Keyifli okumalar :)
İnsan bazen sevdiklerini mutlu etmek için hatalar yapıyor ve ileride ne olacağını düşünmeden yanlış kararlar alıyor. Pişman olacağını bilerek başkalarına kıyarak onlara zarar veriyor. Zamanla geçmişte ve bir de ne istediğini elde etmek için neler yaptığını hatırlayınca iş işten geçmiş oluyor... Elinden pişman olmaktan başka bir şey gelmiyor. Aynı Berfin gibi... Hayli pişman bilhassa çaresizdi... Yaptığı fedakârlığın sırtında bir yük olacağını, o hatanın hayatını değiştireceğini, ateşin ortasında yanıp başkalarını yakacağını, bir hata yüzünden her şeyin altüst olacağını ve en mühimi yıllar sonra hayatı bir günde değişeceğini bilememişti...
~~~
"Bırak ne olur, onu benden alma!" dedi genç kadın yalvararak. Karşısında duran genç kadın kafasını sağa solla salladı. "Hayır, o benim artık! Üzgünüm, bunu yapmak zorundaydım... Benim için değil, o mutlu olsun diye yapıyorum çünkü o benim yaşama sebebim!" dedi üzgün bir sesle. Ardından ağlayan kadını bırakarak çocuğu alıp uzaklaştı.
~~~Berfin yine her zamanki gibi aynı kâbustan kan ter içinde gözlerini açtı. Gözaltlarına peyda olan mavi halkaların yanı sıra beyaz teninin rengi soluktu. Gerçi kâbusu değil, gerçekleri görüyordu! Zira o günden beri hep aynı kâbusu görüyordu. Dört yıldan beri...
Yıllar geçmiş olsa da vicdan azabı ve pişmanlık geçmedi, geçmiyordu, geçmeyecekti de. Genç kadın hâlâ pişmanlığı iliklerine kadar hissediyordu çünkü geçmişteki yaptıklarının altında eziliyordu. Saiki olsa bile yaptığı hata çok büyüktü ve artık pişmanlığı da yaramıyordu zira olan olmuş ölen ölmüştü. Kendisi de her gün yavaş yavaş ölüyordu...
Genç kadın gözlerini açtığında kendini hastanede buldu. İki saat evvel anneannesini ziyaret etmek için hastaneye gelirken yolda kaza yapmıştı. Bir an ayaklarını hissetmemiş, hareket edememiş ve frene basmak isterken basamamış ardından nasıl olduğunu anlamadan önündeki arabayı çarpmıştı. Yavaşça yerinden doğrulup etrafına bakınmaya başladı. Koluna serum takılmış, bitmek üzereydi. Başında doktor duruyor, bir şeyleri inceliyordu. "Ne oldu bana?" diye sordu bitap ama aynı zamanda meraklı bir sesle.
Doktor bakışlarını elindeki testlerden çekip ona çevirdi. "Merak etmeyin Berfin Hanım, gayet iyisiniz. Testler yaptık, her şey yolunda görünüyor, belki stresten oldu. Serumunuz bitince taburcu olabilirsiniz!"
Berfin, doktora şaşkınlıkla bakarak, "Buraya nasıl geldim?" diye sordu merakla. "Adımı nereden biliyorsunuz?"
"Çarptığınız adam getirdi sizi buraya ve adınızı kimliğinizden öğrendik. Son aradığınız numarayı da aradık, yolda geliyor." En son Derin'i aramıştı. Derin; yegâne ve en yakın arkadaşıydı, kendisi doktor oluyordu. Aynı üniversitede okumuşlardı. Derin geçen sene doktor olmuştu fakat Berfin bazı sebeplerden mütevellit hâlen birinci sınıfta okuyordu.
"Peki çarptığım adam hâlâ burada mı?" Ona yardım ettiği için teşekkür etmek istiyordu. "Yok, iyi olduğunuzu öğrenince gitti. Başka bir sorunuz yoksa ben gideyim." Berfin kafasını hayır anlamında salladıktan sonra doktor odadan çıktı.
Birkaç dakika geçtikten sonra serum bitmişti. Berfin serumunu çıkarıp yataktan kalktı ve yavaş adımlarla anneannesinin yanına gitmek üzere odadan çıktı. Zühre Hanım kanser hastası olduğu için ara sıra hastanede kalıyordu. Berfin, annesi ile babası iş için Amerika'ya gittikten sonra anneannesiyle kaldı. Aslında kendisi de onlarla gidecekti lâkin Atlas'tan ötürü gidemedi...
Berfin, Zühre Hanım'ın odasına doğru giderken ayaklarını yine hissetmedi. Nagehan kendisini koridorun ortasında, yerde buluverdi...
Öte yandan, Doktor Aybars'ın bugünkü mesaisi bitmişti. Evine gitmek üzere odasından çıktı ve asansöre doğru adımladı. Lâkin Berfin'i fark edince koşar adımlarla yanına gitti. Ona eğilip telaşla sordu. "İyi misiniz?" Genç kadın kafasını yerden kaldırıp ona yaşlı gözlerle baktı. "Bilmiyorum, ayaklarımı hissetmiyorum!" Yalnız bunu söylerken sesi ağlamaklıydı. "Hissedemiyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN ORTASINDA (TAMAMLANDI)
Genel KurguBu hikâyede ya Kar ericekti ya da Ay sönecekti... "Her şeyin bir bedeli var. Bugüne kadar kim ateşin ortasından sağ çıktı ki ben çıkayım? En başından beri belliydi. Ya seninle ateşinde yanacaktım ya da senin yerine yanacaktım!" "Benim için değer mi...