31 ➠ Beyaz Göl

13.3K 562 33
                                    

Bölüm geciktiği için çok özür dilerim, yazamamak için oldukça önemli sebeplerim vardı en başı ilhamsızlık çekiyor. Bölüme yorum yaparsanız sıralamalara girebiliriz yeniden. Daha çok kişiye ulaşmak beni teşvik edecektir :) iyi okumalar. 

"Sizce buraya saldırıya ne zaman geçecekler?"
Eva elindeki kurumuş otla oynarken kısık sesle mırıldandığında toprak zeminde oturan köylülerden bakışlarını çeken Sally omuz silkmişti. Burada ikinci günleriydi, dün bütün gece dönüşümlü nöbet tutup herhangi birilerinin gelmesini beklemişlerdi. Ya karşılarındakiler durumu fark etmişti ya da dikkat çekmemek için bir süre bekleyeceklerdi.

"Bana fark etmez, piçleri taramaya her zaman hazırım bebeğim."

Çocukluk arkadaşından aldığı göz kırpış ve havadan atılan öpücük ile göz devirirken sırtını taş duvara yaslayıp elindeki ot parçasıyla oynamayı sürdürmüştü Turner.
Davis ise iki arkadaşına hafif bir gülümseme sunup başını taş duvara yeniden yaslamıştı. Buraya geldiğinden beri aklında dönüp dolaşan geçmiş sarmalı kendisini yiyip bitiriyordu.
Tae yanında olsa ne olurdu ki?
En azından şımarıklıkları ile kendisine birçok şeyi unutturup kafasını dağıtırdı.
"Esir alınma olayına ne diyorsunuz? Sky'ın önerisini kabul etmeli miyiz? Bu bizi tehlikeye atmaz mı?"
Dedi bu sefer Sally. Walsh bir saat kadar önce çılgınca bir fikirle gelip organ kaçakçılarının inlerini bulabilmek için köydekilerle birlikte yakalanmayı teklif etmişti. Buna güvenemiyordu Davis. Bekledikleri büyük bir çeteydi, insanları götürmek için soktukları büyük tır araçlarını tarayıp herkeste yaralar açarak etkisiz hale getirmeyeceklerinin garantisi yoktu.
"İşi yerinde bitirme taraftarıyım, yakalanan diğer adamlardan sabaha kadar bir şey çıkmazsa düşüneceğim."

"Nene bize hikaye anlatacakmış!"

David'in çocuklara seslenişi ile herkesin oturduğu alandan biraz uzakta oynayan çocuklar hızla yanlarına gelip bağdaş kurarak oturmuşlardı. Kendisinin saçını okşayan erkek çocuğu hemen yanına oturup dirseğini kendisine doğru çektiği dizlerine yasladığında konuyu şimdilik kapatıp kaşlarını kaldırarak gülümsemişti Davis. Omzunu dürten Sally ile başını ona çevirirken Sally kaşları ile küçük çocuğu işaret etmiş, ardından konuşmadan önce dilini dudakları üzerinde hızlıca gezdirerek ıslatmıştı.
"Seni sevdi bu velet."
Omuz silkip nene dedikleri kadının yanına değil de kendilerine yakın oturan David'e baktı Davis. Nene'nin söylediklerini kendilerine çevirmek için gelmişti belli ki.

"Nene burada yaşı büyük olan kadınlara karşı çocukların kullandıkları bir deyim."

Hepsi başlarıyla onayladıklarında belli ki çocuklar huzursuz olmasın diye onlara ufak çaplı bir eğlence yaratmayı amaçlayan yaşlı kadın konuşmaya başlamıştı. David ise çevirmeye.

"Okyanusun derinliklerindeki bir şişenin içindedir zaman, bu şişenin ağzı her aralandığında ufak ufak hava kaçar içinden. Her hava bir başka dünyadır, yüzeye çıktı mı yaşam oluverir. İşte bu yaşamlardan birinde de biri kız diğeri erkek iki küçük çocuk yaşamıştır. Kimdir ki bu kızla erkek çocuğu?"

Kadının kendinden emin ve gizemli tavırlarla konuşmasını kaşlarını çatarak izlemişti her biri. Kelimeler ağzından zar zor çıksa da bilge biri gibi konuştuğu aşikardı. David yeniden konuşmaya başlayan kadınla vakit kaybetmeden çevirmeye başlamıştı dediklerini.

"Yaşları henüz hayata dahi ermemişken şahit olduklarının hükmü altında ruhları büyümek zorunda kalmış iki çocukmuş bunlar. Etrafa bakmaya korkarlarmış, gerçeklikten hariç görecekleri şeyler korkuturmuş onları. Yine bir gün etraflarına hiç bakamadan yürümeye başlamışlar. Bir göl varmış yakınlarında, yaşlı bir kadının hep gittiği bir gölmüş bu.
O kadın ki her gittiğinde kimsenin yanına korkudan yaklaşamadığı, kireçliymişçesine beyaz renge sahip suya sahiplik yapan göle yanaşır, suya ellerini daldırıp bir avuç içer, ardından elindeki büyükçe parçalar kopardığı ekmeklerden suyun içine koyarmış."

Sessiz OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin