30 ➠ Sarmal

14.1K 474 22
                                    

Bölümü biraz zorlama yazdığım belli edecek kendini muhtemelen🙄. Irakla ilgili esas olaylar diğer bölümde başlayacak bilginize. Yazım hatam varsa yorumlara yazabilirsiniz. Gözden kaçırmış olabilirim.
İyi okumalar...

Elindeki spor çantaya özenle koyduğu kıyafetlere bakarken derin bir nefes aldı Davis.
Evden çıkıp kapı önünde kendisini bekleyen arabaya bindiğinde günün birçok zamanında asık suratla gezen Sally'nin dahi kendisinin ilk kez çıkacağı yurtdışı görevi adına heyecanlı olup gülümsediğini görmek yüzünde samimi bir gülümseme sağlarken avuç içlerini diz kapaklarına sürterek heyecandan terlemiş ellerini kurutmaya çalıştı.

"Özel bir uçakla dikkat çekmeyecek bir yere iniş yapacağız. Zaho yakınlarında barınan iki köy varmış, birine sen, ben, Sky ve Sally girecek. Diğerine ise gereksiz olanlar."
Eva göz devirip oturduğu yerde yayılarak gözlerini dinlenmek adına biraz kapattığında kaşlarını çatmıştı Davis.
"Peki Taehyung?"
Bir şeyi yeni hatırlamış gibi gözlerini açan arkadaşı başını aşağı yukarı salladığında dudaklarını birbirine bastırıp alacağı cevabı beklemeye başladı.
"Söylemeyi unutmuşum, Taehyung Cara ve diğerleri ile olacak."
Duyduğu hoşuna gitmemişti Davis'in, hem de hiç gitmemişti. Şu Jungkook denen adam ve Cara'nın çaylağını rahat bırakmayacağından neredeyse emindi, hoşlanmadığı insanların onu çıldırtacak girişimleri mutlaka oluyorken emin olmaması aptallık olurdu zaten.

"Normal şartlarda Türkiye'ye iniş yapıp Suriye üzerinden gidecektik ancak bunun zaman kaybı olacağına karar verdi yönetim. İniş yapmadan uçacağız. Bu da yaklaşık on dört saat dinlenme süresi demek bebeğim."

Kollarını başının arkasına alıp keyifle gülümseyen Sally yüzünde ufak bir gülümseme oluştururken çantasındaki dosyayı yeniden çıkarmıştı Davis. Herhangi bir kayıp vermemek adına çok dikkatli olmaları gerekiyordu.
Aksi halde yeni bir kayıp acısıyla daha yüzleşebileceğinden emin değildi.
Yaklaşık bir saatlik araba yolculuğu ardından ayarlanmış özel uçağa geçerek diğer görev arkadaşlarıyla Irak topraklarına doğru yola çıktıklarında herkes dinlenmek adına bir köşeye çekilmişken kendisi bakışlarını karşısında oturan tedirgin çaylağından çekmiyordu.
"Görevde seninle olmayacakmışım."
Taehyung'ın tedirginlik de barındıran üzgün sesine hoşnutsuz bir ifadeyle karşılık verirken bakışlarını camdan dışarı ile buluşturdu bu sefer Davis. Görevde onunla olup ona yeni şeyler katamayacak olmak kendisinin de canını sıkıyordu ama yapabilecekleri pek bir şey de yoktu. Birkaç metre arkalarında oturan diğer görev arkadaşlarına bakıp çaylağına doğru eğildiğinde çaylağın da kendisine doğru eğildiğini görüp gülümsedi. Konuşmanın gizli olacağı mesajını anlamasına sevinmişti.
Sesini kısık tutmaya özen göstererek dudaklarını araladığında ortamın çok sessiz oluşuna lanet okumuştu içinden.

"Cara ve Jungkook denen herife dikkat etmeni istiyorum. Özellikle Cara, sırf beni seçtiğin için bile başına kötü şeyler getirebilir. Hayatında ondan daha kindar birini tanıyamazsın."

Çaylak başıyla onaylarken kendisine daha fazla yaklaşmıştı. Yüzüne bu kadar yakın olan prüzsüz yüz kendisini garip şekilde rahatsız etmezken kaşlarını çattı Davis. Neden Tae ile temastan rahatsız olup kaçınmıyordu?

"Beni yanına almanın hiçbir yolu yok mu? Senin gideceğin yerde olmak istiyorum."

Köyler arasındaki mesafe fazla olmasa da Tae'nin yanında olmasını Davis de istiyordu.

"Bilmiyorum, iniş yaptığımızda diğerlerine sorarız."

Çaylak başıyla onaylayıp koltuğunu ayarlayarak dinlenmeye başladığında kendisi de aynısını yapıp gözlerini kapattı. Bilincinin yavaş yavaş kapanıp yeniden kendine geldiği süreç boyunca Irak topraklarına iniş yapmış olmayı dilerken gözlerini aralayıp eşyalarını toplayan arkadaşlarını gördüğünde gülümseyişine engel olamamıştı Davis.
Görev için diğerlerine belli etmese bile çok heyecanlıydı.

Sessiz OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin