BÖLÜM -1-

17K 342 10
                                    

Adım Güneş. Lise 3'e başlayacağım. Şimdiye kadar İzmir'de yaşıyorduk. Fakat bu sene babamın tayini dolayısıyla İstanbul'a taşınıyoruz. Açıkçası çok da üzülmedim. İzmir'de çok fazla arkadaşım yoktu. Ama şimdi farklı bir ortama giriyorum. Yeni okulum İstanbul'un en iyi okullarından biri. Eminim ki bir sürü zengin züppe ile karşılacağım. Bizim de durumumuz iyi ama o okula gidecek kadar değil tabi. Babamın patronu eğer buraya gelirsek okul masraflarını şirketin karşılayacağını söylemiş. Biz de kabul etmişiz. Hadi bakalım, acaba yeni hayatım nasıl olacak?

Bugün okulun ilk günü. Yataktan alarm yardımıyla sürünerek kalktım ve okul formalarımı alıp giydim. Çantamı geceden hazırlamıştım. Saçımı düzleştirdikten sonra kahvaltı için aşağı indim. Kahvaltımı bitirip dışarı çıktım ve taksi beklemeye başladım. Normalde okul servisi de vardı ama ilk gün olduğu için taksiyi tercih etmiştim. Taksi geldiğinde yağmur da hafif hafif başlamıştı. Taksiye okulun adresini verdim, bindim ve okula doğru gitmeye başladık. Okula yaklaştığımızda birden siyah çok güzel ve her tarafından pahalı olduğu belli olan araba önümüze çıktı ve hafifçe taksiye çarptı. Ufak çaplı bir şok geçirdikten sonra taksici arabadan indi ve tabi ben de indim. Yağmur hızlanmıştı. Önümüzde siyah Porsche dan biri indi. 17-18 yaşlarındaydı sanırım. Ağzım açık bakakaldım. Deniz mavisi gözleri, kahverengi saçları vardı. Yüz hatları muhteşemdi. Çok yakışıklıydı. Fakat bu bakışma uzun sürmedi çünkü arabadan indiği gibi geri bindi ve yoluna devam etti. Taksici bile bu duruma şaşırmıştı ve tabiki de kızmıştı. Bu nedenle taksiciye geldiğimiz yolun parasını verdim ve yola yürüyerek devam etmeye karar verdim. Bu yağmurda pek de doğru bir karar olduğundan emin değildim ama başka da şansım yoktu. Yaklaşık 10 dk süren eziyetli yürüyüş sonrasında okula vardım. Sırılsıklam olmuştum. Kapıdan içeriye girdiğimde tüm gözler bana çevrildi. Bunun iki nedeni olabilridi. Biri okula yeni gelen kız olmam diğeri ise sırılsıklam olmuş olmamdı. Hemen lavaboya gittim ve kurunmaya çalıştım. Saçlarım biraz nemli kalmıştı ama idare ederdi. Makyaj yapmayı pek sevmediğim için sadece hafif mavi göz kalemi çektim. Gözlerim mavi olduğu için gözlerimi güzel gösteriyordu. Lavabodan çıktım ve müdürün odasını bulup içeri girdim. Ders programımı aldıktan sonra sınıfımı bulmak için koridorda gezinmeye başladım. Bu sırada önüme bakmayı unuttuğum için birine çarptım. Kafamı kaldırmamla şaşırmam bir oldu. Arabasıyla taksiye çarpan çocuk karşımda duruyordu. Bir süre göz göze kaldık. Bakışları insanı kendine çekiyordu. Biz onunla bakışırken diğer öprencilerin de bize baktıklarını fark ettim ama gözlerimi kaçırmak istesem de başaramadım. Sonunda o gözlerini kaçırdı ve hiçbir şey söylemeden gitti. Bu anın şokuyla ve tabi gözlerinin verdiği etkiyle de beraber sınıfımı buldum ve içeri girdim. İçeri girdiğimde bir şok daha yaşadım. Onunla aynı sınıfta olmak zorunda mıydık?!? Ve ikinci şok da hocanın başka yer olmadığı için beni onun yanına oturtması oldu. Yanına oturduğumda rahatsız olduğunu belirterek kıpırdandı. Ben de biraaz rahatsız olmuştum bu durumdan ama başka çarem yoktu. Öğle saati geldiğinde ben hala daha arkadaş edinememiştim. Herkes öğle yemeği için dışarı çıkarken ben sınıfta oturuyordum. O sırada bir kız geldi. Kendini tanıttı. Adı Ece'ymiş. Beraber yemeğe gitmeyi teklif etti ben de kabul ettim. Yemekhaneye geldiğimizde Ece beni arkadaşlarıyla tanıştırdı. Birinin adı Doğa diğerinin adı ise Dila'ymış. Onlarla sohbet ederek yemeğmizi yedik. Çok iyi kızlara benziyorlardı. Sabah yağmurda yürüdüğüm için karnım ağırmaya başlamıştı. Bu nedenle kızlara söyleyip sınıfa çıkmak üzere yürümeye başladım. Tam okul binasına giriyordum ki yine birine çarptım. Hem de 2.kez! Bu nasıl bir salaklıktır diye düşünerek kafamı kaldırdım. Mavi gözleri ve sarı saçları olan birine çarpmıştım. Ama sabahkiyle aynı kişi değildi. Bu okuldaki tüm erkekler mi bu kadar yakışıklı olmak zorunda?!? Diye düşünürken karşımdaki çocuk çarptığı için özür diledi ve elini uzattı. Adının Doruk olduğunu söyledi. Ben de elini sıktım ve adımı söyledim. Doruk sabahki çocuk gibi öküz değildi anladığım kadarıyla iyi birine benziyordu. Beraber sınıfa çıktık. Yan sınıflardaymışız. Dersin başlamasına 10 dk vardı. Bu nedenle sırama geçtim ve kafamı sıraya gömdüm.

