Bölüm 31

212 22 4
                                    

Multimedyada Zayn var ❤️ ama dinlemeye, ileride yazdığım yerde başlayın 

Hunji'nin Bakış Açısı

"Saat gece 1 olmuş, neden hala uyumadın?"

Yanımda, mutfak masasının hemen dibinde dikilen Sumin'i fark edince bir anda irkildim. Kalbimin üstündeki elimi indirip önümde duran bardağa uzandım ve bir yudum su içtim.

"Düşünüyorum." dedim Sumin karşımdaki sandalyeye otururken.

"Düşünmekten çok yas tutuyor gibisin." Yüz ifademi bozmamaya çalışarak Sumin'e baktım, "Neden yas tutayım ki? Her şey yolunda gidiyor."

"Aslında..Hunji.." Yüzündeki sancılı ifade biraz sonra Sumin'in bana kötü şeyler söyleyeceğini ve bunun da beni çok üzeceğini anlatıyordu. Derin bir nefes verdim, birazdan duyacaklarıma hazır olmam gerekiyordu,

"Söyle Sumin." dedim gülümseyerek.

"Seni üzmek ya da endişelendirmek istemiyorum.. Tamam mı?"

"Tamam endişelenmeyeceğim." Kesinlikle yalandı. Daha şimdiden karnıma ağrılar girmeye başlamıştı.

"Söyle hadi bekliyorum." Tekrar gülümsemeye çalıştım. Sumin de derin bir nefes aldı.

"Geçen gün, MCountdown için gittiğimizde Hoseok'un makyajını yaparken..Bir şeyler duydum..aslında dinlemek istemedim ama senin hakkında konuşuyorlardı..Kendime engel olamadım."

Konuşmasına ara verip önümdeki suya uzandı. Bir yudum aldıktan sonra bardağı yavaşça masaya bıraktı, "Asıl kısım şimdi geliyor" diye düşündüğüm anda kapı çalınmaya başlamıştı. Sumin şaşırarak aniden bana baktı,

"Kim ki bu saatte?"

"Bilmiyorum. Belki Jihyun menajerdir?" diyip yerimden kalktım, Sumin de kalkmak için hareketlenince elimle durdurdum,

"Sen otur, ben bakarım."

İster istemez endişelenmiştim, bu saatte kim geliyorsa iyi bir haber için gelmediği kesindi. Derin bir nefes aldım, kapıya doğru yürürken üstümü başımı düzelttim sonra da koridordaki aynanın önünde durup saçlarımı bir elimle kabaca tarayıp diğer elimle yavaşça kapıyı açtım.

Karşımdaki silüet kapı açılınca, ayakkabısına diktiği gözlerini kaldırıp bana yöneltti. Hafifçe gülümsemeye çalışırken kotunun cebindeki ellerini çıkardı ve bana doğru bir adım attı. Buraya neden bu saatte gelmişti ki?

Ne yapacağımı bilemeyerek elimdeki kapının kolunu iyice sıktım. Karşımdaki de tereddütümü anlamış gibiydi. Beni daha fazla bekletmeyip konuşmaya başladı,

"Bu saatte geldiğim için özür dilerim. Sadece konuşmak istiyorum. Ama burada değil..Lütfen.."

Kendimi toparladım ama yine de ismini kulaklarımla duymak istiyordum. Elimle sıkıca kavradığım kapının kolunu bıraktım,

"Seokjin?" Tek kelime etmeden karşımda durmaya devam etti. Bunu fırsat bilerek devam etmek istedim,

"N-neden buradasın? Yani onu söyledin ama.. Bu saatte konuşmak istiyorsun?" Jin gözlerini sıkıntılı bir tavırla kaçırdı ve yeniden ayakkabılarına baktı,

"Bütün sorularını cevaplayacağım. Ama önce lütfen hazırlanır mısın? Ben burada bekliyorum." dedi. Buraya kadar koşarak mı gelmişti, sarı saçlarındaki ter damlacıkları apartmanın loş ışığında parlıyordu.

Sadece kafamı sallayarak onaylamakla yetindim ve direkt odama koştum. Mutfakta, arkamdan bağıran Sumin'e bile bir açıklama yapmadan odama daldım ve gardrobumdan elime geçirdiğim kahve tonlarındaki kapüşonluyla kotumu giyindim.

[✓] no story «book 1»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin