BÖLÜM ŞARKISI MULTIMEDIA'DA.
Uyandığımda Kaan yanımda yoktu. Onun yerine küçük bir notla karşılaştım. "Annenler uyanmadan gidiyorum ben. Seni okula ben bırakacağım." Yazıyordu. Yataktan sürünerek kalktım ve yüzümü yıkadım. Hazırlanıp kahvaltımı da ettikten sonra dışarı çıktım. Kaan'ın arabasını gördüğümde ona doğru ilerledim ve tabiki kendi kapımı kendim açarak arabaya bindim. "Günaydın." Dediğimde o da "Günaydın." Dedi. Okula gelene kadar hiç konuşmadık. Ama dün geceki sözleri aklımdan hiç çıkmıyordu. Doruk'la bir an önce konuşmam gerekiyordu. Yaşadığı şeyler gerçekten kötüydü ama bunları benden niye saklamıştı ki? Birbirimize güvendiğimizi sanmıştım. Arabadan indiğimizde Doruk'u bulmak üzere kantine gittim. Çoğunlukla bu saatte kantinde oluyordu. Yanılmamıştım. Yine kantinde köşedeki bir masada tek başına oturmuş pencereden dışarıyı seyrediyordu. Dalgın görünüyordu. Gidip yanına oturdum ve "Günaydın." Dedim. O da "Günaydın." Dedi. Gözlerime bakmaya çekiniyordu. "Doruk" dedim. Gözlerime bakmasını istiyordum. Biraz zorlansa da gözlerime bakıp "Öğrenmişsin." Dedi. Ben de "Evet." Diye mırıldandım. "Doruk, bana niye anlatmadın? Birbirimize güvendiğimizi sanmıştım." Dedim. O da "Güneş bunun güvenle alakası yok. Bu durum zor. Gerçekten zor. Kaan için de benim için de bu olanları anlatmak çok zor. Hatta kabullenmek bile zor. Ayrıca biz iyi insanlar değiliz. Sana göre çok karanlığız. Çünkü Kaan'ın anlattığı sadece bir başlangıç. Gerisi var. Ama bunlar sana göre değil. Masumluğuna yakışmıyor. Öğrenmek hem başına bela açar hem de seni üzer. Bunları öğrenmen bile yanlış. Çünkü her şeyi öğrenince kendini karanlıkta bulabilirsin. Ve biz Kaan'la bunu istemiyoruz. Ayrıca, seni kendimizden uzak tutmaya çalışsak da kendimizi buna zorlasak da ikimiz de bunu başaramadık. Ben senin arkadaşlığını Kaan da aşkını bırakamadı. Sen bize güç verdin, destek oldun. Bizi ışığınla aydınlattın. Ve bizi bırakmandan korktuk. Çok özür dilerim, Güneş." Diye anlattığında ona sımsıkı sarılmak istedim. Bunları söylemek bile ona zor gelmişti. Kollarımı ona doladım ve sarıldım. "Her şeyi bilmek istiyorum." Diye fısıldadım. O da "Bunları sana anlatması gereken kişi, Kaan. Ona git lütfen." Dedi. Ben de başımla onaylayarak Kaan'ı bulmak için sınıfa çıktım. Sırada tek başına oturuyordu. Yanına gittim ve benimle gelmesini söyledim. Sıradan kalktı ve beni takip etmeye başladı. Okulun arka bahçesine çıktığımızda "Doruk'la konuştum. Hikayenin gerisi olduğunu söyledi ve bunları bana anlatması gereken kişi senmişsin." Dedim güçlükle. Kaan "Tamam, her şeyi anlatacağım ama şu an olmaz, burada değil. Akşam seni bir yere götüreceğim ve her şeyi öğreneceksin." Dedi ve beni orada bırakıp gitti.