Uyuyakalmış olacağım ki yanımdaki öküz çocuk beni sarsarak uyandırdı. Fakat sarsmasının dışında en ufak bir kelime bile söylememişti. Sesini henüz duyamamıştım. Yeni uyanmışlığın verdiği sersemlikle dersi dinlemeye başladım. Fakat bu oldukça zordu çünkü yanımdaki çocuk dikkatimi fazlasıyla üzerine topluyordu. Onun hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. Zor da olsa adının "Kaan" olduğunu öğrenebilmiştim. Ama ben daha fazlasını merak ediyordum. Zil çaldığında Doruk'un bir şeyler bilebileceğini düşünerek onu bulmak için yan sınıfa gittim. Doruk'un yanına doğru ilerlediğimde o da beni fark etti ve yanıma geldi. Beraber koridorda yürümeye başladık. "Konu ne?" diye sordu. Ben de biraz şaşırarak "Ne?" dedim. O da " 5 dakikadır yürüyoruz ve hiçbir şey söylemedin. Bir şey soracak olmalısın. Hadi, sor." dedi. Haklıydı. Ama konuşmaya nasıl başlayacağımı düşünüyordum 5 dkdır. Sonunda " Kaan hakkında ne düşünüyorsun? Yani çok soğuk biri. Kendini kapatmış. Nasıl biri olduğunu, kim olduğunu bilmiyorum. Bu nedenle sana sormak istedim." Dedim. O da "Aslında onun hakkında kimse pek bir şey bilmiyor. Ailesinin çok zengin olduğunu fakat annesini çok küçük yaşta kaybettiğini biliyorum sadece." Dedi. "Hmm sağol" dedim. Çok üzücü bir durumdu. Zilin çalması ile sınıflarımıza gittik.

Son derse girdiğimizde hoca bir proje ödevi vereceğini söyledi. İlk günden ne projesi bu diye düşünürken hoca "Daha çok birbirinizi tanımanız için." Dedi. "Sıra arkadaşlarınızla grup olacaksınız. 1 hafta süreniz var. Her grup için bir araştırma konusu vereceğim ve o konu hakkında bir ödev hazırlayacaksınız. Bu ödevde birbirinizi tanımanız önemli olacağı için birlikte zaman geçirmeli ve projeyi hazırlamalısınız. Şimdi her gruba konularını dağıtacağım." Dedi. Nasıl yani? Şimdi Kaan ile zaman mı geçireceğim? Bu sırada hoca konuları dağıttı ve bizim konumuz "Aşk"tı. Bir dk bir dk ne?!? Konumuz "AŞK" mıydı? "KAAN BEN VE AŞK" Yok artık!

Merhabaa. Bu benim 2.hikayem. Hala biraz acemiyim. Yorumlarınızı belirtirseniz çok sevinirim. Bu daha ilk bölüm olduğu için daha çok karakterleri tanımayla geçti ve biraz sıkıcı oldu ama diğer bölümde olaylar başlayacak ve hikaye çok eğlenceli devam edicek. Hoşçakalınn.

Sen BENİMSİN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin