek öldürmen!" Sesi sert ve duygusuz çıkmıştı. "Nikâh memuru sahte, onu ben ayarladım. Sen korkağın tekisin ya! Aybars senin için onca şey yapmışken sen hep korkaktın. Ama bu benim umurumda değil. Ben Kenza'nın intikamını aldım... Benden bu kadar!" dedi gülümseyerek. Ardından nikâh masasından kalktı. "İşte bu kadar!" dedikten sonra gitti.
Berfin yaşadıklarına inanmıyordu. Furkan acımasız olsa bile ona unutulmaz bir ders vermişti. Genç kadın hep korkuları yüzünden ona boyun eğmiş, dediklerini yapmıştı. Sanki o evliliği istiyormuş gibi davranmış, Aybars'a söz verdiği hâlde Furkan'a onun gözünün önünde evet demişti. Aybars'ın yüzüne nasıl bakacaktı? Hiçbir şey olmamış gibi nasıl davranacaktı? Hangi yüzle bir şans isteyecekti? Batmıştı. İnsan dibe vurduğu anda yeniden kalkabilir miydi? Sevdiğini bile bile kaybettiğinde tekrar kazanabilir miydi? İhanet affedilir miydi?
Berfin çocuklar gibi haykırarak ağlamaya başladı. Akan yaşları durmuyordu. İçindeki fırtına dinmiyordu. İçindeki acı geçmiyordu. İçindeki ateş sönmüyordu. Gözyaşları yanaklarından süzülüreken Aybars'a pişmanlıkla baktı. "Açıklayabilirim!" dedi yumuşak, yalvaran bir sesle. "İzin ver!"
Aybars kafasını sağa solla salladı. "Hayır!" Artık yegâne bir bahane bile duymak istemiyordu. "Bunun bir izahı yok!" Sebebi ne olursa olsun hak etmemişti. "Beni nikâh şahidini yaptığını asla unutmayacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
General FictionBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...