Akşam olduğunda Kaan kapının önünde bekliyordu. Hazırlanıp yanına gittim ve arabayla ilerlemeye başladık. Hiç konuşmuyorduk. Bu sessizlikten rahatsız olsam da Kaan'ın ben konuşmadan konuşmayacağına emindim. Ama söyleyecek bir şey bulamıyordum. Bu nedenle dışarıyı seyretmeye başladım. Sahile geldiğimizde Kaan arabayı durdurdu ve arabanın üstüne oturup beni de yanına çekti. Karanlık olduğu için yıldızlar rahat bir şekilde görülebiliyordu. Çok güzellerdi. Bir süre yıldızlara dalıp gittikten sonra Kaan'ın "Güneş" diye adımı söylemesiyle kendime geldim. Sonunda anlatmaya başlayacaktı. "Doruk'un babasının ölümünden sonra Doruk'un amcası intikam almak için peşimize düştü. Uzun bir süre amcasıyla uğraştık ve bu süreçte ne yazık ki birçok insan öldü. Birçok kişi acı çekti. Doruk'un amcası Doruk'la kime değer verirsek ona zarar veriyordu. Daha fazla dayanamadık ve artık bir şey yapmamız gerektiğine karar verdik. Yani.. Onu tek durdurabilecek şey ölümdü. Bu nedenle öldüremeye çalıştık. Ama yapamadık. Yapamasak da onu ülke dışına çıkarmayı başardık. Birkaç aydır hiç sesi çıkmadı. Ama korkuyoruz. Yanlış anlama, kendimiz için değil. Kendimiz için hiçbir zaman korkmadık. Ama bir insana değer vermek gerçekten zordur benim için. Bir süredir kimseye de değer vermedim. Ama sen okula geldiğin günden beri sürekli aklımdasın. İlk başta senden uzak durmaya çalıştım. Çok denedim. Ama başaramadım. Seni aklımdan, kalbimden çıkaramadım. Ve sana bir şey olmasını istemiyorum Güneş. Dayanamam ve Doruk'un amcası eğer seni öğrenirse bana zarar vermek için kullanabilir. Bunu istemiyorum. Benim yüzümden acı çekmeni istemiyorum. Bu nedenle özgürsün. Beni şimdi burada bırakıp gidebilirsin. Peşini bırakırım. Uzak dururum ve benden kurtulursun. Rahatlarsın. Benimle olmak sana acı verir. Kararını ver Güneş. Hiç kimseye hiçbir karar hakkı vermem ama şimdi sana veriyorum. Seni özgür bırakıyorum. Sadece şunu bil: Benimle olmasan bile hep benim olacaksın. Ne kadar uzakta olsan bile."
Sözleri karşısında bir an afallasam da sonunda kendimi ve düşüncelerimi toparladım. Ben onsuz nefes alamazdım ki. Beni kendine bu kadar bağlamıştı işte. "Ben sensiz yapamam ki. Nefes alamam. Bu kadar kısa sürede beni kendine bu derece bağlamayı nasıl başardın bilmiyorum ama, ben hep senin olacağım. Çünkü ben sensiz kendim olamam. Yanında olmak istiyorum. Her şeye rağmen seninle kalmak istiyorum." Dediğimde beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sardı. Ben de kollarımı ona sardım. Teninin tenime değmesi beni ürpertirken kalbimin de çok hızlı atmasını sağlıyordu. Kaan'ın kollarında mutluydum, hem de hiç olmadığım kadar. Kaan hayatıma girmeden önce kalbimde bir boşluk vardı. Eksik hissediyordum. Ama Kaan o boşluğu doldurdu. Onunla kendimim ben. Onunla Güneş'im ben. Ve hep onunla olmak, onun olmak istiyorum.
LÜTFEN AŞAĞIYI OKUYUN. ÖNEMLİ!
Biliyorum bu bölümün asıl dün gelmesi gerekiyordu. Öyle söylemiştim ama yorum gelmeyince yazma isteğim pek olmuyor. Bu yüzden lütfen yorum yapın. Yorum yapılırsa bölümler daha hızlı ve daha uzun gelir. Bu arada hikayenin kapağını değiştirdim. Nasıl buldunuz? Eğer kapak yapabilen biri varsa lütfen mesaj atsın. Bu hikayeye uygun kapak yapabilirseniz gerçekten çok sevinirim. Sizi seviyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen BENİMSİN.
Novela Juvenil+Benimle olmasan bile hep benim olacaksın. -Ben hep senin olacağım. Çünkü ben sensiz kendim olamam. Adım Güneş. Lise 3’e başlayacağım. Şimdiye kadar İzmir’de yaşıyorduk. Fakat bu sene babamın tayini dolayısıyla İstanbul’a taşınıyoruz. Açıkçası çok d...