26 ➠ Cüret

14.4K 506 16
                                    

Medya-Tae
İyi okumalar...

Jeon için hayat hiçbir zaman tesadüflere bırakabileceği bir yem formunda olmamıştı. O hayatında yaşanacak her şeyi kendisi belirlerdi.

He Ran onu büyütürken böyle düşünüp tanrıyı kızdırmaması gerektiğini, kader denilen kavramın gerçek olduğunu her ne kadar aşılamaya çalışsa da plan denen şeyin anlamını tam olarak kavradığında işler yerine tamamen oturmuştu.

İnsanlar için belirlenmiş binlerce son olduğu fikri ona cazip gelse de bu sonlardan birine verdiği kararlar, yaptığı planlar doğrultusunda ulaşacağının farkındaydı.

"Maskeni yüzüne geçir gerizekalı."

Kai kulaklığını hafifçe düzeltip minik mikrofona doğru konuştuğunda Jeon siyah Doktor maskesini yüzüne geçirip kahküllerini düzeltti.

Kızı yaklaşık bir aydır aralıklarla takip edip nereye ne sıklıkla gidip geldiğini çözmeye çalışıyordu.
Şanslıydı ki kız genç yaşına rağmen görevler dışında tam bir ev kuşuydu.

"Kız evine gitmeden üstüne çipi yerleştirmen lazım Kai. Her seferinde yerini bulacağım diye canım çıkıyor."

Jeon'un uyarı dolu sesi karşısında açılışı yapılan mekana kısaca göz gezdirip bir köşede oturmuş sıkılan Davis'te sabit kıldı bakışlarını Kai.

Babası iş adamı formuyla yakın arkadaşlarından birinin yapmış olduğu açılış için tüm ihtişamıyla insanlara selam verirken o babasının hemen yanında durmuş kendisini süzen erkeklere kendince ölümcül bakışlar atmakla meşguldü.

"Kız öylece oturuyorken yanına gidemem. Bekle biraz daha."

Parmağının ucundaki neredeyse görünmeyen siyah çipe bakıp derin bir nefes aldı.
Çipi düşürmeden kızın telefonuna sokması gerekiyordu.

"Telefonunun arka kapağını açıp bataryanın üst kısmındaki küçük boşluğa koyarsan çip fark edilmeyecektir."

Davis telefonun ekranından saate bakıp derin bir nefes alarak elindekini yanında ayakta dikildiği kokteyl masasının üstüne bıraktı ve etrafa bakmaya başladı. Görevden döneli çok olmadan babası onu zorla buraya sürüklemişti. Kızının sosyal hayatta fazla bulunmamasının insanların dikkatini çekeceğini düşünüyordu Harry Davis.

"Gitmek istiyorum."

Sinirle mırıldandığında babasının onaylamaz mırıltısını işitti.

"Ağzından bir kez daha bu cümleyi duyarsam seni önümüzdeki hafta davet edildiğim bütün etkinlik ve açılışlara götürürüm Gabriella."

İşte bu çenesini kapatmasına yetecek bir tehditti.

"Tamam, sanırım biraz daha dayanabilirim."

Öylece oturmanın kendisine faydası olmadığını düşünerek masadaki telefonunu da alıp kokteyl için hazırlanmış yiyecek ve içeceklerin olduğu tarafa ilerlemeye başladı.
Bu Jeon için harika bir fırsattı.
Hızla kıza doğru ilerleyip omzuna hafif denilemeyecek şekilde çarptığında tam da umduğu gibi kız bu sert çarpışmayı beklemediği için telefonunu elinden düşürmüştü. Kızın yavaşça çattığı kaşlarını izledi.

"Önüne bakmıyor musun?!"

Davis yalnızca bir saniyeliğine kendisine dönen adamın gür saçları ve siyah maskesi ile kaşlarını çatmıştı. Kendi kendine homurdandığı sırada bir ses duydu.

Sessiz OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin