Dünyadaki en güzel duygulardan biridir belki de kardeşlik. İnsanın kardeşi olmasının verdiği duyguları başka hiçbir şey veremez insana. Kardeş demek bir dost demektir, arkadaş demektir, canından bir parça demektir.
Her ne kadar çok iyi anlaşamasakta ben Ece için canımı bile veririm. Bakmayın siz bizim tartışmalarımiza kavgalarimiza ben onu sevdiğim için takiliyorum.
Onu kaybetmeyi düşünmedim hiç. Hani ben ondan daha büyüğüm ya ilk ben ölürüm arkamdan o ağlar diye düşündüm hep. Yaşlandığımda o bakardı bana.
Ama şimdi onun hasta olması ölümle göz göze gelmiş olması hiç adil değil. O daha çok küçük. Okuma yazma bile bilmeyen bir çocuk ölümü nereden bilebilir ki. Aklım almıyor.
"Ece lösemiymiş. "
Dedi babam. Sanki hayatınin son sözlerini söyler gibi. Öyle çaresiz öyle bitkin.
"Olmaz "
Diye bağırdım.
"Olmaz baba sen yanlış anlamışsındır doktoru. Belki de doktor raporları karıştırmıştır ha. Olmaz Ece hasta olamaz. "
Diye bağırdım nefesimin tukenmesini umarsamayarak.
Babam yanima geldi ve beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Annemin ağlaması daha da şiddetlenirken ben de ağlamaya başladım.
"Olmaz ya olmaz hasta olamaz o daha çok küçük "
Diye mırıldanmaya başladım. Sonra babam benden ayrılıp
"Ağlama Aslı senin güçlü durman lazım. Hem doktor kardeşinden alınan ilikle kurtulabilir dedi. "
Benim de ağlamam durdu. Yani ben Eceyi kurtarabilir miyim.
"Na-nasil yani "
"Yani senden alınan ilik eğer uyarsa Ece kurtulacak. "
Tekrardan ağlamaya başladım. Bir umut. Bizi herşeye sürükleyen bir umut. Zor işleri yapabilmemizi sağlayan hayatta hep yanınızda olan bir umut. Ve ben şuan o umut için ağlıyordum.
......
Sahilde dolaşırken gözüm dalgalara takıldı. Nasıl da hircinlar sanki rüzgara karşı geliyormuş gibi.
İnsan da öyle olmalı belki de. Hayat bize hep güzel şeyler sunmaz. Bazen kötülükler çıkar karşımıza. Belki de o kötülükler onları yenmemiz için vardır.
Herkesin bir kaderi vardır. Ama insanlar kaderini değiştirebilir mi.
Babaannem düne bakarsan yarını yasayamazsin derdi. Geçmiş geçti gitti. Bizim geleceğe bakmamız lazım.
Ve ben o gelecekte Ece de olsun istiyorum. Yine bana laf soksun. Yine kavga edelim ama hep yanımda olsun istiyorum.Banklardan birine oturup denizi tekrardan izlemeye başladım. O sırada çalan telefonumu sonradan fark ettim. Ebru arıyordu.
"Efendim Ebru '
Dedim bitkin sesimle.
"Alo Aslı napiyorsun sesin kötü geliyor. "
"Sahildeyim yanıma gelebilir misin "
"Gelirim tabiki de sen iyi misin "
"Gelince konuşalım olur mu "
Deyip telefonu kapattım.
Googleye lösemi yazdım. Ve sitelerden birini okumaya başladım.Lösemi, kemik iliğinden kaynağını alan ve kan üreten kök hücrelerinden birinin, çeşitli etkenlerin bir araya gelmesi ile gelişiminin bir basamağında duraklaması ve kontrolsüz aşırı çoğalmaya başlamasıdır. Lösemi ilk önce kemik iliğinde başlar ama daha sonra diğer organlara yayılır. Löseminin erken fark edilmesi yayılmasının önüne geçebilir. Bu farkındalık büyük önem taşır. Çünkü kan hücrelerinin vücutta
yayılımı ne kadar kolaysa lösemi hücreleri de kanla beraber aynı şekilde hızlıca vücutta yayılır. Daha sonra sayısı iyi huylu beyaz kan hücrelerini geçen bu kanserli hücre kanama, enfeksiyon, kansızlık ve acıya neden olabilir.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİŞ
Roman pour AdolescentsPlatonik bir aşkiniz varsa napardınız. İmkansız olduğunu mu düşününürsünüz. Ama unutmayın imkansız diye bir şey yoktur.